Sıcak muhabbetler  

Posted by Asuman Yelen in , , ,


Biraz önce telefonum çaldı.

"Efendim?.."

Bir kadın sesi.
"Aloo?..." Ses biraz uzaklaştı. "Neydi yahu.." derinden bir başka kadın sesi . "Televizyon, televizyon."

"Ha, evet. Ben televizyon tamiri için aramıştım."
"Yanlış oldu. Ev burası." "Aaa, pardon."

Tam ben yeğenime gülerek "ne için aradığını unutmuş garibim" diyordum ki yeniden çaldı. Bu sefer yeğenim açtı. Aynı kadın, aynı cevap. Sinirle neler söylediyse, yeğenim de gülerek "siz ısrarla aynı numarayı çevirirseniz.." diyordu ki telefon yüzüne kapatıldı.

Herkesin sinirleri tepesinde. Alınganlık, öfke patlamaları, dalgınlık, şaşkınlık, unutkanlık aldı başını gidiyor.

Bende bu son üç hal had safhada. Her üçünün karışımı bana en uygun tanım bönlük. Dikkatim, duygularım dumur durumda.

Birisi karşıma geçip ağzına geleni söylese, hakaret etse kızmaya, tepki göstermeye, ya da övse göklere çıkarsa sevinip minnet duymaya takatim yok. Yanlışı- doğruyu, haklıyı- haksızı ayırdetmekten acizim. Hiç bir şey umurumda değil sanki.

Bir de, garip şeyler yapıyorum.

Dün gece, saat ondan sonra, yalnız kendim için dünyanın patlıcan, biber ve patatesini kızarttım.

Bunda ne var diyeceksiniz. O kadar çok şey var ki. Bir kere, eğer misafir gelmeyecekse, o da yeğenler, kızartma yapmam normalde çünkü dokunuyor ve Ramazan öncesi ümitsizce kilo vermeye çalışıyorum. Üstelik bu sıcakta o koku. Komşulara ayıp. O saatte, ateşin başında ter bun içinde...

Böyle bir şeye niçin kalkıştım emin olun bilmiyorum...

Dün, hiç gereği yokken, beyaz bir gömleğimin çıkmayan lekelerini kafama taktığım için en kızgın güneşte Kartal' a temizleyiciye gittim. O bluz aylardır bir poşetin içinde duruyordu.

Paçoz da şaşkın. Hem deli gibi sokak istiyor, hem olmadık yerlerde durup kalıyor, sonra hemen çeke çeke eve sürüklüyor.

Ayrıca konuşma alışkanlıklarım da değişti. Yalnızken, bilgisayar başında, mutfakta, orda- burda sürekli konuşuyorum. Karşımda biri varken, ağzımı açmışken ne söyleyeceğimi unutuyorum.
Eskiden kelimeleri unuturdum, şimdi konunun ne olduğunu unutup vazgeçiyorum konuşmaktan.

Aslında bu akşam başıma gelen komik şey olmasaydı bu postu yazar mıydım bilmiyorum.


Bu gün bizim semtin pazarı vardı. Akşam üzeri, Paçoz' u gezdirdikten sonra pazar arabamı aldım düştüm yola. Her zamanki domatesçimden 2 kg. Çanakkale domatesi seçtim, poşete doldurup tarttırdım. Yanımda duran pazar arabasına koydum, paramı verdim. Sonra arabanın sapını kavrayıp o kalabalığın içinden çekerken "hadi Paçoz, yürü kızım" dedim. İşin kötüsü pazarcı genç arkamdan "abla, hayırdır?.."demese belki farkına bile varmayacaktım garipliğin. Dehşet içinde, kendi sesim kulaklarımda çınlaya çınlaya apar topar döndüm evime.

Sonbaharın gözünü seveyim. Boşuna yağmura övgüler yağdırmıyorum buradan. Varmış bir bildiğim demek ki...

Bu arada hiç alakası yok ama şimdi arkamdaki televizyondan ilk defa gördüm ve paylaşmak istiyorum. İş Bankası' nın (maximum kart) Karagöz' lü reklamına bayıldım doğrusu.

Hep keyifli olalım...

This entry was posted on 7.08.2010 at Cumartesi, Ağustos 07, 2010 and is filed under , , , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

8 yorum

Sıcaklar herkesi bir tuhaf yaptı. Sıcaktan dolayı yeterli uyuyamiyoruz, beslenemiyoruz artı sıvı kaybı. Doğal olarak tüm bunlar normal oluyor.

Sen yinede öğlen vakti dışarı çıkma Asuman abla dikkat et lütfen.

Öpüyorum...

7 Ağustos 2010 23:21

Böyle havalarda normal sürdürebilmek çok zor İlknur' cum. Gülüp eğlenerek geçiştireceğiz artık.
İlgine çok teşekkür ederim. Sen de hem kendine hem de Balküpü' ne çok dikkat et.
Sevgiler...

7 Ağustos 2010 23:56

Valla ben cok güldüm senin bu postuna:)))
Iyiki yazmissin.

Birde seni hayal ettim, alisveris arabasina pacoz muamelesi yapmana:))

Bak sayende isindim bile.
öyle sirin anlatmissin ki...

Kocaman öpüyorum seni Asumanim:))

8 Ağustos 2010 00:14

Şu an burası o kadar sıcak ki birilerinin üşüdüğüne inanmak imkansız gibi.
Seni biraz olsun ısınmana vesile olduğuma sevindim.
Ben de çok çok öpüyorum seni.

8 Ağustos 2010 00:19

Aman aman gecenin o vaktinde o leziz kızartmalarda kaç kalori olduğunun farkında mısınız acep :))

Afiyetle yediniz ve pişman oldunuz değil mi. Nerden baksak 800 kalori vardır muhakkak. (en az)

Ve o saatte komşuların duyduğu kızartma kokusu ve havanın sıcaklığı (vay komşunun haline:))

Çok hoşşsunuz, muhabbetinize bayıldım bende.

Sevgiler

8 Ağustos 2010 01:06

Sevgili Nevbahar,
Sıcağın fazlası insana neler yaptırıyor. Emin olun çoğunu ertesi gün (bu gün yani) verdim bir yerlere.
İnanılmaz ama yaşandı hepsi maalesef.
İşin eğlenceli tarafını görmeğe çalışıyoruz sadece.
Sevgiyle kal...

8 Ağustos 2010 01:15

şu yazdıkların her ne kadar tuhaf olsa da bu sıcaklarda inan bir esinti gibi oldu. sıcaklar yüzünden bende katılıyorum diğer yorum atan arkadaşlara..Yetersiz uyku, geçiştirilen yemek fasılları. inşallah biraz serinler de havalar hepimiz rahatlarız..Haydi paçoz.. :))

8 Ağustos 2010 01:17

Ben de biraz serinleyelim diye yazdım Şeniz' cim zaten.
İnşallah canım.
Sevgiler...

8 Ağustos 2010 01:48

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin