Bu şiiri ortaokul çağlarında bir takvim yaprağında görmüş, (o zamanlar takvim yapraklarında şiirler olurdu) , adı "Akasyalar Açarken" olan şiir defterime kaydetmiş, kendine has musikisinin etkisiyle ezberlemiştim hatta. Haziran ayında, üstüste yaşadığım birkaç kötü olay sonucunda insanlarla ilgili geçici bir güven kaybı yaşamış ve güzelim aşk şiirini kötü emellerim için değiştirerek yazmıştım. (Ne ayıp!) Ama itiraf etmeliyim ki, o günlerdeki hissiyatımı da bundan iyi anlatabileceğimi zannetmiyorum. ( 20 Haziran 2009-Cenaze)
Tak tak.. Doğramacı tabut yapıyor.
Doğramacı, doğramacı
Ya çam ya ceviz ağacı
Ağır, büyük bir tabut çak
İçinde GÜVEN yatacak
Ak ipek döşe içini
Hatırlatsın yiğitliği
Kurdele koy mavi mavi
Hatırlatsın dürüstlüğü.
Orada dere kenarında
Kara ağaçlar altında
Cıvıldarken guguk kuşu
Bir riyakar vurdu onu
Doğramacı, doğramacı
Ya çam, ya ceviz ağacı
Ağır büyük bir tabut çak
Tak, tak – doğramacı tabut yapıyor.
“Doğramacı, doğramacı,
Ya çam ya ceviz ağacı,
Ağır, büyük bir tabut çak,
İçinde aşkım yatacak.
Tak, tak, tak, tak – hızlı hızlı çakıyor
Tak, tak – doğramacı tabut yapıyor.
“Ak ipek döşe içini,
Hatırlatsın dişlerini;
Kurdele koy mavi mavi
Hatırlatsın gözlerini.”
Tak, tak, tak, tak – hızlı hızlı çakıyor
Tak, tak – doğramacı tabut yapıyor.
“Orda dere kenarında
Karaağaçlar altında
Cıvıldarken guguk kuşu,
Bir başkası öptü onu.”
( Türkçesi : İhsan Akay )