Güneşli bir Mart Pazar' ından...  

Posted by Asuman Yelen in





Sabah kahvelerimizi yudumlarken, kardeşlerin en dikkatlisi ve endişelisi beni keskin

kartal bakışlarıyla uzun uzun süzdükten sonra "keyfin yerine gelmiş neyse " dedi ve

başını fincanına eğdi. "Keyfim niçin kaçmış olsun ki? " "Akşam bloguna baktım.

Hüzünlü Tagore' lardan birini gördüm yine." Şaşkın şaşkın, "ne alaka, her zamanki

Tagore. Yani parçayı yazan o hüzünlü kişi... Ben sadece sevdim ve bloguma yazdım.

O kadar." Kardeşlerin en şirini ters çevirdiği fincanı ve tabağını baş parmağı ve orta

parmağı arasında sımsıkı tutup çevirdi. "Tamam canım, tıtizlenecek bir şey yok.

Yanılmışım." Tatlı tatlı gülümsedi.


Cuma günü dizinden ameliyat olan bir arkadaşını ziyarete gittiği için görüşmemiştik.

Öncesinde de kızlar, konser, toplantı, keyfim son derece yerindeydi. Yazıyı görünce

hüznü bana maletmiş...



Akşam sondan geriye blogumdaki yazılara şöyle bir göz gezdirdim....


Hüzünlü bir Tagore...


Huzurlu bir konser paylaşımı.


Çocuksu bir keyifle geçen bir haftalık pijama partisinin çocuksu ve keyifli cümlelerle

bir ilkokul kompozisyonu kıvamında kısaca anlatımı. "Arkadaşlarım bendeydi çok

mutlu günler geçirdik, köpeğim de çok mutluydu..."


( Mutluluk insanı sadeleştiriyor:)))


Öncesi, bir küçük hayal kırıklığının yüreğime dokunduğu yerde, tıpkı küçük bir

çakıl taşının suya düştüğü anda oluşturduğu dalgalar gibi artan kelebek etkisini

anlatmaya çalıştığım sitem dolu bir yazı.

Bir önceki ise kendimle gırgır geçen mizahi üsluplu bir paylaşım.



Tuhaf bir sıralama... Depresif bir dönem ürünleri gibiydiler ilk bakışta.


Biraz canım sıkıldı. Yaşlandıkça dengeler giderek bozuluyor anlaşılan diye içimden

geçirdim. Biraz otokontrole ihtiyacım vardı. Yoksa yardım mı almalıydım. Belki de

iş işten geçmişti. Omuzlarımdan vücuduma bir ürperti yayıldı...


Bu duygular içindeyken arkadaşım Nural aradı. Yazımı okumuş. Resimlerini görüp

şaşırmış. O da çok memnun kalmıştı bu haftadan, eski günleri bunca yıl sonra yeniden

yaşamaktan. Bir saate yakın konuştuk. Bol bol güldük.


Mutfağı toparladıktan sonra yine oturdum pc.min başına. Yeni yazılara baktım.

Sevgili Melange' ın " uzun, ince patikasında " yürürken sıcacık gözyaşları döktüm.

Sonra Esmir' in kara treninde buldum kendimi. Babamın dizinde uyudum, annemin

poğaçasını yedim. Haydarpaşa' sız başlangıçları düşündüm. İçim sızladı....



Neden sonra yıkadığım yüzümü havluyla kurularken aynada şişmiş gözlerimin

taa içine dikkatle baktım. Bu gözlerde biraz hüzünlü olmakla birlikte huzurlu bir

ifade vardı. Hem de alabildiğine huzurlu...

Ne bir kararsızlık, ne bir belirsizlik, ne de bir karamsarlık.

Sonra bir kez daha düşündüm. Tüm yaşamımı çabucak gözden geçirdim.

Bu günümü düşündüm sonra.

Korkulacak bir şey yok dedim kendi kendime.

Yaşadığım, yaptığım, yazdığım her şey insancaydı. İnsana özgü, bana özgüydü.

Sevinç de keder de, kahkaha da gözyaşı da benimdi. İnsancaydı.


Neyi hangi sıra ile, ne aralıkta, ne sıklıkta ve nasıl yaşadığım da kimseyi ilgilendirmezdi.

Başkalarınınki de beni...

Sevdiklerimin sevinciyle sevinmek, elemlerine üzülmek dışında...





















This entry was posted on 18.03.2012 at Pazar, Mart 18, 2012 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

18 yorum

Asuman senin yazılarında çözemediğim bir şey vardı. Bir tını , bir tat...Bu gün çözdüm çok insanca...

Çook sevgimle, pırıl pırıl bir pazarsabahından.

18 Mart 2012 09:37

Ne güzel dikkatli ve ilgili kardeşlerin var. Şanslısın. Kardeşler konusunda bende şanslıyım.
Yaşadıklarımız insanca, insana dair... Daha ne olabilirki. İyiyiz biz. İyileriz...
sevgiler

18 Mart 2012 11:34

İşte o kadar Asucum, aynen katılıyorum sana. "Genciz, hürüz, çok mutluyuz" sloganı atardı çocukluğumun Tina'sında Jackie ve Deli Gençlik gurubu. Biz de "Genciz, hürüz, huzurluyuz" :))
Bana gelen müzikler hep en sevdiklerim oluyor, senin sayfa beni sevip torpil geçiyor. Memnunum kendisinden:))
Öpüyorum seni ve de o güzel anlatımınla bir 70'ler yazısı bekliyorum yeni blogumuza, o hepimizin blogu biliyorsun...

18 Mart 2012 11:42

Enfes bir bahar günü gerçekten Lale' cim. Paçozla içeri girmek istemedik.
Çok teşekkür ederim.
Benden de sana bir dolu sevgi gelsin.

18 Mart 2012 12:16

Sevginin ruhu, sadece bir kardeşim var ama on kardeş kadar çok gerçekten.
Ben "insanız" ve " doğalız" demek istiyorum.
Sevgiler arkadaşım...

18 Mart 2012 12:22

Leylak' cım, müziklerimin tümü de güzel olmasın sakın:))
Yaşımın onlar hanesi "genciz" in şakasını bile kaldıramıyacak kadar
büyüyüverdi birden:( Yeni sloganım:
"Yaşlıyım, huzurluyum, bildiğimi okurum" olarak değişti galiba.
70 ler konusunda sana bir mail gelecekti zaten. Görüşürüz.
Öpüldünüz...

18 Mart 2012 12:29

Paylaştıkların huzur doldurdu içimi. Güzel müziğin ruhuma deydi. Havada güneşli zaten. Eee! daha ne olsun. Yüzünün hep gülmesi dileğiyle...

18 Mart 2012 15:42

Yüzlerimiz hep gülsün, güneş hep tepemizde olsum Mihriban' cığım.
İçini biraz olsun ısıtmışsam ne mutlu bana:)

Sevgiler canım...

18 Mart 2012 16:48

Yorma kafacığını arkadaşım, bir saatimiz bir saatimize uymaz ki, buda çok normal bir şey. Ne demişler "kahkaha ile gözyaşı kardeştir, ayrılamazlar"
Ayrıca yazında okuyana gayet huzur bulaştırıyor. Kocaman sevgilerimle...

18 Mart 2012 21:48

Niyeyse, öylesine takıldı aklıma işte Nur' cum. Çok fazla da, özellikle başkaları ne düşünür tarzında, önemli bir şey değil :)
Belki kendim için endişelendim bir miktar o da geçti.
Çook teşekkür ederim içime su serptiğin için.
Keyifli bir hafta diliyorun.
Sevgiler...

18 Mart 2012 22:51

BENDE KATILIYORUM CANIM
ÇOK HOŞ SOHBET OLMUŞ
:))

19 Mart 2012 13:11

Ne güzel bir yazı, yüreğinize sağlık Asuman Hanım, sevgiyle kalın ...

19 Mart 2012 13:47

Bir kase lezzet,
Çok teşekkürler, sevgiler.

19 Mart 2012 14:00

Özlem'cim, sağol canım. İhtiyaç hissettim ve biraz içimi döktüm. Hepimizin zaman zaman yaptığı gibi.

19 Mart 2012 14:08

İnsanca çok doğru bir kelime olmuş. Asucum olağan dışı bir şey yok bence. Sen esas sabah pamuk prenses kıvamında uyanıp,öğle civarları doğunun kötü cadısına dönüşüp,akşam yemeğinden sonra Elizabeth Batory(nam-ı diğer kanlı kontes) kılığında yaşayanları düşün.

Yok canım nerden çıkardın valla ben değilim yukarda yazdığım:D

19 Mart 2012 15:57

Hep aynı şeyleri söylüyoruz Sis' cim.
Bilinen bir şeyi tekrarladım sadece.
"İnsanca" yı bir paye olarak kullanmadım. Biri bizi kızdırmaya göesün,hepimizin çıkarmaya hazır tırnakları var ve işlerimiz yolunda gittiği kadar iyimseriz.

19 Mart 2012 19:03

O kardes yüregiyle kimbilir neler sezinlemistir.
Hüzün ya da üzüntüler her ne kadar insanca olsa da insan cok sevdigine sadece neseyi yakistiriyor.
Her türlü kirikliklar, üzüntüler, hüzünler ondan uzak olsun istiyor. Kiyamamak, korumak, kollamak da kardesce, dostca be Asu´m....

Öpüyorum seni:))

23 Mart 2012 18:59

Bilmez miyim Sünter' cim, 0nunla o kaday aynıyız ki bu konuda. Yalnız duygusal anlamda da değil. Geçen gün gözümün kenarında bir leke gördüm, anlatınca güldü. Aynı yerde onda da oluşmuş aynı leke:)
Hepimiz, hep keyifli ve mutlu olalım...

23 Mart 2012 20:05

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin