Neden;
-“Ne zamandır görünmüyor” dediğim sanatçı, sunucu, takımından herhangi bir kişi, ne zamandır seyretmiyorum dediğim her hangi bir film, anında ekranda karşıma çıkar; ya da aklımdan geçirdiğim herhangi bir tanıdık anında telefonu çaldırır da, neden deli gibi Altınoluk’ tan almak istediğim evi her gün sayıkladığım halde, bir imkan doğmaz?
-Ne zaman evden çıkarken aynada kendimi beğenmiş olsam, neden dış kapı merdivenlerinde tökezlenir, ne zaman kalabalıklarda vitrin camına yan yan bakıp görüntüm hoşuma gitse, neden anında ayağım burkulur ya da bir şeye takılır sendelerim? Birazcık kibir benim de hakkım değil mi?
-Her sabah çayı demledikten sonra çaydanlığı ocağın küçük gözüne alacak kadar akıllıyım da, neden büyük ocağı söndürmeyi akıl edemem bir türlü? Hatta (bazen) küçük gözü yakmayı da unutmuş olurum?
-Çok gerekli bir şey için oflaya poflaya gittiğim marketten, neden elim kolum poşetlerle dolu ama o gerekli şeyi unutmuş olarak dönerim?
-“Komedi dükkanı” nın en komik bölümlerini tek başıma gülmekten çatlayarak seyrettiğim halde, neden “ çok komik bak çok güleceksin” diyerek Can’ ı zorla ekran karşısına oturttuğumda en berbat bölümlerine denk gelip, Can’ ın “bu mudur” bakışlarına maruz kalırım?
-Doktor merdiven çıkmayı ve inmeyi yasak ettiği halde, neden cereyanlar kesildiğidiğinde, saati geldi diye, bir küçük fincan kahve içebilmek için tam sekiz kat aşağı kız kardeşime trabzana tutuna tutuna inmeyi göze alırım? ( Evde kahve, cezve ve fincan da varken üstelik.)
-Dostlarıma fazla kilolarımdan şikayet ettiğimde, “yok ayol, sen de taktın kafayı kiloya, gaaayet iyisin" dedikleri halde, neden rejim yapıp birkaç kilo vermişken rastladığımda, dehşetle “Asumaaan? Sen kilo mu aldın, yoksa bu kıyafet mi seni şişman gösteriyor” derler?
-Aptalca ve sık sık “ ben yengeç burcuyum, ben alınganım” muhabbetini yapan ben, bunu kullanarak en alakasız zamanlarda aleyhime çevirip “ sen zaten kendin söylersin sen alınganın tekisin “ diye prim yapan insanlarla çok sık karşılaştığım halde, neden dersimi alıp bu muhabbetten vazgeçmem?
-Ne zaman, ben çok güzel tavla oynarım. İlkokul üçteyken Adıyaman Valisini yenmiştim diyerek tavlanın başına otursam neden mutlaka yenilirim ya da neden vali amucamın bana muhtemelen mahsuscuktan yenildiğini bir türlü kabul etmek istemem?
-Pazartesi’ den Cuma’ ya her sabah en erken onda “yalar saat” hüviyetinde elimi kolumu yalayarak uyandıran Paçoz, neden Cumartesi ve Pazar günleri “havlar saat” hüviyetine bürünüp, sabahın yedisinde benimle birlikte bütün komşuları uyandırır?