Hafif bir baş, orta şiddette boğaz ve çok şiddetli sırt ağrıları içinde kanepede uzandığım
yerden arada uyukluyarak TV izliyorum. Üçüncü filmden sonra baş ağrımın artmasından
korktuğum için Hollywood a istemeyerek veda ettim. Sese gürültüye pek tahammülüm yok,
şöyle kulağa hoş gelen, yormayan bir müzik olsun diye oradan oraya atlarken temiz beyaz
yüzlü efendiden bildik bir yüz çıkıyor karşıma. Ses de yumuşacık. Acılı bir tebessümle giden
sevgiliyi geri çağırıyor.
Omzumda başın eksik, yatağımda kokun
Tenimde tenin eksik, gel de bir dokun
Gecelerden uykum eksik, yüzde tebessüm
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm
Çok hüzünlü geliyor. Ne yaşıma başıma ne de şu anki ruhiyatıma uyan bir yanı yok.
Tam kumandayı elime almışken devamı geliyor kulağıma
Ne oluuuur dön geriiii sevindirmeee elleriiii ...
Hoppalaaa diyesi geliyor insanın. Kuuzum, evlaadım. Biricik sevdiğini kaybetmişsin. Zaten
derdin boyunu aşmış. Gözyaşların sel olup taşmış. Uykuların kaçmış. Hasretinden yanıp
tutuşurken eller nereden düşer ki aklına. Aşkınızı nasıl yaşadınız ki ayrılıkta elleri düşünürsün.
Sevda dediğin iki kişiyle yaşanmaz mı. Başkaları birden yok olmaz mı. Ben öyle bilirim.
Böyle bir sevgi yaşanırken öyle mutludur ki insan, kimseleri gözü görmez. Herkesi
herşeyi sever. Etrafında düşman kalmaz. Belki daha çok artar ama sen görmezsin.
Sevgiye yoğunlaşmışsındır . Tüm kötülükleri, kıskançlıkları yok sayarsın.
Böyle bir sevginin ayrılığı da iki kişiliktir. Tüm acı, tüm hasret o yeri doldurulamıyacakmış
gibi görünen kapkara yokluğa yoğunlaşır. Aranan, özlenen sadece gidendir.
Tabii ki yaşanan arı-duru gerçek bir sevgiyse.
Sevindirme elleriiii.... derkeen?
"Ah Ayşe, nasıl da bırakıp gidersin beni. Hani o taç yaptığımız çiçekler. Hani kuşlar ağaçlar.
Hande şimdi uçuyodur sevincinden. 'Beni almaz mı, oh oldu Ayşe de terketti gitti, kaldı
bi başına' diyodur eminim. Ya annen, bir türlü içine sindirememişti beni. Ne olur dön
geri, omuzumda başın eksik. Gözlerim hep yaşlı. Sensiz uykularım yok. Bir de o sinsi
ablanın pis pis sırıtması geliyo gözümün önüne, hepten uykularım kaçıyo."
Biraz abarttım galiba. Ama düşünmeden edemiyorum. İnsanın aşkını, acısını adam
gibi yaşamasına engel olan bu "eller" nasıl bir güç böyle.
Çok ama çok büyük bir güç olduğu kesin. Özellikle bizim gibi gelişmekte olan, içe dönük,
gelenekçi ve okumamış oranı yüksek ülkelerde.
Dünyanın hiç bir ülkesinde, bu kadar geniş kapsamlı, her konuya el atan, kitleleri
ve doğrudan bireyleri (olumlu ya da olumsuz) etkileyen, görünür ve görünmez bir sivil
toplum örgütü bulunduğunu sanmıyorum. Belli bir merkezden yönetilmezler. Her bir
bireyi kendi başına buyruk çalışır. Okul dönüşü gözü saatinde, 'onbeş dakika geciktin',
market dönüşü gözü poşette, ' yine tükkanı yüklenmişsin ' diyen camdaki komşu teyze
benim örneklerimden biri olabilir. Bazan da gruplar halinde çalışırlar. Bazan bir kahveyi
kullanırlar, bazan da nöbetleşe takiptedirler. Tıpkı askerden döndüğünde ağabeyimi
yakalayıp, ' kızkardeşlerin temiz, tebrikler, görevimiz sona erdi ' babında bir rapor vererek
zavallıyı afallatan bıçkın Fatih delikanlıları gibi.
İlerleyen yıllarda "başta bi büyük yok ne giren belli ne çıkan, hadi hafta içi gündüz
çalışıyolar hafta sonu nerdeler" diyen apartman sakinleri, "bekâra ev mev vermeyiz"
diyen ev sahipleri.
"Şu ikisini bi karşılaştıralım" diyen işgüzar tanımadığımız çöpçatan tipler. (Dostlarım böyle bir
şeyi denemeye bile kalkışmazlar hışmımdan korkarlar.)
Ve daha kimler, neler...
Bu örgütten ne ölçüde korunabileceğiniz, sizin yetiştirilişiniz, karakteriniz, görgünüz,
tahsiliniz, yaşam biçiminizle bağlantılı olarak değişebilir. Hiç zarar görmemek, en azından
rahatsız olmamak mümkün değildir.
Çok uzun zamanlardan beri bu örgütün işgüzar kişilerinin ataklarından bol bol nasibini almış biri
olarak, aynı oranda büyük dersler aldığımı da söylemeliyim.
Bu güne gelecek olursak, tonton emekli teyze tadında yaşamımı sürdürürken ve herkes
gibi görünür görünmez dost ve düşmanlara sahip olduğumun bilincinde, bir de ek bir
karanlık örgütü, muhayyel düşmanı da düşünerek yaşamımı düzenlemeye asla niyetim yok.
Yaşadığım güzel bir şeyi "düşmanlar çatlasın" düşüncesiyle abartmadan "dostlar sevinsin"
diyerek anlatırım. Üzüntümü sıkıntımı da asla "düşmanlarım sevinecek" korkusuyla
dostlarımla paylaşmaktan kaçınamam. Ya da başka bir nedenle.
Tabii ki "yen içinde kalması gereken kırık bir kol" değilse.
Nazar değme ihtimalini yok saymam ama dua ile savuşturulacağına inananlardanım.
Dostluklar kurar, yeni dost seçerken ve o dostluğu yaşarken, başkaları ne der, birileri
gücenir mi diye asla düşünmem. Kimseyi kimseden saklamam.
Benim üzüntümle sevinecek, sevincimle üzülecek kişilerin, benim yapmak istediğim
herhangi bir şeyi varlıklarıyla engellemesine asla izin vermem.
"Ah guzzum şu başımdaki akılla, şu öğrendiklerimle senin yaşında
olabilseydim keşke "
diyen anneannemi nasıl da güzel anlıyorum :) Nurlar içinde yatsın...
Sevgiyle kalın...
12 yorum
Aslında bu konuda en az beş post falan çıkarabilirim. İşin kötüsü birilerini düşünmekten kişiler özlerinden uzaklaşıyor. Ne acısını ne keyfini içinden geldiği gibi yaşayamıyor. Kendini ifade edemiyor. Gündelik hayatını yaşayamıyor. Ailesini ihmal ediyor.Bu memleket eş dost ağırlamak uğruna çocuğunun boğazından kesen annelerle dolu. Neyse bunlar uzar gider. Bu arada ben de hala öksürüyorum. Boğazım yangın yeri gibi.
Umarım sabaha zımba gibi kalkarız ikimiz de :)) Sevgiler...
Ya ben istanbulun garip bir köşesinde yaşıyorum ya da o "bizim eller" ortalardaysa da ben alaka göstermediğimden fark etmiyorum
Bu evimde oturmaya başlayalı bir seneyi geçti. Dün asansöre birlikte bindiğim hanım sordu kaçıncı kat diye. 2 dedim. aaa hoş geldiniz yeni taşındınız alt katıma dedi. dayanamadım ee 1.5 sene oldu pek yeni sayılmaz dediğimde hanımın aslında benim karşı dairemi kastettiği çıktı ortaya. bu arada karşı daireye taşınanlar da 6 ayı buldular:)
o yüzden bizim ellerde oğluma bir şey olsa ya da bana, aa o olmuş bu kalmış diyecek insan yok:(
iyileş canısı:)
Sis' cim, şu an benim yaşadığım yer de Anadolu' nun her tarafından en çok göç alan bir köşesi ve senin köşenden çok farklı değil. Ben altmışlardan yetmişlerden bahsettim daha çok ama gizli cam bekçileri hep var. Merak her dönemin duygusu:) Bir de bizim kafamıza çakılmış bir elalem kavramı var ki zihnimizde hep canlı tutarız. Her adımımızı ona göre atarız. Bir de bizim üzüntümüzle sevineceğini sandığımız gizli düşmanlar paranoyası geliştirmişliğimiz var.
Oturmuş, işi gücü bırakmış bizim felaketimizi bekleyen:))
Onu sevindirmeyelim diye çabalar dururuz.
Valla uğraşıyorum iyileşmeye ama
her sene biraz daha zorlanıyorum :(
İlahi Asumancım,'' el ne der' bizim ülkenin emniyet sübabı:)))
Ne çok şeyimize engel olmuştur. Ortaokul ve lisede basketbol oynuyordum, dayılarım her maçıma gelirken millet maça gelmiyor İsboon torunu şortla maça çıkıyormuş diye geliyorlar derlerdi. Ama hiiç tınmadım, onlarda hem maç izlediler hem sinirden öldüler:))
Sonraki yıllarda da sohbetlerde -Lale çok güzel basketbol oynardı, takım kaptanıydı diye hava attılar:)))
Çok geçmiş olsun diyor ve sevgilerimi gönderiyorum.
Geçmiş olsun. Çabucak iyileşirsiniz inşallah. sevgilerimle.
Lale'cim onların sayesinde zaman zaman kendimize çeki-düzen vermekle birlikte pek de her işimize karıştırmadık sayılır. Senin basketbol kariyerine bayıldım.
Sevginin ruhu, çok teşekkür ederim.
Asuman ablacım çok geçmiş olsun.O şarkıyı bend eçok seviyorum.senin anlatımınla daha anlamlı oldu.yazdıkların çok doğru.emeğine sağlık.sevgiler.
Çok geçmiş olsun canım.
Yazını sonuna kadar okumak için tekrar geleceğim. Çok uykum geldi :))
İyi geceler
Kamikaze' cim, çok sağol. O şarkıyı ve o delikanlının sesini ben de beğenirim. Keşke o nakaratı koymasaymış. Zaten benim derdim şarkıyla değil. Ondan yola çıkarak ellerle.
Çınar' cım, çok teşekkür ederim.
Yorum Gönder
Bu Blogda Ara
Contributors
Blog Listem
-
-
-
Yeniden3 ay önce
-
BİR DİZİ YAZISI: DEDEKTİF BOSCH1 yıl önce
-
-
-
Merhaba3 yıl önce
-
-
-
-
Koşan Hayat5 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
ÜÇÜ BİR ARADA !7 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum8 yıl önce
-
-
bize ne oldu...9 yıl önce
-
-
-
-
-
Merhaba demeye geldim...10 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
-
TAŞINDIM...13 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
İzleyiciler
Yazı Arşivi
-
►
20
(5)
- ► Eylül 2020 (1)
- ► Ağustos 2020 (3)
- ► Temmuz 2020 (1)
-
►
17
(4)
- ► Nisan 2017 (1)
- ► Şubat 2017 (1)
-
►
16
(1)
- ► Şubat 2016 (1)
-
►
15
(1)
- ► Ağustos 2015 (1)
-
►
14
(16)
- ► Aralık 2014 (1)
- ► Eylül 2014 (2)
- ► Ağustos 2014 (1)
- ► Haziran 2014 (1)
- ► Mayıs 2014 (2)
- ► Nisan 2014 (4)
- ► Şubat 2014 (1)
-
►
13
(46)
- ► Aralık 2013 (3)
- ► Kasım 2013 (3)
- ► Eylül 2013 (6)
- ► Ağustos 2013 (3)
- ► Temmuz 2013 (2)
- ► Haziran 2013 (2)
- ► Mayıs 2013 (3)
- ► Nisan 2013 (7)
- ► Şubat 2013 (3)
-
▼
12
(96)
- ► Aralık 2012 (2)
- ► Kasım 2012 (4)
- ► Eylül 2012 (16)
- ► Ağustos 2012 (7)
- ► Temmuz 2012 (5)
- ► Haziran 2012 (8)
- ► Mayıs 2012 (10)
- ► Nisan 2012 (14)
- ► Şubat 2012 (8)
-
►
11
(179)
- ► Aralık 2011 (19)
- ► Kasım 2011 (38)
- ► Eylül 2011 (14)
- ► Ağustos 2011 (17)
- ► Temmuz 2011 (8)
- ► Haziran 2011 (14)
- ► Mayıs 2011 (11)
- ► Nisan 2011 (9)
- ► Şubat 2011 (10)
-
►
10
(152)
- ► Aralık 2010 (12)
- ► Kasım 2010 (12)
- ► Eylül 2010 (9)
- ► Ağustos 2010 (12)
- ► Temmuz 2010 (7)
- ► Haziran 2010 (12)
- ► Mayıs 2010 (11)
- ► Nisan 2010 (17)
- ► Şubat 2010 (11)
-
►
09
(186)
- ► Aralık 2009 (22)
- ► Kasım 2009 (22)
- ► Eylül 2009 (17)
- ► Ağustos 2009 (24)
- ► Temmuz 2009 (19)
- ► Haziran 2009 (20)
- ► Mayıs 2009 (20)
- ► Nisan 2009 (8)
- ► Şubat 2009 (5)
Müzik
Popüler Yazılar
-
bilmem hatırlar mısın bir liseli kız vardı bir liseli esmer kız gözleri yıldız yıldız saçları gece gibi simsiyah dökül...
-
Büyük Usta, önündeki devâsâ tuale son rötuşlarını yapıyor... Önündeki dev palete göz atıyorum. Hemen hemen boşalmış gibi. Yeşili çoktan sıyr...
-
Çok içime battı gidişi. Cenazelerde kaskatı kesilirdim oysa. Yüreğim katılaşır, algılarımı kapatıverirdim olan bitene. Kendi isteğimle...
-
Çok keyifliydim aslında. Blogum şenlenmiş, evim temizlenmİş, çok uzun zamandır görmediğim, çook eski, tüm doğum günlerimi(zi) çoğu yaz tatil...
-
Bu şiiri ortaokul çağlarında bir takvim yaprağında görmüş, (o zamanlar takvim yapraklarında şiirler olurdu) , adı "Akasyalar Açarken&qu...
-
Buluşma yerime giden yola tek başıma çıktım. Fakat bu sessiz karanlıkta beni izleyen kimdir? Onun varlığından kurtulmak için kenara çekilir,...
Etiketler
- 2010
- 2011
- 27 mayıs İhtilali
- 7 numara
- ABD
- abla
- acemilik
- açlik
- Adıyaman
- afet
- ağabey
- ağaç
- Ağustosta Rapsodi
- aile
- akraba
- akrostiş
- akşam
- Albatros
- alış-veriş
- alışkanlık
- alışveriş
- alışveriş tutkusu
- Ali Muhittin Hacı Bekir
- Alphonse de Lamartine
- amatörlük
- anı
- anılar
- anılar...
- anlaşma
- anlayış
- anma
- anne
- anneanne
- anneler günü
- Antalya
- apartman hayatı
- arayış
- arıza
- Arka Pencere
- arkadaş
- armağan
- aşı
- aşk
- aşure
- Atatürk
- ateş böceği
- atom bombası
- Attila İlhan
- ATV
- ATV şarkı
- Avustralya Açık Tenis
- ayaz
- ayrılık
- aziz nesin
- B.Necatigil
- baba
- Babalar Günü
- bahar
- bahçe
- balkon
- banka
- Barbra streısand
- barış
- başarı
- başlangıç
- Baudelaire
- Bauelaire
- Bayrak
- bayram
- Beatles
- bebek
- bekir sıtkı erdoğan
- beklentiler
- BEN
- beste
- beşiktaş
- Betty Smith
- beyaz dizi
- beyaz diziler
- beyaz roman
- Bhagavatgita
- bilgisayar
- Bir genç kız Yetişiyor
- Bir sarkısın sen
- Bir Şarkısın Sen
- birlik ve beraberlik
- birliktelik
- bitki
- biyografi
- blog
- blogger
- börek
- Buddha
- bugün
- bulmaca
- buluşma
- buzdolabı
- Bülent Ecevit
- Cahit Sıtkı Tarancı
- can yücel
- Capra
- cehalet
- centilmen
- cesaret
- cevaplar
- cezerye
- cinayet
- cocuk
- cocuk.
- cocukluk
- Cronin
- Cumhuriyet
- Cüneyt Gökçer
- çalışma hayatı
- çaresizlik
- çay
- Çığlık
- çınar
- çiçek
- çiçekler
- çiğ
- çocuk
- çocuklar
- çocukluk
- çöp
- dalgınlık
- Daltonlar
- damat
- Damdaki Kemancı
- dans
- davetiye
- dayak
- dedikodu
- Defne Joy Foster
- demirhindi
- deneyimler
- deniz
- deprem
- dergi
- destan
- dilek
- dilekler
- dinlenme
- disko kralı
- diyet
- dizi
- doğa
- doğallık
- doğum günü
- dolap
- Doris Day
- dost
- dostluk
- dostluk.
- dostlulk
- duygular
- düğün
- dül dül
- dünya
- dünya kadınlar günü
- Dünya Prematüre Günü
- düşmanlık
- düşünceler
- düşünceler.
- Ecevit
- edebiyat
- Edgar Allan Poe
- Ekim
- Ekrem Bora
- Elazığ depremi
- emek
- emekli
- eminönü
- Emirgân
- Engelliler
- ephraim kishon
- erişkin
- erişlilmezlik
- erkek
- eski yıl
- eşek
- eşyalar
- etiket metiket yok
- Etkinlik
- eve dönüş
- evlat
- Ey Aşk Nerdesin
- eylül
- ezan
- Ezel
- Fakir Baykurt
- fal
- fanatizm
- Farrah Fawcett
- fasulye
- felaket
- felsefe
- fenerbahçe
- fırtına
- Fikret Otyam
- film
- filozof
- final
- Firari
- firuze
- fono
- formüller
- fotoğraf
- Frank Sinatra
- Futbol
- gazanfer özcan
- gece
- geçim
- Geçmiş
- geçmişten şarkılar
- gelecek
- gelin
- genç kız
- gençlik
- gerçek
- geyik
- gezi
- gezinti
- giden sene
- Gitanjali
- giysiler
- Govinda
- gökkuşağı
- göl
- gönülçelen
- gösteri
- göze çarpmayan debdebe
- gözyaşı
- Grace Kelly
- grizu
- gül
- Gülümse
- gün batımı
- güncel
- güneş
- Güneydoğudan öyküler-Önce vatan
- Günlük yaşam
- güven
- güz
- güzellik
- güzellikler
- haber
- haberler
- Hacer Buluş
- Hacivat
- hafta sonu
- hak
- hala
- harika çocuklar
- hasta
- hastalık
- hayal kırıklığı
- Hayali Küçük Ali
- hayaller
- hayat
- hayvan
- hayvanlar
- hayvanlar alemi
- hazan
- hediye
- Herman Hesse
- hiciv
- Hindistan
- Hiroşima
- Hitchcock
- hobby
- Hollywood
- hoptirinam
- hoşgörü
- hoşluklar
- http://www.blogger.com/img/blank.gif
- huzur
- hüsran
- hüzün
- ıhlamur ağacı
- ışık
- ibadet sohbet
- içimizdeki çocuk
- içtenlik
- iftar
- ihmal
- İhsan Varol
- ikiyüzlülük
- ikram
- ilaç
- ilginç şeyler
- ilişki
- ilkbahar
- ilkokul
- İlkokul şiiri
- İnci Ertuğrul
- İngilizce
- insafsızlkık
- insan
- insan halleri
- insan olmak
- insanlık
- intikam
- İslamiyet
- istanbul
- isyan
- İş Bankası
- işçi
- iyilik
- Jacques Brel
- James Stewart
- Japonya
- Jean Moreas
- Jim Reeves
- kabuk
- kadın
- kadınlar
- kahvaltı
- kahve
- kalıplar
- kalite
- Kamer Genç
- kan verme
- Kandil
- kaplumbağa
- kar
- Karagöz
- karanfil
- karanlık
- kardeş
- karışık duygu ve düşünceler
- karmaşa
- katiam
- kavafis
- kayıp
- Kayserispor
- keder
- kedi
- kediler
- Kelime oyunu
- Kemal Burkay
- kerpiç
- keşke
- keyif
- kıskançlık
- kış
- kız kardeş
- kızkardeş
- Kim Novak
- kiracı
- kishon
- kişisel
- kitap
- koka kola
- kolbastı
- komedi
- komik
- komşu
- komşuluk
- konser
- konut
- korku
- Korolar çarpışoyor
- koşullu refleks
- köpek
- kuaför
- kupa
- Kurban Bayramı
- kuyruk-bilim
- kültürel mozaik
- Lale
- latife hanım
- lezzet
- lisan
- lise
- Liz Taylor
- maneviyat
- manzara
- Marsel İlhan
- masal
- masumiyet
- maymun
- mazi
- meclis
- medya
- Mehmet Topuz
- mektup
- merasim
- Mevlana
- mevsimler
- Meyva Zamanı
- Michael Jackson
- mim
- misafir
- misafirlik
- Misak- ı milli
- mizah
- Montaigne deneme
- moral
- Mr. Smith
- muhabbet
- Muhabbet Kralı
- Muhammed
- muhasebe
- Murathan Mungan
- mutfak
- Mutfak şarkıları
- mutluluk
- Müge Anlı
- müzik
- müzik nostalji
- Nagazaki
- Nazım Hikmet
- nefret
- nekahat
- Nirvana
- Nisan
- Nişan töreni
- Noktürn.
- nostalji
- okan bayülgen
- olay
- olgunluk
- on line alışveriş
- ordan burdan
- Orhan Kemal
- Orhan Veli
- orman
- oruç
- otobüs
- otokontrol
- oyun
- ozan
- ödül
- öfke
- öğrenci
- öğretmen
- Öğretmenler günü
- ölüm
- ölüm yıldönümü
- ömür
- öykü
- Öykü Atölyesi
- özgüven
- özlem
- Paçoz
- Paçoz..
- Paris
- pasta
- paylaşım
- paylaşmak
- pazar
- pazar alışverişi
- pazar günü
- Pazar sohbeti
- pembe dizi
- pencere
- Piknik
- pişmanlık
- plan ve programlar
- planlar
- plasebo
- Platters
- polis
- popülizm
- program
- programlar
- radyasyon
- radyo
- Ramazan
- Ramazan davulu
- Red kit
- reklamlar
- resim
- resmi bayramlar
- Reşid Behbudov
- Rilke
- rin tin tin
- Roland Garros
- roman
- romantik
- romantizm
- röportaj
- ruh yorgunluğu
- ruhat mengi
- rüya
- saat
- sabah
- sadakat
- Sadettin Kaynak
- safiyet
- Sağanak
- sağlık
- sahur
- Samana
- samimiyet
- sanal
- sanat
- sanatçı
- sanatkar
- Saroyan
- Satürn
- schumann
- sebze
- seçkin
- seçme saçma sohbetler
- sel
- Selimpaşa
- Selmi Andak
- sergi
- sevdiğim şeyler
- sevgi
- sevgi soysal
- sevgili
- sevgililer günü
- sevinç
- seyahat
- seyirlik
- Seyyare
- Shakespeare
- Show TV
- sıcak
- sıkma
- sıradanlık
- Sidarta
- Sigara
- simit
- sinema
- sipariş
- sis
- soğuk
- sohbet
- sonbahar
- soru
- sorular
- spiker
- star
- still life
- su yücel
- suikast
- şablonlar
- şafak
- şans
- şarap
- şarkı
- şaşkınlık
- şeker
- Şeker Bayramı
- şerbet
- şermin
- şiddet
- şiir
- şikayet
- tabak
- tabletler
- tagore
- tanışma
- tansiyon
- tantuni
- tarif
- tartışma
- taşınma
- tatil
- tedavi
- teknoloji
- telaş
- telefon
- televizyon
- temizlik
- tenis
- tenis turnuvası
- terlik
- tevfik fikret
- Tırpan
- tiyatro sahne
- tokat
- toplantı
- Tövbeler Tövbesi.
- Transfer
- tren
- TRT
- TSM
- Ttv
- Tuna Huş
- tutsak
- tuvalet
- tüketim
- Tülin Oral
- Türkan Saylan
- türkü
- TV
- Uğur Mumcu
- umut
- unutma
- uyku
- Üç Hür El
- ülke meseleleri
- ümit
- üretmek
- ütü
- vahşet
- vakit
- Vasuveda
- vatan
- William Holden
- William Wordsworth
- Wimbledon
- yağlıboya resim
- yağmur
- yalnızlık
- yaprak
- yarışma
- yaşam
- yaşlılık
- yatak
- yaz
- yeğen
- yeğenlerim
- yeme-içme
- yemek
- yemekteyiz
- yeni yıl
- yeni yıl kartları
- yesterday
- yıl dönümü
- yılbaşı
- yıldız
- yıldönümü
- yoksulluk
- yol
- yolculuk
- yolculuk.
- yorgünluk
- Young at Heart
- yönetici
- yün
- yürüyüş
- zaman
- Zeki Müren