Kaynak <http://asunungunlugu.blogspot.com.tr/2011/05/huzur-veren-dizi.html>
"Hani bazı dostlar vardır. Birlikte politika konuşursunuz, gündemden hararetle bahsedersiniz.
Kimiyle irade çatışması yaşarsınız ara sıra. Sesler yükselir.
Kimiyle sanattan kitaptan, şiirden konuşursunuz. Kelimelerinizi seçerek, dikkatle kullanırsınız.
Kimiyle ağlar, kimiyle bol bol kahkahalar atarsınız. Bu birlikteliklerim çoğu, içlerinde bir kısım
gerilim, pervasızlık veya huzursuzluk barındırır ya da fazlaca dikkat ve özen gerektirir.
Ama dost vardır, sakin, iddiasız, telaşsız, komplekssiz, yüzünde bir tebessümle sizi dinler, az
konuşur, konuştuğunda sesi yumuşaktır, bilge değildir, filozof değildir, hırslı, şikayetçi, kavgacı,
hiç değildir. Eleştirel gözle bakmaz. Açık aramaz. Sevgi dolu ve huzurludur. Tüm sıkıntılarınızda ve
başarılarınızda içtenlikle yanınızdadır. Sizi her yerde korur kollar. Siz yanındayken ya da yokken.
Yanında kendinizi çok mutlu, çok rahat hissedersiniz.
Benim var, umarım herkesin vardır böyle dostları."
…………………
2011 in Mayıs sonlarında beğendiğim bir diziyi blogumda betimlerken böyle bir benzetmeden
yola çıkmış, Ikinci paragrafı yazarken de hep seni düşünmüştüm. Öyle bir başkaydı yerin..
1964 yılı Nisanının sonunda yaşamımdaki en sevdiğim insanı, babamı, sakin (o yıllarda) bir güney
kentinde bırakıp, apar topar geldiğimiz bu koca, çılgın metropole henüz alışamamışken,
Eylül ayında başladığım pek de sevemediğim gürültülü kız lisesinde bana sunduğun güler
yüzlü dostluk, verdiğin huzur, hiç eksilmeden, tertemiz, lekesiz, gölgesiz, içten-yürekten
tam 53 yıl sürdü. Neler yoktu ki bu 53 yılın içinde..
Her sabah okula kolkola giderken Çarşamba yokuşunda, sınıfta hep yan yana oturduğumuz
sırada, ilk sigaraları tüttürdüğümüz pastanede..
Senin, benim evimde Cem Karaca, Engelbert Humperdinck eşliğinde paylaştığımız
ergen muhabbetleri…
Sonra senin Almanya faslın. Mektuplar..Dönüşün..İşe girişlerimiz..
Evliliğin..kızın..torunun..
Kayıplar, göz yaşları..
Acı ve tatlı yığınla paylaşım.
Tam elli üç yıl.
En erken tanıdığım ve en erken kaybettiğim gerçek dostum.
Çok büyük bir boşluk bıraktın Semuş' um.
Çok büyük ve yeri asla doldurulamayacak bir boşluk.
Haberini alıp bana, Akçay' a telefonla muştuladığın ikinci torunun gelmek üzere.
Ama o ilki kadar şanslı değil bence. Seni görüp tanıyamayacak çünkü.
Nurlar içinde yat...