Kim ne derse desin, ki çoğunluk aynı fikirde, eminim,
Eylül, ayların en güzeli ;
ve bana göre, mevsimlerin en güzeli Sonbahar.
İçinde ne yaşanırsa yaşansın, düğün, hastalık, öüm, bu hiç değişmeyecek.
Bu günlerde biraz heyecanlıyım. Hem mutlu, hem buruk.
Yeni evimi çok sevdim, mutluyum.
Oturduğum evi, muhitimi, havasını, ormanını, insanlarını da
çok seviyorum ve buralardan en çok da Rayuş' umdan, biraz fazlaca
ayrı kalmak nasıl olacak bilmiyorum.
Biraz uzaklaşmaya ihtiyacım var. Bu kesin. Paçoz' suz o parktan
geçmek muhitteki tanıdık çocuklarla ve köpeklerle selamlaşmak
hâlâ çok zor geliyor.
Bir yandan da alıştığım evimden, çevremden uzaklaşmak bana
zor gelecek, eminim.
Asansörle yapılan yemek servislerinden, kış-yaz işitmeye alıştığım kuş
seslerinden, gözümün önünde doğup, büyüyen, büyüyüp evlenen
çocuklardan geçici bir süre de olsa vazgeçmek.
Tabii bir de kahvemi Rayuş' suz içme keyfiyeti var.
Tüm bunları düşünürken, aklıma geçen yıl yaşadıklarım geliyor.
Önce sıkı bir evlilik telaşesi, hoş bir düğün, Paçoz' umun giderek artan
sıkıntıları ve sonrası...
Herkesin sağlığı yerinde olsun diyorum.
En önemlisi bu.
Mesafe dediğin, ayrılık dediğin nedir ki.
Kavuşulunca biter.
Güzel günlere....