Placebo etkisi  

Posted by Asuman Yelen in , , , , ,

Benim canım kız kardeşim

Geçenlerde, bir tanecik kız kardeşimle günlük kahve muhabbetindeydim. Uzattığı kahveyi almak üzere kolumu kaldırır kaldırmaz elimde olmadan bir "ah" sesi çıktı ağzımdan. Artık dostlarım beni tanıdığından, yaşımı tekrarlayıp ağrılarıma bir de sinir bozukluğu eklemek istemiyorum.
Bahar aylarında tüm eklemleri ağrayan insanların yaşındayım. (Şimdi hiç sinirim bozulmadı. Üstü kapalı geçtim ya hesapça :(( ) Her neyse sevgili kardeşim hemen sordu sorusunu. "Yünün nerde senin bakiim??" Hemen o anda ovuşturmaya çalıştığım omzumun sancısının hafiflediğini hissettim. Beline sardığı yün atkının kazağının altından sarkan yıpranmış püsküllerini savurarak, neşeyle sallanan koltuğuna oturan tatlı kardeşime minnetle gülümsedim. Bir gün önce aynı koltuğa belinin ağrısı yüzünden binbir ah ve de of la zorlukla kendini atan eşsiz kardeşim karşımda taze gelinler gibi sırıtmaktaydı. "Fazla söze gerek yok her şey ortada" der gibiydi kahvesiz eliyle atkının püsküllerini okşarken.

Efsunlu yünüm

Eve döner dönmez ilk işim, komodinimin, fularlarımın arasındaki en mutena köşesinde sakladığım (kaybetmek riskini hiçbir zaman göze almak istemem) sevgili yünümü bulup çıkarmak oldu. Artık bana karada ölüm yoktu. Artık tüm ağrılarım ve tüm sıkıntılarım sona ermişti.

Ağrıyan yerlerimize hemen bir parça yün sarma alışkanlığı, bize anneannemden intikal etmiş bir alışkanlık. Ona da muhtemelen kendi anneannesinden geçmişti. Herkese denemesini tavsiye ediyorum. Mutlaka saf yün olmalı. Boynunuz mu ağrıyor, dirseğiniz mi, bileğiniz mi, beliniz mi. Sarıverin üzerine, anında sızılarınız geçecek, yüzünüz yeniden gülmeye başlayacaktır.

Yoksa abartıyor muyum

Bana gelince, ben işi iyiden iyiye ileri götürdüm. Aslında başından anlatmakta yarar var. Gecelerden bir gece, yatağımda yine, uykusuz bir gece geçireceğim korkusuyla bir sağa bir sola dönmekteydim. Öyle ya, bir gece önce sabaha kadar dönmüş durmuş, daldığım birkaç dakika içinde de karabasanlar görmüştüm. Halbuki üst kattaki komşumun yaptığı muhteşem çiğ börekleri yemiş, üzerine de keyifle çaylarımızı yudumlamıştık. Son derece mutluydum yattığımda. Aslında akşamları pek fazla yemek istemezdi canım. Keyifsiz yatardım o yüzden. Her neyse öyle sıkıntıyla bir sağa bir sola dönerken, gözüme komodinin üzerinde duran sevgili yünüm ilişti. Uzanıp aldım, gözlerime sardım. Bir güzel mışıl mışıl uyuduğum gibi tatlı tatlı da rüyalar görmez miyim…

Yok Artık

Bendeki yün parçasının faydalarının sınırı yok. Her gün bir yenisi ekleniyor. Geçen gün kızartma yaparken koluma yağ sıçradı. Anında acısını aldı. Geçenlerde saçımın çok döküldüğümden bahsedecek oldum, akıllı kız kardeşim “yünü dene” dedi. Islak saçımın üzerine beş dakika sardım. Anında dökülme durdu. Üstelik gürleşti, parlaklık, canlılık geldi. Benim yünüm bundan başka kaşıntıya, döküntüye, açık- kapalı yaralara birebir.

İşin en güzel yanı, boyundaki ve göz kenarındaki kırışıklıklara öyle iyi geliyor ki, inanamazsınız. (İnanmayın da zaten) Bezi hafif nemlendiriyor, üzerinde iki buçuk dakika kadar bekletiyorsunuz. Sakın fazla tutmayın çilt gereğinden fazla geriliyor, patlama riski ortaya çıkıyor. Sonuç mükemmel. Aynaya bakmaya doyamıyorsunuz. :)))

Yarımbıyık' ın değerli katkısı

Size şeker kız kardeşimin son deneyiminden bahsedeyim. Beş kilo fazlası var. Malum metabolizma bu mevsimde adeta duruyor. Tam tartının üzerine çıkacakken yarım bıyıklı kedisi ağzında getirdiği yün atkıyı bırakıvermiş kantarın üzerine. Gözlerine inanamamış. Tam beş kilo eksik. Atkıyı kaldırıp yarım bıyıklıyı da bir güzel azarladıktan sonra salim kafayla yeniden çıkmış tartı aletine. Tahmin ettiğiniz gibi yarım kilo fazla. Üç kere denedikten sonra, az önce beni arayıp müjdeli haberi verdi.

Ve mutlu son

Bu yazıyı tamamladıktan sonra doğru banyoya gideceğim, boynumdaki yün bezi tartıma serip kilomu ölçeceğim. Biraz morale herkes kadar benim de ihtiyacım var öyle değil mi…

:)))))))))))))))))))


Hep sağlıklı ve neşeli kalalım...

This entry was posted on 11.11.2009 at Çarşamba, Kasım 11, 2009 and is filed under , , , , , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

14 yorum

Ben de istiyorum o yünlerden; ağrıyan sırtım, öskürüğüm, dökülen saçlarım, uyuşan ellerim, kolon spazmım ve de geri kalan herbişeyim için. Bilgisayarım için de bi dene isterim yedekte dursun. Muhteşem oğlum uzaktan yardımla Bihter'in hastalığını tedavi etti. Kendisini doğurduğum için kendimi teprik ediyorum. Yaratıcı bir kadınım vesselam ama o yünlerden yedekte olursa oğlanı rahatsız etmeyiz. Birkaç saatte olsa buralardan uzak kalmak tatsızdı. Yeniden hoşgeldim ve de hoşbuldum...

12 Kasım 2009 02:03

Ah be Leylak' cım.
Hep hayıflandım durdum.Yakın olsaydım bezimi alır gelirdim.Ekranın üzerine kapatıp on dört buçuk dakika sekiz saniye bekletirdik. Oğulcuğunu hiç rahatsız etmezdin.
Şaka bir yana o resimdeki saf yün boyun sırt ve bel ağrılarına birebir.
Tabii psikolojik boyutu da var işin.
Oğluna teşekkür ederim. Seni bizimle yeniden buluşturduğu için.
Sevgiler, tatlı rüyalar...

12 Kasım 2009 02:20

ben de istiyorum o yünden :)

12 Kasım 2009 08:50

Senin gençliğin eli sağlam Kek' im.
Joker' e ihtiyacı yok.
Ama çok istersen sana da ayarlarız, Rayegan' la bir tane. Yünden çok ne var. Sen inan yararına yeter ki...
Öptüm canım...

12 Kasım 2009 12:08

Hahahah Alaadinin sihirli lambasi olur da Asuman`nin sihirli yünü olamazmi yani?:))
saka bir yana da su agrilar senden uzak dursun. Ister yüne, ister pamuga sarilsin ama senin yakani biraksinlar artik.
Kov onlari kov.

Sayfani acar acmaz kahve fincanini gördüm, canim cekti.Gidip bir kahve yapip geldim. Simdi uyuyamazsam hemen bana o yününü yolla:))
Öptüm

13 Kasım 2009 02:42

Bu saatte ne kahvesi Sünter'cim uykun kaçacak.
Hayır benim yün de yok ki uykusuzluğunu gidersin. :)))
Yaa sana da açıklıyayım. Benim delikanlılar şaka oldağu anlaşılmamış diyorlar. Bir mecmuada placebo etkisiyle ilgili bir yazı okudum. Hani şeker haplar. Parmakolojik etkisi yok. Hastalara (ya ümitsiz durumda olanlara, ya da hastalık hastalarına) psikolojik olarak yarar sağlıyor. Böyle çok iyileşen hastalar var. Biz de Rayuş' la o hesap en ufak bir ağrıda yünleri dolarız oramıza buramıza. Faydası da yok değil hani.Ordan yola çıkarak absürd bir şey yapiym dedim ama beceremedim. Bir tek ben yazarken çok güldüm. Tabii bizimkiler de.
Neyse hadi iç kahveni de hemen sana bir fal bakiim. Birazdan bloguma dönersen görürsün.Öptüm, iyi geceler...

13 Kasım 2009 03:05

halt etmis senin o delikanlilar:)) tabiiki de anladim o yüzden Asumanin sihirli yünü dedim zaten:)))

Hem bana ne? ben yinede isterim senin yününden:)))
Kahveye de sen özendirdin zaten.

Cok eglenceli bir yazi olmus. Kesinlikle basarili.

Iyi geceler canim:))

13 Kasım 2009 03:33

Canım benim.
Ben zaten bizimkiler benim bu tarzıma alışık hemen anlarlar dedim. Dedim de genel anlamda tarz olarak herkesin hoşlanacağı genelgeçer bir mizeh türü değilmiş. Onlar öyle diyoo.
Hadi uyu artık. Sabah oldu.
Bi daa öptüm...

13 Kasım 2009 04:24

en son gittiğim doktor yüzüme şööle bi bakıp "gençlik geçici fulya hanım" dedi. o yüzden bende yün istiyorum :) belki şu tartıda işe yarar :)) yani umudum o yönde:)

13 Kasım 2009 09:30

Senin delikanlılar bizim ne kadar akılı, mizah gücü yüksek, leb demeden kavrulmuş badem şekeri anlayan güççük hamfendüler olduğumuzu henüz çakamamışlar da ondan demişlerdir sana şaka olduğu anlaşılmıyor diye. Hakkaten anlamayan varsa da sarılsın yünlere ne gam:))))

13 Kasım 2009 10:10

Madem o kadar ısrar ediyorsun Fulya' cım, derhal temin ederiz. Tabii mecburen Human' a da. O iri cüsseye nasıl bulunur uygun ebatta bir bez parçası. Onun için özel hazırlanacak mecburen şöyle çarşaf boyutunda bir şey..:)))

13 Kasım 2009 10:59

Ah sevgili guççuk hanumum,
Şimdi onların herkeslerden en zeki olduğu zamanlar ya.
Bir de etraflarında nasıl insanlar varsa...
Bilmiyorlar ki ben, arkadaşın neşeli akıllı veişlek zekalı olanını severim ve seçerim.....

13 Kasım 2009 11:04

İnanmıyorummm.....!!!
diye bağırmak geçti içimden...
Hemen Woolmark damgalı gerçek yünlü ne bulursam alacağım..
Asucuğum söylüyorsa ve bir de uyguladığını ve sonuç alındığını söylemişse olay bitmiştir beim için..
Bu ara saçlarım çok dökülüyordu örneğin..Ve belime yanıma arada giren üşütmeden mütevellit ağrılar..Sanki arada bıçak saplanıyor gibi acıyordu..
Çok sevaba gireceksin inan..
Hatta bu akşam hemen arayayım. Evde küçük bir fanila vardı yünlü..Onu ıslatıp göz kenarlarımı denemek istiyorum :) Hemen hem de..

Çok çok teşekkür ediyorum Asucuğum..
Öptüm..
Sevgimle..

13 Kasım 2009 22:26

Evet Zeugma' gığım,
Şakası bir yana, bir yün parçası deyip geçmemek lazım.Boyun, kol, bel, sırt ağrılarına iyi geliyor. Sıcaklıkla ilgili sanırım.
Umarım diğer kısımlarıyla güldürebilmişimdir seni de. Ama gülücük işaretinden eğlendiğini anlıyorum.
Tam senin yorumu okumak üzere yorumları geçerken en komiğini gördüm. Karizma magmalarda. Sünter' e yazdığım yorumda "farmakolojik"
yerine "parmakolojik" yazmışım :(((

13 Kasım 2009 23:36

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin