Bu günüme hakim olan ruh hali hiç şüphesiz ki "huzur" du.
Bu, artık yaşamımın sonuna kadar benimle olmasını istediğim tek zenginlik. Huzur, benim bu haliyle bu dünyaya, her haliyle insanlara ram olmamın bir ödülü olarak hep benimle kalmalı, ruhumu yatıştırmalı, bedenimin kaslarını gevşetmeli.
Her akşam üzeri Paçozla parka girdiğimizde çimenlerde top oynayan 7-8 yaşlarında 7-8 çocuk topu maçı bırakıp "PAAÇOOOZ" diye çığlıklar atarak koşarlar, ben de her seferinde " çocuklar niçin bağırıyorsunuz, siz böyle gelince o da neye uğradığını şaşırıyor, ben de rahatsız oluyorum" desem de ertesi gün aynı çığlıklarla koşup gelirler paçozun orasını burasını mıncıklarlardı.
Bu gün parka doğru yürürken o çocuklara hiç bir şey söylememeye kararlıydım. Nihayetinde o yaşlardaki birsürü çocuğun sessiz olmasını istemek saçmalıktı. Ama onlar da bir başka şeye karar vermişler kendi aralarında. Hepsi, muzip muzip gülerek abartılı teatral tavırlarla yanımıza yaklaştılar ve "paaçooz" diye fısıldayarak sessizce sevdiler. Gözlerime, kulaklarıma inanamadım. "Ama siz de abarttınız canım" dedim. "Karar verdik bundan sonra bağırmayacağız" dediler.
Gündüz yeğenim bendeydi. Uzun uzun konuştuk. Akşam iftarı kızkardeşimle birlikte yaptık. Sonrasında balkonda çaylarımızı içip hoş sohbetler yaptık.
Gece bilgisayarımın başına oturdum. Blogger dostların yazılarını okudum. Her biri ayrı hoştu. Kahkahalarla güldüm. Tebessüm ettim. Bilgilendim. Mutlu oldum ve huzurla doldum.
Hepsi de iyi ki varlar, iyi ki bulundukları yerdeler.
Herkese mutlu, huzurlu ve tabii ki sağlıklı hafta sonları diliyorım.
Sevgiyle kalın...