Islık  

Posted by Asuman Yelen in ,




Geçenlerde bir dostum 30 yaşlarındaki oğlundan bahsederken çok endişeliydi.

Sebep?

Delikanlı, evde sürekli ıslık çalıyordu.

Bir evin tek çocuğuydu. Geç geldiği için de çok kıymetliydi. Her istediği alındı. Kolejlerde

okutuldu.

Hiç şımarmadı. Saygılı ve terbiyeliydi. Aynı zamanda neşeli, dost canlısı ve güler yüzlü.

Anne ile baba sürekli kavga ediyorlardı. Çocuğun gelişi başta biraz hızını kestiyse de çift, kavga

etmekten hiç geri durmadı. Onların odalarından yükselerek artan seslerini duymamak için

5-6 yaşlarındayken yüksek sesle şarkı söyler dönerek zıplayarak oynardı. Güfte ona aitti ve tek

cümlenin tekrarından ibaretti. " Biz neşeli bir aileyiz, ben mutlu bir çocuğum."


10- 11 yaşlarındayken babasını kaybetti. Okula ilk gittiği gün öğretmeni ve arkadaşları baş

sağlığı dilediklerinde "ölüm de doğum kadar doğal bir şey " dedi ve sessizce yerine oturdu.

Okul psikoloğu dostumu çağırarak bu garip savunma mekanizmasının doğal olmadığını belirtti.


Anne oğul sakin bir yaşam sürmeye başladılar. Pek sorun yok gibiydi. Üniversiteye başladı.

Yine dışa dönük, sosyal neşeli bir gençti. Ama onun da sorunları vardı doğal olarak.

Bir gün annesi tuhaf bir şey farketti. Oğlunun sıkıntılı ya da üzgün olduğunu her anne gibi

o da bir bakışta anlıyordu. Farkettiği şey, böyle zamanlarda ıslık çalıyordu. Hem de neşeli

melodiler. Önce belli etmedi. Önemsememek en güzeliydi. Sonra bir gün oğlan aniden

ıslık çalmaya başlayınca bilinçsizce " yine canın neye sıkıldı" diye sordu. Delikanlı önce şaşırdı,

sonra ikisi birlikte gülmeye başladılar.



Okul bitti. Master bitti. Askerlik bitti. Mükemmel kız arkadaşı ile iyi giden bir ilişkisi vardı.

Dostumun ve delikanlının tüm çabalarına rağmen bir iş bulamadılar. 500-600 TL maaşlı

işlerde çalıştı, parasını alamadı. Yuva kurmak, çocuk sahibi olmak istiyordu ama kız arkadaşının

babasıyla tanışmaya yüzü yoktu. Sokaklarda gördükleri, dünyada ve ülkede olup bitenler

giderek artan endişeler ve gelecekle ilgili umut ve güven boşluğu ve daha kim bilir neler

otuzunu aşkın bu yakışıklı delikanlının geçmişten gelen savunma mekanizmasını yeniden

hayata geçirmesine neden olmuştu.

Anne üzgün ve çaresizdi tüm bunları anlatırken.

Oğlu yüzünde garip bir tebessümle evde sürekli ıslık çalıyor ve hiç sorunu yokmuş gibi

davranıyordu.

Dostum bu yapay neşeden ve bu vaz geçmişlikten çok endişe duyuyordu. Haklıydı.


Son zamanlarda hepimiz benzer tavırlar içindeyiz aslında.

Dudaklarımızda sessiz ıslıklar, yüzümüzde yapmacık tebessümlerle sürdürüyoruz hayatımızı.


Tıpkı şarkıdaki gibi.


"Hani ıssız bir yoldan geçerken

Hani bir korku duyar da insan

Hani bir şarkı söyler içinden

İşte öyle bir şey..."


Güzel günlere...

This entry was posted on 21.01.2011 at Cuma, Ocak 21, 2011 and is filed under , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

16 yorum

Geliştirdiği savunma mekanizması ne kadar naif,ne kadar güzel genç adamın,sinirle etrafa saldırıp,sevenlerini kırmak yerine ıslık çalmak, boşvermişlikten, inkardan ziyade, atmaya yardımcı cansimidi bence...

21 Ocak 2011 09:03

Islık çala çala derin çizgiler oluştu dudaklarımızın kenarında. Gençliği ve insanımızı bu kadar yakından düşünen büyüklerimiz buna da çare bulur bir gün inşaallah.Aynı antibiyotikler gibiler maaşallah.Biryerimizi içkiden sigaradan falan filan korumaya çalışırken sözde başka organlarımıza öldürücü darbeler vuruyorlar.Gün-ola hayr-ola asumancım.sevgilerimle.

21 Ocak 2011 09:32

Bende bulaşık yıkarım canım sıkılınca. Tanıyanlar bilir yine hırsını tencerelerden alıyor diye. Duyguları anında yaşamak tepkileri o an vermek o kadar önemli ki ama bir çoğumuz bunu başaramıyoruz. Artan antidepresan kullanımı hep birikmiş üstü örtülmeye çalışılmış duygulardan sebep.

21 Ocak 2011 10:00

Sigaraya, uyuşturucuya, alkole sığınmadan derdini bastırmak, çare aramak hemde ıslıkla insanoğlu olarak ne kadar çeşitliyiz.

21 Ocak 2011 12:15

Ebruli' cim çok iyi bir çocuk. Okul çıkışı annesi evde olmadığı zaman ara sıra gelirdi çocukken. İnşallah yaşamında her şey yoluna girer.

21 Ocak 2011 18:41

Allah bütün gençlerin yardımcısı olsun Sufi' cim...
İyi hafta sonları...

21 Ocak 2011 18:42

Kimi suskunlaşır, kimi hırçınlaşır, kimi cam siler, kimi müzik dinler.
Ben de alışveriş edenlerdenim ama tüm bunlara sığınmak giderek zorlaşıyor İlknur' cum.

21 Ocak 2011 18:49

Herkesin tepkileri farklı Şeniz' cim. Hepimiz bir yol tutturmuş yürüyoruz.

21 Ocak 2011 18:53

Aslında çok takdir ettim arkadaşı. Çünkü bir çok insan işsiz kalınca, kendisini kurban olarak görüp, içine kapanıyor ya da saldırgan oluyor. Arkadaş kırmadan, küsmeden yaşıyor sıkıntısını. Moralini ve enerjisini yüksek tutsun, Allahım inşallah en kısa sürede umduğundan da güzel bir iş kapısı açılmasını nasip eder.sevgilerimle.

21 Ocak 2011 20:37

İnşallah Sevgili Güngör.
Çok teşekkür ederim.
Sevgiler...

21 Ocak 2011 21:11

Açlıktan ölen Kübra'nın dramı her ne kadar ıslıklarımızı yükseltse de sadece kendimiz duyar olduk arkadaşım.
Takdire şayan delikanlımız en azından kötü birleyler yapmaktan kendini alıkoymak adına mükemmel bir yol bulmuş. İnşallah bu tavrı kendine zarar vermez ve aynı zamanda dostunu üzmez.
İyi geceler ve güzel bir hafta sonu dilerim.

22 Ocak 2011 00:58

Bir şeyler yoluna girmezse kendisiyle birlikte nişanlısını ve annesini üzecek durumlara düşeceği kesin görünüyor Nur' cum.
Umarım korkulan olmaz.
Sevgiler...

22 Ocak 2011 01:29

Ciglik cigliga sessizlik gibi....
Kimbilir o islikta neler gizlidir.
Asucum insallah tez zamanda islerini yoluna koyar da hem kendisi hem annecigi huzzura kavusur.
Genclerin isi gitgide zorlasiyor. Özellikle Türkiyede.

22 Ocak 2011 02:00

Bu ve birkaç yoruma verdiğim cevaplar gitmiş. Tesadüfen gördüm ve çok şaşırdım.
Canım, ne diyelim, Allah herkesin evlatlarına yardım etsin. Arkadaşım ve oğlu da en kısa zamanda huzur bulsunlar.
Sevgiler Sünter' cim...

23 Ocak 2011 00:41

Ben elime cifi ve skoçbraydı alır deli gibi mutfak ya da banyo ovarım. İçimi acıttın yine Asu yazdığınla... Yazık o evlada.

23 Ocak 2011 02:24

A evet temizlik de iyi bir yol. Sık sık ben de başvururum o yola.
Sis' cim benim de içim acıdı arkadaşım anlatınca. Tanıdığım, sevdiğim de bir genç.
Güzel şeyler olacak inşallah.

23 Ocak 2011 03:02

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin