TERLİKLERİNİ DE ALDI VE GİTTİ
Birkaç gün önce gecenin hayli ileri bir saatinde alt komşumun ev sahibi, apartman yöneticisi ve görevlisini de yanına alarak baskına geldi. (Her ne kadar kendisi ziyaret dese de). Zil çalınca benim gibi şaşıran Paçoz hemen havladı tabii. Aslan kızım kapıdakileri gördükten sonra dönüp kendisine nasıl baktıysam, ansızın bir kuzuya dönüştü. Onları davet ettiğim salonda bir köşeye sinip sonuna kadar sessizce bizi izledi. Bunun için ona ömrümün sonuna kadar minnettar kalacağım. Ev sahibinin salona bir göz atması bazı şeyleri anlamaya başlaması için yetti tabii. Zeminde, koltuklarıma uygun iki kilimin yanı sıra dolgu olarak serdiğim iki mutfak kilimi. ( Bkz. Aşağıdaki resim )
Ev sahibi şaşkın ve çaresiz bir durumdaydı. Kiracısının her gün aradığını, inat için sarkı söylediğimi, (mutfakta iş yaparken hep söylerim) yere hep gece geç saatte birşeyler düşürdüğümü (uyuyakalınca elimden halının üzerine düşen kumanda aleti ) gece onikiyi geçtikten sonra gardrop kapısı açılıp kapandığını (kırk yılda bir, üşüyüp battaniye almak için filan) söylediğini, bazan da arayıp o gün hiç rahatsız edilmediğini haber verdiğini söyledi.
Sonra onlara evi gezdirdim. Antreden itibaren koridordaki, oturma ve yatak odamdaki (paçozun tırnak sesi için) dolgu halı, kilim havlu ve çaputlarla evimin ne hale geldiğini gösterdim. (Bkz. 2. resim. )
İşin tuhaf yanı, ev sahibi kiracısının bütün gün evde oturduğunu bilmiyordu ve şikayet ettiği tüm seslerin, (şarkı, elektrik süpürgesi) gece duyulduğunu düşünüyordu.
Ev sahibiyle ben daha öncelerde oturan kedili meczup çöp teyze ile ilgili olarak ve hatta “aşkım aşkım” çiftinin vurdulu kırdılı kavgaları yüzünden zaman zaman muhatap olmuştuk. Ama ona hiçbir zaman "çıkartın bunları evden" tarzında bir telkinim hatta imam bile olmamıştı. Fakat bu sefer açtım ağzımı yumdum gözümü. Şikayet ettiği ilk gün evine gidip defalarca özür dilediğim, eve döner dönmez onun şikayetleri doğrultusunda ne gerekiyorsa yaptığım bu beyefendiden, onun mıymıntılığından, tedirgin yaşamama sebebiyet veren vuruşlarından, apartman hayatına uyumsuzluğundan esas benim şikayetçi olduğumu söyledim ve gereğini yapmasını istedim.
Dün sabah, kapı ziline uyandım. Gözlerimi ovuşturarak açtığımda karşımda güleç yüzüyle üst kat komşumu ( durumuma benden çok üzülen, sabahları camdan sarkan Paçozla düzenli ve tek taraflı sohbetler eden ve mahkemeye verecek olursa beni baş şahit yazın diyen ablam) buldum.
Kıkırdayarak "alt komşun taşınıyor duramadım haber veriym dedim hadi git yat açma uykunu" dedi ve kaçtı. Hemen cama koştum. Evin önünde bir nakliyat kamyonu duruyordu. Gözlerime inanamadım. (Bal kabağının altından bir araba dönüştüğünü görünce kül kedisinin ne hissettiğini artık biliyorum:) Bu kadar çabuk beklemiyordum. Zil yeniden çaldı. Bu sefer apt. görevlisi "abla müjdemi isterim" diyerek sırıtıyordu karşımda.
Dün çalan kapının haddi hesabı yoktu dostlar. İnanın diğer üst komşum bir kutu Safranbolu lokumu getirdi. Paçozu gezdirirken, asansörde, kapıda gördüğüm tüm komşular sevinçlerini dile getirdiler. Çok güzeldi.
Racam, şehzadem, lorduma gelince... Ne diyebilirim. Allah selamet versin...
Hep sevgiyle kalalım...