Uzaklardan bir ses zaman zaman
fısıldar sanki adımı usul usul
ve eğer yağmur yağıyorsa bir de o akşam,
her bir damla çelik misali ağırlaşır.
Kulaklarım çınlamıyor ne zamandır.
Beni hasretle anan biri yok artık herhal.
Bir garip bencil duygu ki ruhumu saran
içtiğim içkinin buruk lezzeti acılaşır.
Gün gelir serseri ruhum elbet
acının lezzetine de alışır mı alışır.
Alt tarafı insanım işte herkes gibi
aklım, ara sıra olsa da karışır.
Sezen Aksu
Ben Sezen Aksu’ yu çok sevdim.
Bir zamanlar
Yalnız başıma dinledim … Sevdiklerimle dinledim…
Onunla mutlu oldum... Onunla ağladım...
Dostlarım aşklarını anlatırken, omzumda ağlarken
hikayelerinin içinde
ve geride hep o buğulu ses vardı.
Ne mektuplar yazdım guruba karşı,
O yanık sesin eşliğinde.
Ve onların içinde kaç kez geçti adı.
Ne mektuplar okudum onu dinleyerek
Ve ismini gördüm yemyeşil satırların içinde,
Benimkiyle birlikle.
Ve bir gün, bir kötü gün, bir kara gece,
Ben zehir dökerken kağıda gözyaşları yerine
geride o ağlıyordu benimle gizlice.
Tüm sevdiklerim bir şekilde yok olurken yaşamımdan
birer birer,
onunla “allahaısmarladık” dedik.
birlikte ,“geçen yaz” ı özledik.
“Yaşanmamış ylllar” geçirdik onunla.
Ve neler neler…
Bazen, dondu kaldı
“dilimizin ucunda kelimeler.”
Onunla, “Ağlamak güzeldi.”
Sonra,
“gün geldi.”
Yokladım yüreğimi.
Gidenlerin sevgisi
Sapasağlamken, koruyorken yerini
Ve hatta çoğalıyorken
Yavaş yavaş
Onunki gözümün önünde soldu.
Ve bir gün, bir gece,
O hiç yaşamasaydım dediğim,
Şey oldu
-hikayesi bende saklı-
Şimdi onun yerini
Bir tuhaf “Sevgili Sezen” aldı.
Ve “dilimin ucunda”
Şu “kelimeler” kaldı.
yasaklı
“Sen en güzel duygularımın katilisin”