23 Nisan' ın hatırlattıkları  

Posted by Asuman Yelen in , ,




- Çok büyük mutlulukla ve korkunç bir özlemle hatırladığım enstantanelerin başında, benim henüz okula başlamadığım ama stada muhtemelen ablamı ve ağabeyimi izlemek üzere ailece gittiğimiz törenler gelir.

Ç0ğunlukla güneyde bulunduğumuz için (ya İskenderun' da veya Mersin' de) tepede kızgın bir güneşin herkesi canından bezdirdiğini, gazetelerden yapılmış şapkalarla korunmaya çalıştığımızı çok iyi hatırlıyorum. Zaman zaman tahta sandalyelerde annemin yanında oturur (kızkardeşim bebekti) , sıkılınca da elinde fotoğraf makinesiyle bir oğlunun bir kızının resmini çekmek için koşturup duran babamın yanına giderdim.

-Okula başladıktan sonra da bu sefer diğerleri beni izlediler. Benim fotoğraflarım çekildi. Güneş yine yakıcıydı.

-Hepimiz izciydik. Her bayram öncesi annemi bir telaş kaplardı. Önce kocaman bir sandığın içine yarı beline kadar girer, izci elbiselerimizin yanı sıra fular, onu tutturan yüzük şeklindeki aparat, çorap, düdük , kep gibi aksesuarları toparlamaya çalışır, çoğunlukla bunların biri ya da birkaçı hemen bulunamazdı. Tüm bunlar son güne kalır, her seferinde törene fularsız ya da kepsiz katılmak zorunda kalacağımdan korkar, annemse ne yapar eder kemeri çekmecenin birinden, düdüğü düşüp sıkıştığı yerden bulur toparlar bizleri tam tekmil gönderirdi. Bu bana her seferinde mucize gibi gelirdi.

Çocukluğumun bayramı da güneşi de töreni de yorgunluğu da telaşı da her şeyi de çok güzeldi.





Her günümüz bayram tadında geçsin...

This entry was posted on 22.04.2010 at Perşembe, Nisan 22, 2010 and is filed under , , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

13 yorum

Törenleri izlerken bende çoğunlukla geçmişe dalar giderim.
O yüzden çoğu gösteri yarım yamalak kalır aklımda.
Sımsıcak günlerdi, tıpkı anlattığınız gibi.

Oysa bugün yağmur var karadenizde. Muhtemelen yarın içide hava yağışlı olacak. Geçen seneki gibi. Bir önce ki sene ise rüzgarın hışmı...

Resimlere bayıldım.
Selam olsun sımsıcak yüreğinize.

22 Nisan 2010 08:12

Ne güzel hatıralar böyle.. :)

23 Nisan hepimiz için ne çok anı demek. Her 23 Nisan yağmur yağardı sabahları Nisan yağmuru. Korku tören olmayacak diye. Ama sonrası güneş bahar işte...

Sevgilerimle...

22 Nisan 2010 09:24

Sevgili Newbahar,
İstanbulda da genellikle yağar. Minikler titreşir durur.
Evet, o mutlu kalabalık telaşe hep içimi ısıtır hatırladığımda.
Çok teşekkürler...

22 Nisan 2010 10:42

İlknur' cum, çocukluğu hatırlamak zaten hoş, buna bir de bayram eklenince hoşluk iki kat artıyor.
Evet yağmur yağar ama sonunda mutlaka güneş açar. Bahar dediğin gibi...

22 Nisan 2010 10:45

Büyükşehirde büyümenin olumsuz yönü olarak çok istememe rağmen hiçbir 23 Nisan töreninde yer alamadım, içimde uhde kaldı, şimdi katılsam alırlar mı acaba? Ama çok tören izlemeye gittim. Stadyum müdürü babamın arkadaşıydı, hem de davetiyeyle en klas tribünde izlerdik, pek de güzel olurdu. Benim de aklımda oğlumun 19 Mayısta beynimize güneş geçip terler fışkırtarak izlediğimiz gösterisi kalmış. Eve gidince koca bir sürah ayran içtiğimi hatırlıyorum:))

22 Nisan 2010 12:41

Benim de aklımda tabii bir çoğu da 19 Mayıs' taki yakıcı sıcaklar Leylak' cım. Ama hatırlarken o da başka bir sıcaklığa dönüşüyor.

22 Nisan 2010 14:13

Ne güzel anlatmışın Asu teyze. Benim 23 nisan anılarımda da en çok yağmur var. Her sabah kalktığımızda yağardı sonra şakaaa der gibi güneş açardı :) Bandodaydım ben, beyaz eldivenlerim mantar şapkam vardı 2 gün öncesinden takar gezerdim:)

22 Nisan 2010 15:47

Bandoyu hep çok istemişimdir. Ama ben hep yavrukurttum. Arı obasıydı obam da. Haftalık toplantılar yapardık. Çevreyle ilgili arkadaşlıkla ilgili konuşmalar yapardık. Adıyaman gibi yerde. İnanılır gibi değil. Yarım asır önce neredeyse. Hey gidi.
Öpüyorum seni Fulicim...

22 Nisan 2010 16:18

Törenlere katılmayı sevmezdim.Onlardan aklımda kalan hep yüzümün güneşten yanmasıdır :)
Ahh çocukluk,hep güzel anılar var..

23 Nisan 2010 11:48

Sevgili Tuana,
Yirmi sene sonra emin ol güneşin sana vermiş olduğu rahatsızlığı bile özlemle anacaksın...

23 Nisan 2010 19:32

İçimdeki çocuk hiç büyümedi benim, prensesimin törenini izlerken hep o geçmişdeki törenlere gittim.
Bende hep izci olmuştum ve beremi çok severdim oymak başı olmak için verdiğim mücaadeleyi hiç unutmam, çok güzel günlerdi Asuman'cım hiç bitmeyecek anılarla.
Sevgilerimle...

26 Nisan 2010 00:18

Bizler ne güzel hemen hemen hep aynı şeyleri aynı tadda yaşamışız. Onun için yüzümüz hep geçmişe dönük galiba.
Sevgiler Nur' cum...

26 Nisan 2010 00:39

Ne güzel anılar ve fotoğraflar Asumancığım..Ben de çook gerilere gittim şimdi..

26 Nisan 2010 13:33

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin