Akşam, Paçoz' la yürüyüşten dönerken her zaman olduğu gibi, girişte oturan Rayuş' un
zilini çaldım. Eniştemin benim için aldığı pideyi alıp gitmek üzere elimi uzatınca avcuma
bir grup zarf tutuşturuldu. Posta kutusunu boş görüp duyduğum hayal kırıklığı yerini
meraklı bir sevince bıraktı. Hemen zarfları açmaya başlayıp bir yandan da asansörü
çağırdım. Arkadan kardeşlerin en şirininin alaylı sesi geldi. "Onların hepsi kart. Taze pide
burada kaldı :)" Dönüp pideyi alırken ikimiz de kahkahalarla gülüyorduk.
Aslında bu ikinci grup. Bayrama bir hafta var. Belki daha gelen olur diye teşekkürü
daha sonraya bırakıp, sadece ne kadar mutlu olduğumu belirtmek istiyorum.
Bu günlerimiz tatlı, yoğun bir hareketlilikle geçiyor. Bir yandan düğün hazırlıkları, bir yandan
gençlerin ev kurma koşuşturmaları, davetiyelerin dağıtılması, sıcağı, orucu ikinci plana attı.
Tabii bir de kronik bir hale gelen "ne giyicem"sorunsalı. Bir yandan Ramazan sonuna
kadar kilo almama, sonrasında da düğüne kadar kilo verme çabası da cabası.
Bu arada Paçoz hala yürümekte zorlanıyor. Yürüyüşler sık sık oturmalarla kesintiye
uğruyor. Çocukların "hadi Paçoz" "hadi kızım" şeklindeki tezahüratlarıyla zar zor eve
gidebiliyoruz. Bu yüzden iftarı kaçırdığım günler var. Ama nedenini biliyor olmanın
ferahlığı onun ayağının acımasına ve aksayarak yürüyor olmasına duyduğumuz üzüntüyü
ve diğer sıkıntıharı hafifletiyor.
Bu günlerde tatlı telaşlar, keyifli koşturmacalar bir de Koray' cığımla düğüne kadar
sürecek bol paylaşımlı bir teyze- yeğen birlikteliği var ki tadına doyum olmuyor.
Sanırım, çok ilerde çocuklarına hatta (hayalim beni oralara kadar götürmüyorsa da
için için çok istiyorum) torunlarına bu günlerden bahsederken tebessüm dudaklarından
hiç eksik olmayacak.
Herkese keyifli hafta sonları diliyorum efendim.
Hep sevgiyle kalalım...