Dört mevsimde gezinmek.  

Posted by Asuman Yelen




Çok tuhaftı...

Bu gün, sabah sekiz ve akşam yedi dolaylarında, Paçoz' la, üzeri kırmızı, beyaz ve pembe ilkbahar çiçekleri ile donanmış ağaçların arasında, ayklarımızla yerlere dökülmüş kuru ve rengarenk sonbahar yapraklarını çiğneyerek, kızgın ve nemli yaz sıcağını solumaya çalışarak ve karanlık bir kış kasvetinden ürpererek tamamladık yürüyüşlerimizi.

Her ikimiz de çocuklar gibi koşmak istedik ama o kadar yorgun ve bitkindik ki...

Ne soluklarımız yetti, ne ayaklarımız taşıdı...

Bu gün, böyle tuhaf bir gündü işte.

This entry was posted on 5.08.2010 at Perşembe, Ağustos 05, 2010 . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

8 yorum

Gercekten değişik bir gündü bugün:)

Yagmayan yağmur, nem oranı fazlalığı sıcak insanın takatini kesiyor. Herkeste bir yorgunluk hali görüyorum.

Sevgiler...

5 Ağustos 2010 22:32

Yarın daha da sıcak olacakmış İlknur' cum. Ama tabii ki bitecek bu günler de ama hangi mevsime demir atacağız merak ediyorum doğrusu. Yaz da mı kalacağız, sonbahara mı geçmiş olacağız.

5 Ağustos 2010 22:46

Burası da çok sıcak ve gerçekten takat bırakmıyor...
Sevgilerimle...

6 Ağustos 2010 00:23

Doğu daha da betermiş haberlerde söylendiğine göre.
Allah yardımcımız olsun Ebruli günce...

6 Ağustos 2010 00:58

Bazen düsünüyorum acaba sicak mi daha beter yoksa yaz ortasinda soguktan titremek mi?
Gerci üsüyünce isinmanin caresi var da, o cok sicaklarda insann bünyesi sasiyor.
Ahh bir ortasi olsa:)

6 Ağustos 2010 11:23

Sünter düşünüyorum da...
Beter olan biziz galiba. Bir türlü memnun olamıyoruz.
Bana kalsa, şu an (50 derece ve nemden bunalmış durumda) hemen yanına koşardım. Ama sen de haklı olarak yazı yaşamak istiyorsun.
En iyisi, buraya biraz yağmur, oraya biraz güneş. Ne iyi olur...

6 Ağustos 2010 11:39

Yanlış anlamayın beni lütfen, Sünterle yazışmalarınızdan aklıma geldi de yazıyorum...

Birisine bir iyilik yaptığımızda veya herhangi bir yararımız dokunduğunda,karşılığını beklemenin saçmalığını savunurum ben hep,çünkü yaranmazsınız genelde.
Allah ki herşeyi yarattığı halde kuluna yaranamıyor,(sıcaktan şikayet ederiz,soğuk olur soğuktan şikayet ederiz)kulun kula yaranması mümkün mü? derim bu savunmayı yaparken de...

Başta da dedim ya yazışmalarınızdan aklıma geldi yoksa sizlere bir itham söz konusu değil...
Sevgilerimle öpüyorum sizi...

6 Ağustos 2010 14:56

Çok haklısın Ebruli Günce,
Biz insanlar bir türlü şikayet etmekten vazgeçemiyoruz değil mi.
Bunda yanlış anlaşılacak hiç bir şey yok ayrıca.
Ben de seni öpüyorum canım...

6 Ağustos 2010 16:21

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin