Hayvan Muhabbeti  

Posted by Asuman Yelen in






Sabah, Paçoz la her zamanki gibi gezintideydik. Çocukların okula gitme saatini geçirdiğimizden

park neredeyse bomboştu. Hava biraz puslu hayli soğuktu. Ben ağrılarım hafiflediği için, Paçoz

da yeniden yol arkadaşına kavuştuğu için, ikimiz de pek keyifliydik. Her zamanki gibi, plansız,

rotasız, onun keyfine ve ihtiyaçlarına tabi yerdeki kokuları takip ederek yürüyorduk.


Bundan on-on bir sene önce parktaki ilk gezmelerimizden birinde, ben daha köpekler hakkında

pek birşey bilmezken, sevdiğim herkes, her şey gibi ona anlamlar yüklemeye çalışıyorken,

bir duvar kenarına oturmuş, yavrular için olan, boyuna geçirilip uzayıp kısalabilen sevk ipinin

bir ucu elimde, minicik yavrumun oradan oraya koşuşturmasını sürekli yerleri koklamasını

izliyordum. Yanımda oturan genç bir adamla sohbete başladık. Onun da bir köpeği varmış. Yeni

kaybetmiş. Ben deneyimli birini bulduğum için sevinmiş sürekli sorular soruyordum. Ne

yapmam, ne yapmamam gerektiği konusunda yığınla pratik tüyolar alıyordum. Bir ara

gururla, " benim kızım da benim gibi doğayı çok seviyor. Sürekli çimenleri kokluyor, bundan

keyif alıyor. Bakın nasil da sevinçle kuyruğunu sallıyor" deyince, delikanlı sırıtmış, "bütün

köpekler yerleri koklar, diğer köpeklerin izlerini sürmek için bunun doğa sevgisiyle alakası

yok " demişti. Hem hayal kırıklığına uğramış, hem de mahçup olmuştum.

Ben bir yandan bunları hatırlayıp için için güler, bir yandan da Paçoz un yanında yürürken

bir ağacın altında duran bir kedi dikkatimi çekti. Gözü dallardaydı ve atlamaya hazır gibiydi.

Hemen yakınındaydık. Paçozdan ürktüğünü düşündüğümden "korkacak bir şey yok kedicik,

benim yavrum kedilere zarar vermez" dedim. Sürekli Paçoz la da konuştuğum için doğal

bir şeydi bir kaç kelime de kediciğe sarfetmem. Ben lafımı bitirmeden hoop diye atladı ağaca.

Keyfin bilir diyerek uzaklaşırken büyük bir patırtıyla onlarca kuş havalanıverdi. Hemen başımı

kaldırıp baktığımda dallardan birindeki kedinin ağzında bir an gördüğüm kuş aniden yokoldu.

Kedicik gözümde canavara dönüştü.

Sonra, yine Paçoz un altı aylık bile değilken yerdeki küçük siyah bir kuşu bir anda

gözümün önünde yutuverdiğini hatırladım. İtiraf edeyim ki, kuş için bir an bile üzülmek

aklımdan bile geçmemişti. Paçozu ben o aralar öyle özenerek besliyordum ki, zarar göreceğini

düşünüp panikle veteriner Orhan beyi aradım. Her zamanki umursamaz tavrıyla " bir şeycik

olmaz" deyip kapattı. Adamcağız bıkmıştı o günlerde benden. Görmemişin bir köpeği olmuş

hesabı her gün arıyordum. Gece gündüz. Evden, cepten, klinikten. "Orhan bey bu hayvan ağzı

açık dili dışarda çok hızlı soluyor normal mi?" "Butün köpekler öyle nefes alır" "Orhan bey bu

gece rahatsız uyuyor. Kalbi de çok hızlı atıyor gözümle takip edebiliyorum göğsünden.

Köpeklerin nabzı da insanlar gibi midir?" "Bir şey olmaz. Normaldir." Bir gün ortalıkta

bıraktığım bir plaka aspirini yutmuştu. Panikle aradığımda resman gırgırını geçti. "Ne güzel, bir

hafta hiç başı ağrımayacak."


Harkes gibi televizyonda hayvanlarla ilgili belgeselleri ben de çok seviyorum. Ama bir yerden

sonra işin tadı kaçıyor. Tam bir aslan ailesini izlemeye başlıyorum. Anne, baba, yavru aslan

doğayla içiçe keyifle koşuşturuyorlar (hele bir de yeni televizyonumda bedava HD yayınla)

zevkle izlerken bir sırtlan geliyor geçiriveriyor dişini yavru arslana. Kan revan. Ya da sevip

benimsediğim aslan yavrusu büyüyor gidip bir güzelim ceylanın üzerine atlıyıveriyor. Kan revan.

Ben bilgisayar oyunundakki sanal hayvanları bile doğar doğmaz analarından ayıramadığım için

zamanında satamıyor bu yüzden game over oluyorken gözümün önünde canlı canlı doğup

büyüdüğünü takip edip sevdiğim canım hayvanların kurban ya da canavara dönüşmesini

izlemeye gönlüm el vermiyor.


Tabii ki doğanın kuralı böyle. Denge böyle sağlanıyor. Güçlü zayıfı yokediyor. Ormanda da böyle,

bizim minik parkımızda da. Kediler kuşları, köpekler kedileri telef ediyor.

Biz insanlar da hepsini birden yok etmek için elimizden geleni yapıyoruz.

This entry was posted on 11.01.2012 at Çarşamba, Ocak 11, 2012 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

8 yorum

:))) keyifle okudum özellikle de Paçoz sen doktor üçlemesini:)

Hakılsın doğanın kanunu bunu gerektiriyor. Güçlü güçsüzü yok ediyor ama sadece yaşamını devam ettirebilmek için. Onların vahşi hayatlarında kin nefret hırs yok. Ya insanlar... insan ırkı dışında canlıya yaşam hakkı tanımayan insanoğlunun acımasızlığı asıl, doğal dengeyi alt üst eden.

Paçoz la keyifli uzun zamanlar dilerim.

Sevgiler

11 Ocak 2012 14:05

Çok Haklısın Çınar' cım.Hayvanlar, sadece yaşamlarını devam ettirebilmek için güçlerinin yetebildiklerini öldürüp yiyorlar. Biz insanlar da zaman zaman beslenme adına bazan da malesef keyif için öldürüyoruz.
Çok teşekkürler...

11 Ocak 2012 16:09

Keyif adına öldürebilen tek hayvan insan biliyormusun?
Mesela ben köpekten daha çok kedi beslediğim için kedilerle ilgili bir gözlemimi anlatmak istedim. Kedi yemeğiyle oynar. Bu ilk tanık olduğum zamanlarda bana çok acımasızca gelmişti. Böcek,fare,kuş,örümcek sinek vs her ne ise avlamaya niyetlendiği; önce yakalar ve yemeden saatlerce oynar. Çok vahşi bi şeydir o oynaması. hayvanların sağı solu yaralanır kopar kanar vs. Ama bunun altında kedinin ilkel atalarından kalan dürtüsüyle avcı olması vardır. Sonunda yer avını. Ve dikkatli gözleyince aç değilse sadece oynama amaçlı hiç bir hayvana elleşmediğini görürsün.
Hala bir takım insan hayvanları eğlence amaçlı av partileri düzenleyebiliyor, hala insan diyemeyeceğim yaratıklar eğlence amaçlı sokak hayvanlarına en akla gelmedik işkenceleri yapabiliyor.

Off çok doluyum bu ara. Topakımın bir kardeşi vardı,yabaniydi, dükkana girmiyordu, bir gözü çıkarılmış. insan değildir umarım yapan,hayvanlar arası bir kavgada falan olmuştur,yapan insansa da umarım ben yapanı bulmam.

12 Ocak 2012 00:29

Ben de tam zamanında yazmışım bu yazıyı desene Sis. Yaaw iyi ki ben görmedim o kediyi. Emin ol uykularım kaçardı. Duymak bile yetti.Paçoz da çok küçükken bir kuş yedi. Sanırım sonra iyice evcilleşti. Güdüleri köreldi. Ne kuşa ne kediye asla saldırmaz. Sadece küçük köpeklere zarar veriyor. Onun sebebi de ona sık sık aldığımız evdeki oyuncak köpekler. Evde onları dişlerinin arasına alıp sallaya sallaya oynamaya alşkın. Ben parkta ne zaman küçük köpek görsem hemen o görmeden uzaklaştırırım. Görürse burnumun üstüne düştüğümün resmidir. Bir yandan da köpek sahibine seslenirim al kucağına götür diye.
Umarım işlerini biraz kolaylamışındır. (Ev düzenlemeleri)
Öptüm canım...

12 Ocak 2012 01:08

Doğanın dengesi!
hiç hoşumuza gitmese de:(
yediğimiz balık,tavuk,et:((
Paçozun ve senin iyi olmanıza sevindim arkadaşım...

12 Ocak 2012 01:24

Aynen öyle Nur' cum. Her üç türü de tüketiyoruz afiyetle.
Daha iyiyim artık. Paçozun durumu da stabil. Umarım sen de iyileşmişsindir.
Sevgiler canım...

12 Ocak 2012 02:19

canım o olayın sebebi şu.biliyorsun blog temalarında kullanılan resimler var. bu resimler bazı blog temalarını download ettiğinde ayrı bir klasörle gelir. ve temayı kullanacak olan kişi resimleri kendisi ayrı bir resim sağlayıcı siteye ( photobucket veya imageshack gibi) yükler ve her resimin linkini tema kodu içinde gereken yere yerleştirir. senin blogda şimdiye kadar bu resimler temayı yazan kişinin kullandığı bir resim sağlayıcı üzerindeydi sanırım.temayı kullanan yüzlerce kişi o linkleri temalarında kullanduğı için resim sağlayıcı sitede o resimlerin durduğu hesapta bandwith aşımı oldu ve resimlerin sahibinin hesabı askıya alındı.ve doğal olarak resimler de görüntülenemez oldu.
şimdi tek çözüm eğer blog temanın resimleri pc de ayrı bir yerde duruyorsa o resimleri başka bir servis sağlayıcıya yüklemen ve blog kodu içinde her resimin linkini gereken yere yazmak.bunu yapabileceğini pek sanmıyorum .şöyle deneyebilirsin. blogun şu anki kodunu tasarım sayfasından yedekle önce. ve bu temayı başka bir ücretsiz tema indirebileceğin siteden indir ve yeni indirdiğin dosyayı tema olarak yüklemeyi dene. çözülmezse devamına bakarız.

12 Ocak 2012 19:39

Sis' cim çoook saol. Tam senin bloga yeniden yazacaktım bi daha bakınca gördüm ki şimdilik hallolmuş.
Senin yazdıklarını Erdem in (Rayuşun oğlu) blogundan okuduk. Aynı şeyleri düşünmüşsünüz. Yarına kadar bekleyelim olmazsa gerekeni yaparız dedi. Umarım yeniden olmaz.
Öptüm canım.

12 Ocak 2012 21:07

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin