Yeni yılın patırtısı sarmıştı her yanı: içinden binlerce araba geçen, oyuncaklarla, şekerlemelerle, kıvılcımlar saçan hırslarla umutsuzluklarla dolup taşan çamur ve kar kargaşası, bir büyük kentin en güçlü yalnızın bile kafasını allak bullak edecek kadar zorlu sayıklaması.
Bu kargaşalık, bu gürültü patırtı ortasında bir eşek, var hızıyla koşuyordu, eline bir kırbaç almış bir kaba herif canına okumaktaydı.
Eşek tam kaldırımın köşesinden dönecekken, eldivenli, cilalı, acımasızca kravatlı, yepyeni giysiler içinde tutuklu bir yakışiklı bey, zavallı hayvanın önünde saygıyla eğildi, şapkasını çıkardı: "Mutlu yıllar dilerim" dedi, sonra da bir kendini beğenmişlik içinde kim bilir hangi arkadaşlara doğru döndü, gönencinin yerinde olduğunu söylesinler istiyordu sanki.
Eşek bu yakışıklı şakacıyı görmedi, görevinin kendisini çağırdığı yere doğru, var gücüyle koşmasını sürdürdü.
Bense bu görkemli budalaya sonsuz bir öfke duydum birden, Fransa' nın bütün ruhunu kendinde yoğunlaştırmış gibi geldi bana.
Charles BAUDELAİRE
"Paris Sıkıntısı" isimli kitabından.
Çeviren: Tahsin YÜCEL