Ormanda sabah erken saatler  

Posted by Asuman Yelen in , , , ,

Fotoğraflar her sabah hiç aksatmadan ormanda yürüyüşe çıkan eniştem Ekrem Yaşar' a aittir.





































































































Bu yürüyüşlere özellikle aç hayvanlara her gün Rayegân' ın ara sıra da benim de hazırladığım yiyecekleri götürmek için çıkan eniştem, tıpkı civarda oturan diğer yürüyüşçüler gibi bu görevini hiç aksatmamaktadır. Sadece bu bile kendisini çok sevmem için yeterli bir neden. Ama tek neden değil tabii. :)))

This entry was posted on 5.02.2010 at Cuma, Şubat 05, 2010 and is filed under , , , , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

31 yorum

Ne güzel aliskanligi varmis enistenin.Hayran kaldim hic aksatmamasina. Ben üc gün yürüdüm sonra tembellikden kaytardim:)aslinda cok iyi geliyordu yürümek.

Belkide bir amac edinince insani kamcilar. Böyle hayvanlari beslemek gibi.

Fotograflar da cok güzel. O da mi seviyor cekmeyi?

Birde o kaplumbaga neyin nesi kis ortasinda?:)

Öpüyorum canim

5 Şubat 2010 04:25

Fotoğraflar süper. Alttaki minik siyah şeylere ne desem bilmiyorum:)) Kar ve orman çok yakışıyor birbirine, aslında kar herşeye yakışıyor. Kırışık, kötü bir cildi örten fondöten gibi, geçici bir cila yapıyor doğaya, sonrasındaki eziyet hali olmasa.
Bugün erkenciyim, güzel bir gün diliyorum...

5 Şubat 2010 07:57

Sünter' cim bende daha onun çok resimleri var muhtelif tarihlere ait. Hepsinin altı tarihli.Karlı resimler yeni diğerleri 2008 e ait.
Emekli olduktan sonra hiç aksatmadan her gün giderler. KÖpeklere kışın korunaklı naylonlu yerler yaparlar. Muntazaman kemikler kaynatılır. Kutularla kuru mama götürülür.Bu sene ben istemiştim yeni resim. Diğerlerini de ekledim. Ben olsam daha çok çekerim.

5 Şubat 2010 11:12

n de seni öpüyorum süntercim...

5 Şubat 2010 11:13

Ne şirin yavrular değil mi. Sırf içlerinden biri beceriksiz diye aç kalmasın diye en ağır şartlarda bile gitti.
Ne o öyle karga kahvaltısını yemeden??
Kim bilir Ankara' nın hangi yanındasın şu an. :))
İyi hafta sonları...

5 Şubat 2010 11:23

allah her karşılaştığı zorlukta bir kolaylık çıkarsın karşısına.
o kadar güzel bir iş yapıyor ki :)

5 Şubat 2010 13:01

Güzelim ormanı bu derece güzel uğraşı ile hiç aksatmayan eniştene ne mutlu.
Resimler süper canım, kar gerçekten çam ağacına çok yakışıyor. Kaplumbağa ve o ufak şirin şeyler de bir harika.
Bu güzelliği de paylaştığın için teşekkürler
Sevgiler canım...

5 Şubat 2010 13:08

Sevgili Nalan,
Bu görüntülerin arasında gözyaşları ile çekilmiş öyle acı kareler vardı ki. İki nesil bu şartlarda büyütüp her gün besledikleri evlat gibi sevdikleri köpeklerin topluca cesetleri. Bir an bakıp sinir krizi geçirip hemen yokettim. Buraya ibreti alem için basmak isterdim aslında...

5 Şubat 2010 14:10

Ormanımıza bir şey olacak diye ödümüz kopuyor Nur' cum. Ufak ufak rant çabaları başladı son zamanlarda çünkü. Emeklilikte bizi bu orman çekti buralara mis gibi havasıyla.Umarım başına bir iş gelmez.
Çok teşekkürler...

5 Şubat 2010 14:15

nasıl bir anlayıştır bu ya?
aldığı can ne olursa olsun. ister kedi, ister köpek. savunmasız can işte !
o rantçılar da inşallah şaranpolden yuvarlanırlar. gerçi kötülere de bir şey olmuyor ya :(

5 Şubat 2010 14:24

Ormandaki köpeğin kime zararı dokunur ama işte insan görünümündeki canavarlar bunlar...

5 Şubat 2010 14:54

Asumancığım fotoğraflara da ormana da bayıldım.Bu orman nerede?

5 Şubat 2010 16:02

Çoban Yıldızı,
Ormanımız gerçekten güzeldir.
Sana üç şans veriyorum. Bil bakalım nerede. Kazanırsan ödül var. :))

5 Şubat 2010 17:49

Hem bedenen hem de ruhen dinlendirici bir yürüyüş. Manevi olarak da aldıkları hayır duaları, kendilerine gelecek kötülüklere karşı duran o yardıma muhtaç hyvancağızların gücü. Rabbim bol sağlık nasip etsin hiç aksatmadan yürüyüşlerine devam etsin Enişten Asuman Ablacım.

5 Şubat 2010 20:00

Ne hoş bir alışkanlık bu böyle. Resimlere de yürüyüş amacına da bayıldım. Hele o son resimdeki köpişler. Oyy mıncıklamak geldi içimden. Sevgiler...

5 Şubat 2010 20:24

Eniştem tam bir hayvan dostudur Şeniz'cim. Evlerinde sürekli değişen ama sık sık uğrayan kedilerin yolgeçen hanıdır. Civardaki bir çok bebek (kedi)evlerinde doğer bir ay kalır. Anlaştığı bir veterinere götürüp kısırlaştırır gerekenleri.
Akşamları hem Rayegân hem o kucaklarında bir kediyle TV izlerler. Hepsine komik isimler verirler. Evde sürekli kalan bir astımlı bir de sağır kedileri var.

5 Şubat 2010 20:38

Gerçekten de öyle değil mi Esin' cim.
Nasıl kıyarlar o şirin yavrulara hiç anlamıyorum...
Sevgiler...

5 Şubat 2010 20:44

Bizler de birer sokak hayvanı olarak dünyaya gelebilirdik. Kendimizi onların yerine koymamız, onları anlamamıza yeterli sanırım. Reenkarnasyona inanan biri olarak tek dileğim: Tüm istekleri iki lokma ekmek ve sevgi olan bu dost canlılarını, zevkleri uğruna katleden, yok sayan hayvan düşmanlarının bir dahaki yaşamlarında onlardan biri olmaları''

5 Şubat 2010 21:50

Bundan güzel bir beddua olamaz.Hay ağzına sağlık canım bacım benim.

5 Şubat 2010 22:24

Eniştenin amacı yürümek değil o güzel canları beslemek olduğu çok açık.Doğaya ve şefkate muhtaçlara şefkat ellerini uzatabilen gönüllere ne mutlu.Eniştene de sana da bu paylaşım için teşekkürler canım, sevgilerimle.

6 Şubat 2010 02:56

Evet Sevgili Sufi, asıl amacı kesinlikle o. Doğa ile hayvanları bir bütün olarak değerlendirirsek, buna doğa ile kucaklaşma diyebiliriz.
Çok teşekkürler, sevgiler...

6 Şubat 2010 04:14

Hıııımmmmmm ya Polenezköy ya Çatalca tarafı ya da Beykoz mı acaba ? Bak heyecanlandım şimdi :))))

6 Şubat 2010 15:48

Üçü de değil canım. Aramaya devam...

6 Şubat 2010 16:01

Belgrad Ormanı !

6 Şubat 2010 19:24

Yakacık ormanı.

6 Şubat 2010 22:20

cok begendim fotograflari da, blogunuzu da :)) ellerinize saglik :)) iyi ki gelmisim..

6 Şubat 2010 22:44

Nilay, hoşgeldiniz.
Çok teşekkür ederim blogumla ilgili güzel sözleriniz için.
Her zaman beklerim.
Sevgiler...

7 Şubat 2010 00:38

Asumancığım gerçekten de harika bir yerde yaşıyorsun.Ben Avrupa yakasında oturuyorum ve bana karşısı çok yabancı geliyor.Ara ara geçtiğim de de çok güzel buluyorum.

7 Şubat 2010 23:28

Gerçekten haklısın Çoban Yıldızı.
İstanbul' un oksijen depolarından birindeyim. Ayrıca sessizliği ve sakinliği ile tam emekli yeri.
İyi geceler...

7 Şubat 2010 23:58

Fotoğraflar çok güzel,bu orman yürüyüşlerinin amacı ve içeriği de çok güzel.Ama ben en çok "Rayegân" ismine bayıldım.İlk defa duydum.Anlamı eli,gönlü açık demekmiş yanılmıyorsam.İsminizle uzun ve sağlıklı mutlu bir hayatınız olsun Rayegân.

9 Şubat 2010 02:35

Rayegân kız kardeşim ve eminim sana minnet duyacaktır ismini şapkalı yazdığın için.tek yol gibi de bir anlamı var.Senin bahsettiğine ilaveten.
İyi geceler...

9 Şubat 2010 03:56

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin