Paçoz, evde ve dışarıda sürekli bu durumda artık. Sokağa çıkmak istiyor ama yürüyemiyor.
Parka kadar zor gidiyor.İlk bulduğu çimene kendini atıyor. Gölge güneş hiç farketmiyoır.
Bu delikanlı birkaç tur bisikletle
etrafımızda dolaştıktan sonra
dayanamayıp yanımıza geldi
ve Paçoz' u ilgiyle izlemeye başladı.
8 Temmuz 2012 (cep foto)
Sonra ne düşündüyse o da yanına uzanıp
bir süre de yattığı yerden izledi.
Yavrumla sessizce, bakışlarımızla anlaşmayı sürdürüyoruz.
Ben, "hadi kalk artık yürü yanımda eskisi gibi, uydur ayaklarını ayaklarıma"
diye yalvarıyorum. O da çakmak çakmak yalvaran bakışlarıyla "üzgünüm,
mecalim yok bırak beni kendi halime buracıkta böylece yatayım" diyor.
Hiçbir şey düşünmeden hissetmeden yaşamaya çalışıyorum. Akışına bıraktım
herşeyi. Boğucu sıcakların sıkıntısı, Koray' ın yaklaşan düğününün,
kurmaya çalıştıkları evin telâşesi, hepsi işime yarıyor doğrusu.
Gerekli gereksiz duygusallıklar rafa kalktı. Ne kararsız dostluklar,
ne de inatçı nefretler, beni zerrece ilgilendirmiyor .
Gözüm, aklım, fikrim hepsi can yoldaşımda.
Dillendiremediği acılarını anlamak ve dindirmeye çalışmak üzere aleste bekliyorum.
Onun için elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum. İnşallah yapabilirim.
Evet, bu günlerde biz böyleyiz.
Herkese güzel haftalar diliyorum...