Bilmecem şirin dostum  

Posted by Asuman Yelen in



Kim sevmez onları. Çengel, mozaik, sayı-sözcük bulmaca, 7 fark bulmaca, sudoku vs…vs…

Yaşamımda; en yoğun, en telaşlı, en acılı zamanlarımda bile hayatımdan çıkarmadığım, tersine zaman zaman dört elle sarıldığım, beynimi zorlanmadan odaklayabildiğim tek hobim. En kötü dönemlerimde, uykusuz gecelerimin, hastane nöbetlerimin vazgeçilmez arkadaşı. Elime tek bir kitap alamadığım, gazete haberlerinin başlıklarına dahi boş boş baktığım zamanlarda bile mucize gibi beni hiç bırakmayan kadim dostum.

Şimdilerde, herkesin beklediğinin aksine, yaşantıma bilgisayar gibi, çok farklı, çok renkli, malumat sahibi ve eğlenceli bir dost girince, onlarca puzzlle, scrabble, oyun kağıtları, raflarda tozlanmaya bırakılmışken, bu sadık dostumu yanımdan hiç ayırmadım. Hala birlikteyiz. O kadar uzun zamandır beraberiz ki birbirimizin içini dışını biliyoruz. Ve ikimiz de hiç değişmiyor, artık kendimizi yenileme ihtiyacı hissetmiyoruz. Birkaç örnek ister misiniz…

Benim bulmacamın bir tane tanrısı var, adı RA. Başka tanrı tanımıyor.

Benim bulmacam sadece ELA gözden hoşlanıyor. Başka göz tanımıyor.

Benim bulmacam tek bir iskambil oyunu seviyor. REMİ.

Benim bulmacamın nefesli sazından TA ve Tİ den başka ses çıkmıyor.

Benim bulmacam, İsviçre’ deki akarsuyun gerçek adının AAR mı yoksa AARE mi olduğunu hala bilmiyor.

Benim bulmacamın İstanbul’ da en sevdiği semtler RAMİ ve ADALAR.

Benim Bulmacam ALE den başka ağzına içki koymuyor. Çok nadir o da canı isterse bir BİRA veya TEKİLA içiyor.

Benim bulmacamın MAKİ leri arasında kuzular ME diyerek dolaşmayı çok seviyorlar.

Ve, benim bulmacam artistlerden en çok TÜRKAN ŞORAY’ ı seviyor.

Bir de onun ağzından beni dinleyelim.


“Benim, değerli “KARİ” m, sevimli RATE’ m. Lütfen bana cevap ver.

Niçin, yedi farkımın yedincisini bir türlü bulamıyor, her seferinde yedi fark yok sayıp bana eksikmişim muamelesi yapıyor, sonra bulunca deli gibi sevinip, yaptığın haksızlığı es geçiyorsun. Bir de merak ediyorum, herkes aynı yedinciyi mi zor buluyor.

Niçin her seferinde Nazım Hikmet’ in soyadını RUN olarak yazıyor, sonra silip RAN yapıyorsun.

Her seferinde HARAKİRİ yerine KAMİKAZE, bir de ORİGAMİ yerine İKEBANA yazıp sonra değiştirmek zorunda mısın.

En çok da şuna gülüyorum. “Sözcük avı “ nda bütün sözcükleri bulup üstlerini çizdikten sonra kalan harfleri birleştirip bulduğun deyimi niçin büyük harflerle boşluğa yazıyorsun. Benden başka kimse görmüyor ki.”


Hep keyifle kalalım...





This entry was posted on 19.10.2009 at Pazartesi, Ekim 19, 2009 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

14 yorum

Ha ha haaa, bu yazıya bayıldım. Çok yaşa sen, ne güzel anlatmışsın.
Gerçekten bulmacalar iyi dosttur ama ben epeydir ihmel ettim. bir dönem pazar sabahları uyanır uyanmaz gazeteciye gidip Cumhuriyet alır, dergi ekindeki o zor bulmacayı büyük bir zevkle çözerdim. Uzun zamandır ne gazete alıyorum, ne bulmaca çözüyorum. Bilgisayar eski dostlara vegasız yaptı beni. Benim büyük halam da çok meraklıydı bulmaca çözmeye, elinden düşmezdi. 2 yıl önce beyin kanaması ve ardından önemli bir beyin ameliyatı geçirdi. Şimdi ara sıra aklı gidip geliyor ama inanır mısın hala bulmaca çözüyor titrek harflerle yazarak. Demek ki bu bir tutku.
Çok hoş bur yazıydı, eline sağlık, iyi geceler canım...

19 Ekim 2009 22:51

Sağol Leylak' cım,
Gerçekten, çok şirin bir uğraş. Cumhuriyet' in bulmacası beni aşar gerçi ama zorlanarak çözüp bitirince keyfine diyecek olmuyor.
Sana da iyi geceler...

19 Ekim 2009 23:23

Çok keyifliydi gerçekten, ellerine sağlık.
Bir zamanlar bende çok çözerdim, hatta yanıma bulmaca sözlüğünü de alırdım. (O zaman ne bulmaca çözüyorum ki)
Şimdilerde Prensesle çözüyorun, çünkü o çok seviyor bulmacaları, hele yedi farkda "anane 7. farkı bulmak niye çok zor" deyip duruyor oda.
Sevgiyle kal...

20 Ekim 2009 00:41

7 farkı ben de oldum olası sevmişimdir Nur' cum. O farkları ne de ustalıklı yerleştirirler. Sonuncuyu bulmak nedense hala çok zor gelir. Her seferinde bu sefer 6 fark var derim. Sonra can havliyle bulurum. Artık beynimi rahat tutmaya çalışıyorum. Zora sokmak istemiyorum. O yüzden hafif bilmecelerle, sevdiğim şeylerle meşgul olmaya çalışıyorum.
İyi geceler, iyi haftalar canım...

20 Ekim 2009 01:18

Bulmaca çözmenin bu kadar zarif anlatıldığı bir yazı daha yazılmamıştır.
Asucuğum harikasın gerçekten. Tebessümlerle okudum. Okurken yaşadım o aşina olduğum sözcükleri :)
Bulmaca çözmek güzeldir, bak bir ortak noktamız daha. Şimdilerde ara verdim ben yalnız.
Söylediğin şekilde zekayı da müthiş açıyor.
Ben 7 fark değil de ödüllülere merak sarmıştım.Radikal, Cuma Kitap Eki'nin bulmacalarına. Edebiyatla ilgili ve müthişti.Ezberden mi çözüyordun dersen tabii ki değil. Evde inmedik kitap, ansiklopedi kalmıyordu :) Tek kelimeye düşüyor, çıldırıyordum. Ama 4-5 kez kitap kazanabildim, hala saklarım o sayıları..

Yazan ellerine sağlık..
Sevgilerimle..

20 Ekim 2009 16:57

Zeugma' cığım..
Son on senedir, bulmaca benim zeka sınama, bilgime bilgi katma değil de sadece kafa boşaltma aracım. Artık kendimi çok fazla kasamadığım için (beyin ve ruh yorgun olunca)Posta' nın bilmece ekiyle küçük küçük oyalanıyorum. Emin ol kitap okumaya da son bir kaç senedir yeniden başlayabildim.
Bu arada zarif olan sensin biliyor musun? Çok teşekkürler...

20 Ekim 2009 17:37

Lise yıllarımda ben de çok çözerdim.Hatta bir defasında babamla iddiaya girmiştik.Şayet hepsini bilirsem iyi bir harçlık koparacaktım.Kendime olan güvenimle oturdum başladım çözmeye,sonra 2 tanede takıldım kaldım.Hiç unutmuyorum pazar günü hürriyet gazetesinden o bulmaca ekini yapan kişiyi bulmak için saatlerce telefon açmadığım yer kalmamıştı.Sonuç bitirememişdim. :))

Şimdi hiç elime almıyorum,ama yakınımda yöremde birileri çözüyorsa onların bilemediklerine müdahale etmek hoşuma gidiyor.:))

20 Ekim 2009 23:19

İzdüşümler...
Yorumları okuyamıyorum.Tüm İtalyan ve İspanyol ressamların resimlerini galerilerden tararken ihtiyar gözlerim yorgun düştü.:))
Bu arada yaşam dersi. Gerçek alın teri dökmeden kuntizlikle para kazanılmaz. Babanızın sizden istediği helalinden bir bilmece çözmekti herhalde. Öyle telefonlar falan..
Olmamış...Neyse ..

20 Ekim 2009 23:50

Ahh ahh bilmezmiyim o araştırmanın hem zevkli hem de ne kadar sabır gerektirdiğini.

Ama hepsini çözmüşdüm ..Nerdeyse yani 2 taneyide sorar öğrenirim diye düşünmüşdüm ama cık olmadı.Nasıl hırs yaptıysam gazeteyi aramak,bulmacı ekini yapan kişiyi sormak , çok komik geliyor şu anda.

Kolay gelsin. :)

21 Ekim 2009 00:12

Anlaşılan aramaya devam etmem gerekiyor.
Kendim ettim. Kendim bulucam. Mecburen...Zavallı gözlerimin çileleri bitmemiş :(((
İyi geceler...

21 Ekim 2009 00:32

Ne güzel anlatmışsın, birçok insanın ortak keyfi olan bulmaca merakını.
Bir ara o hale gelmiştik ki, tatilde deniz kıyısında bile bir gölgeye oturup bulmaca çözerdik herkes denizin keyfini çıkarırken. Birimiz bilemeyince de, he he he, ben bildim diye kızdırırdık birbirimizi. Alışkanlık yapıyor insanda. Ben de bu aralar ihmal ettim. Bilgisayar alışkanlığı başladı şimdi:)

Sevgiler canım

21 Ekim 2009 12:03

Ben yaşantıma yeni olarak ne girerse girsin onu hiç bırakamıyorum Çınar.
En zor zamanlarımda da o beni hiç bırakmadı çünkü. Beni kendisiyle meşgul ederek biraz olsun nefes almamı sağladı.Zorlamadan, canımı sıkmadan.Güler yüzüyle.

Çok teşekkürler, iyi günler...

21 Ekim 2009 14:17

güzel olmuş klavyene sağlık

22 Ekim 2009 22:09

Bitirci, teşekkürler...

22 Ekim 2009 23:07

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin