Asuman Yelen Röportajı
13 Ara 2009 19:57 tarihinde Serita Kitapevi tarafından yayınlandı [ 13 Ara 2009 21:43 güncellendi ]Röportajı yapan: Sema ÖZBÖLER
Asuman Yelen, yıllardır mahallemizde oturan ve çok yönlü uğraşları olan bir kişi. Ben de Asuman Hanımı uzun zamandır tanıyorum ve onu tanımaktan onur duyuyorum. Birlikte resim ve fotoğraf çalıştığımızdan bu yana, onun duyarlı kişiliğini biliyorum ve ürettiği her şeyde bu duyarlılığı görüyorum. İstedim ki bu çok yönlü kişiliği siz de tanıyın.
Asuman Hanım, kendinizden bahseder misiniz?
Yirminci yüzyılın ortalarında bir yerde İstanbul’da doğdum. Üç yaşındayken , babamın memuriyeti dolayısıyla, çocukluğumun hemen hemen tamamı çeşitli Anadolu şehirlerinde geçti diyebilirim.
Bu sizin yaşamınızı nasıl etkiledi? Olumlu ya da olumsuz yanları var mıydı?
Tereddütsüz, güvenle cevaplayabilirim bu soruyu. Bana göre şahaneydi. Çocukluğum çok renkli geçti bu sayede. Bu gün ufak tefek bir şeyler yazıyorsam,bu konuda, bu çeşitli sosyal, kültürel farklılıkları yaşamış olmamın çok katkısı oldu diyebilirim.
İstanbul’a ne zaman döndünüz?
Onüç yaşında babamı aniden kaybettikten sonra, annemle akrabalarımızın yaşadığı şehre İstanbul’a döndük.sonrasında yaşantım hep bu şehirde geçti.
Peki daha sonra okul, iş hayatı?
Fatih Kız Lisesini bitirdim.Üniversite sınavlarında iyi puan almama rağmen astronomi dersinden iki yıl beklediğim için yüksek öğrenim göremedim. O dönem çok çatışmalar olduğu için annem buna adeta sevindi diyebilirim.
Daha sonra yirmi yaşında İstanbul Bankası’nda başlayan iş hayatım, kırk yaşında İş Bankası’nda sonlandı.
...................' ya ne zaman taşındınız?
İstanbul’un iki yakasında da muhtelif semtlerde kirada oturduktan sonra, 1997 yılında bu güzel mahallede yerleşik düzene geçtim.
Bu sizin seçiminiz miydi, yoksa şartlar mı öyle gerektirdi?
Kız kardeşim emekli olduktan sonra hayalini kurduğu şeyi yaptı ve illa ki hayran olduğu bu mahalleden aldı evini. Birkaç ziyaretten sonra aynı binanın sekizinci katına da ben yerleştim. Ormanın manzarası, temiz havası, sessizliği, kendine özgü farklı havası her ikimizi de büyüledi diyebiliriz.
Biraz da benim en çok söz etmek istediğim konudan, sanatla olan ilişkinizden sözedebilir miyiz?
Çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim. Çok fazla kitap okudum. Tür ayrımı yapmadan okudum. Okuduğum her kitabı bitirdim ve hepsini çok sevdim. Bu arada bir şeyler de yazmaya başlamıştım.Yaşama dair, felsefi ağırlıklı. Anı, izlenim.Bir yazım Ayna dergisinde derece aldı.
Emekli olduktan sonra daha da bir yoğunlaştım okumaya ve yazmaya. Fakat üst üste yaşadığım 3-4 senelik sıkıntılı süreçten sonra maalesef hiçbir şeye odaklanamaz hale geldim. Gazete başlığına bile bakamıyordum, değil kitap okumak… Bir boşluğa girmiştim sanki. Sonra sanatın bir başka dalı resim yetişti imdadıma. UMDER bünyesinde başladığım bu çalışmaların amacı, biraz insan içine yeniden karışmak, başka bir deyişle rehabilite olmaktı. Sizin naif yaklaşımınız ve arkadaşlarımın da katkısıyla önce yeniden mutlu olmayı, sonra da resim yapmayı öğrendim. İlerleyen zaman içinde buna fotoğraf çalışmaları da ilave oldu.
Sanat, yaşama bakışınızda değişiklik yaptı mı?
Kesinlikle. Bu yaşa kadar es geçtiğim bazı şeyleri fark etmeyi ve yaşamı daha fazla sevmeyi öğretti diyebilirim. Güzellikleri görmeyi, bakmayı, doğayı sevmeyi, her mevsimi ayrı ayrı sevip hepsinde ayrı tatlar bulmayı hatta bireysel dertlerimi geri plana atmayı öğrendim. Sanatın bana kazandırdığı huzur, çevremdeki insanlarla olan ilişkilerimde de naif olmamı sağladı diyebilirim. Onları anlamayı gerektiğinde empati kurmayı öğrendim. Hatta köpeğim Paçoz’a bile daha sabırlı yaklaşabiliyorum.
Bir blogunuz olduğunu ve burada yazmaya devam ettiğinizi biliyorum. Bende yazılarınızı , şiirlerinizi ve fotoğraflarınızı buradan takip ediyorum. Bundan da biraz bahsedebilir miyiz?
Pek sık olmamakla birlikte, arada bir şeyler yazıyordum.Artık yeğenlerimin ısrarı ve teknik yardımlarıyla bir blogum var ve oraya gönlümün istediği, düşündüğüm her şeyi düzenli şekilde yazıyorum. Bu beni çok mutlu ediyor.
Merak edenler için,blogunuzun adını paylaşablir miyiz?
Tabi ki, asunungunlugu.blogspot.com
Bu söyleşi için çok teşekkürler. Son olarak bir şiirinizi de bizimle paylaşırsanız çok mutlu olacağız.
Memnuniyetle. Son yazdığım şiir olabilir. Ben de çok teşekkür ederim.
KORKULARIM
Tüm mutlu resimlerimin
kenar süsü
Kulağımda küpe
Aklımın bir köşesinin
müdavimi
Aydınlık günlerimin
puslu örtüsü
Tebessümlerimin açılaşan köşesi
Bakışlarımın gölgesi
Ben, yaşamzede vururken dibe
Varlığı daimi
ve ziyadesiyle diri
Varlığım tümüyle esiri