Onyedi sene önce...  

Posted by Asuman Yelen in , ,


Onyedi sene önce bu gün İzmir' de hava günlük güneşlikti. Çok samimi bir arkadaşımın kızkardeşini arkadaşımla birlikte ziyarete gitmiştik. Üniversiteyi bitirip birkaç yıl da İngiltere' de kalan bu kardeşimiz istediği gibi bir işi bu kentte bulmuş, bir yıla yakın bir süre çalıştıktan sonra bir ev alıp çok sevdiği bu kente yerleşmeye karar vermişti.

Ablasıyla beraber ziyaretine gittiğimiz o tarihlerde evinde birkaç çok lüzumlu mutfak gereci ve buzdolabı, çamaşır makinesi, bir de salona ve odalara serdiği birkaç halıdan başka eşyası yoktu. Ve maalesef bir de televizyonundan başka. Maalesef diyorum çünkü çok ağladık 17 sene önce bu gece o aracın karşısında.

Halbuki çok şirin bir tatil geçiriyorduk. Hafta ortasında gitmiştik. O çalıştığı için biz arkadaşımla gündüz İzmir'i dolaşıyor, akşam yere atılmış minderlerin üzerinde cin-toniklerimizi ya da şaraplarımızı yudumlarken geçmişten, gelecekten, o günden sabahlara kadar sohbetler ediyorduk.İki-üç yaşlarındayken bana kahvaltıya gelirdi. Fatih' te karşı apartmanda oturuyordu. Benden bazen tulumlu bazen tulumsuz peynir isterdi. Ya da saçlarına çatalsız toka takmamı. İlkokuldayken matematik dersine, Lisedeyken İngilizcesine yardım ederdim. Ablasına kızar bana şikayete gelirdi. Tüm bunlardan konuşuyorduk. Sonra o İngiltere' den, biz burada olan bitenden bahsediyorduk. Bazı geceler akşam dışarda yiyorduk. Çok iyi hatırlıyorum açık havada yiyorduk akşam yemeğimizi. O günlerde İzmir' de bahar havası vardı adeta. Çok soğuk bir İstanbul' dan gittiğim için yanıma aldığım kalın mantomu hep kolumda taşıyor, gündüz güneş gözlüğü takıyordum.

O pazar da ılık ve güneşliydi. Birlikte gittiğimiz yerin adını hatırlamıyorum ama teleferik ya da benzeri bir şeye binmiştik. Çok güzel bir pazar geçirdiğimizi hatırlıyorum.

Eve gelip televizyonu açtığımızda (ki sadece haberleri izlemek için açıyorduk) aldık kötü haberi. Donduk kaldık önce. Cumhuriyet Gazetesindeki köşesini hiç aksatmadan okurdum. Başka köşe yazarları da vardı zevkle okuduğum ama sanki o hepsinden farklı gelirdi. Daha cesur, gözü kara, hiç korkmadan, çekinmeden yazan, olduğu gibi ve sanki hiç gölgesi, defosu, sapması, geri adımı olmayan tek kalemşörümüzdü.

O ılık İzmir gecesinde, üzüntü ve daha çok öfkeyle akıttığımız gözyaşlarıyla, büzüştüğümüz minderlerimizde karlı, bol insanlı, mumlu, çiçekli Ankara manzaralarını ürpererek izlerken, temiz bir elin tuttuğu, sadece doğruyu yazan bir kalemin, lekeli ellerin iğrenç silahlarının kalleş kurşunlarına bir kez daha mağlup oluşuna sessizce isyan ettik.

This entry was posted on 24.01.2010 at Pazar, Ocak 24, 2010 and is filed under , , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

20 yorum

17 yıl geçmiş, sanki dün gibi. Aynı senin İzmir'de bahsettiğin gibi Antalya'da da bir bahar havasında almıştık biz de haberi ve benzer tepkileri göstermiştik. Günlerce ağladığımı hatırlıyorum, bardaktan boşanırcasına yağmurlu bir günde kaldırılan cenazesini de. Gök de ağlamıştı galiba. Birkaç gün sonra da Adnan Kahveci ölmüştü. Bu ülke neler yaşadı ve yaşattı. Kimbilir daha neler yaşanacak. Rahat uyusun...

24 Ocak 2010 21:47

Dün gibiydi.Biz de anneannemlerdeydik.Ailece kahrolmuştuk.Unutmadık,unutmayacağız da !

Sevgilerle Asumancığım.

24 Ocak 2010 22:14

Ülkemizin nadide insanı idi, geçmişi pâk, önür tertemiz idi korkusuz idi, rehberdi adeta..
Ama,
Bu günleri o günler gören insana kıydı lânet eller.
Nur içinde yatsın..
Bu yüzden başımız hep yana eğik kaldı.
Saygılarımla

24 Ocak 2010 22:23

Aslında o tarihleri pek ayrıntılı hatırlamıyorum Leylak' cım emin ol. İzmir' in hangi semtiydi filan. Eğer bu olay olmasaydı çoktan silinmiş gitmiş olacaktı. O üzüntü öyle bir işlemiş ki içime o birkaç gün hiç gitmez aklımdan.

24 Ocak 2010 23:20

Uğur mumcuyu kaybettiğimiz o hafta teyzemin eşi yani eniştemin 7 siydi. Tam biraz acımız hafiflemişken yine üzülmüştük. demek o zamanlarda İZmir'deydin. Gittiğiniz o teleferik Balçova semtindedir. o çıktığınız dağın adını burda herkes teleferiğe çıktınmı derler.

24 Ocak 2010 23:23

Böyle bir üzüntü ve öfke hatta umutsuzluk hiç unutulur mu arkadaşım. Çok kötü duygulardı. Çok şey geçti akıllardan. Artık görmesek böyle günler dedik diyoruz da...

Sevgiler, Çoban Yıldızı...

24 Ocak 2010 23:24

Gerçekten çok büyük bir değerdi kaybettiğimiz Sayın Haykırış, yerini hiç kimse dolduramadı.
Eminim ki herkes bizim gibi düşünüyordur bu konuda.
Nur içinde yatsın...

24 Ocak 2010 23:29

Ben de imkan olsa da Şeniz' e sorsam diyordum ki cevap geldi. Çünkü o arkadaşlarla da yollarımız ayrıldığı için konuşma imkanım yoktu. Bu arada İzmir' de Ocak sonunda hırka ile dolaşacak kadar sıcak hava normal midir onu da çok merak ediyorum...
Şeniz' cim gerçi senin zaten acılı günlerinmiş o dönem hatırlayamayabilirsin. Çifte üzüntü olmuş.
İyi geceler canım...

24 Ocak 2010 23:40

:)
Asuman ablacım,aslında ben liseden yeni mezun olmuştum. Açıkçası Uğur mumcu'yu tanımıyordum.Kuzenimin kızının eşinden öğrenmiştim Uğur Mumcu'nun kim olduğunu, düşüncelerini. Ocak ayında hırkayla dolaşmaya gelince, normaldir. Aslında İzmir'de öyle aman aman soğuk olmaz. Kış zamanı bir hafta soğuk olur o kadar. Ceketlede dolaşılabilir. Hiç garip karşılanmaz. Aslında gittiğiniz teleferik, o zamanlar biraz bakımsızdı sonradan Tansaş orayı alıp yukarıya mangal yapıp yenilecek yerler yaptı. İzmir'in en sıcak zamanı oraya çıktınız mı püfür püfür eser, yan tarafta aşağıda Balçova barajı vardır. Balçova termal su bakımından zengindir.

25 Ocak 2010 01:01

Ben Ugur Mumcu´yu sonradan taniyanlardanim.
Türk televizyonlari daha yeniydi ve simdiki gibi her program da yoktu.
Gazete olarakta sadece Hürriyet´i bulabiliyorduk ve ben onu Emin Cölasan´dan ötürü tanidim.
Hatta esim gel bak "ünlü bir gazeteci öldürülmüs" dediginde ilk sorum "Emin Cölasan mi?" olmustu. Büyük bir korkuyla sormustum o soruyu.Ödüm kopuyordu onu öldürecekler diye.
Ama sonradan ögrendim ne kadar önemli dürüst vatanperver birisi oldugunu. Bedelini de ödedi zaten.
Ruhu sad olsun.

Öpüyorum canim

25 Ocak 2010 01:03

Şeniz' cim, benim aklıma yanlış takılmış herhalde ki İzmir'ı yazın çok sıcak ve kışın epey soğuk olur diye biliyordum. Demek normalmiş o hava. Sen epey küçükmüşsün o zamanlar. Haklısın hatırlamamakta.

İyi geceler hayatım...

25 Ocak 2010 01:22

Uğur Mumcu, bir çok kişiye Cumhuriyet Gazetesini düzenli olarak aldıran yazardır Sünter' cim. Televizyona da nadir çıkardı. Ali Kırca' nın Siyaset Meydanı' na birkaç defa çıkmıştı.
Çok doğru bir tesbit yapmışsın. Ne kadar dürüstsen o kadar hedefsin. Bu çok genel bir olgu. Tüm insanlar için. Aydınsa hayatı da büyük tehlikeye giriyor kişinin.
Çok çok öpüyorum seni...

25 Ocak 2010 01:34

Çok büyük değerlerle birlikte yaşadık ve çok büyük değerleri bir bir kaybettik. Onların devrinde yaşamak ve onları tanımaktan mutlu ama onların zamansız ölümlerinden de o derece üzgünüm canım.
Çok büyük bir değerdi, sanki uzağı gören gözleri vardı onun. Bütün kitaplarını okudum ve bugün yaşadıklarımızı o günlerde okuduğumda çok uzak ihtimaller olacağını düşünürken!
17 yıl daha dün gibi!!!
Güzel anılarınla birlikte gelen hüzünlü anın, unutulmayacak gibi gerçekten.
Sevgiler canım...

25 Ocak 2010 01:41

Çok haklısın Nur'cum,
Ülkemizin büyük kazançlarıydılar çok değerliydiler, değerleriyle yok oldular. Kayıplara dönüştürüldüler.
Ben, hemen hemen tüm yazılarını okudum. Zaman zaman işlerle özel yaşamımla zaten karışık kafamın almayacağı kadar sarmal şeylerle uğraştığı için işin içinden çıkamazdım ama sonuçta sorar anlattırır öğrenmeye çalışırdım. Gerçi hala bazı işaret ettiği şeyler anlaşılmış değil ya. Kitap olarak da Sakıncalı Piyade' yi okudum yalnızca.

Nur içinde yatsın.
Sevgiyle öpüyorum seni...

25 Ocak 2010 02:01

Okulumuz tatildi bursada almıştık biz haberi. Herkesde bir matem havası vardı. Sanırım cenazesine katılmışlardı teyzemler, perdeye iğneledik sonra resmini uzun yıllar kaldı orada. Büyük biriydi giden ama kimdi bilemedim 9 yaşındaydım. Sonra okudukça araştırdıkça anladım kaybımızın ne kadar büyük olduğunu. Her yıl bi 10 Kasım bi 24 Ocakta içim sızlar benim.

25 Ocak 2010 08:13

bende o gün bir arkadaşımı ziyarete izmire gitmiştim orda almıştım haberi unutmadık unutmayacağız ruhu şad olsun ...

25 Ocak 2010 15:46

Sevgili Fulya' cım,
Ne güzel vurgulamışsın Uğur Mumcu' nun değerini üzüntünü ifade ederken...

25 Ocak 2010 17:05

Sevgili Bilge, bu ilginç, buruk bir rastlantı olmuş ikimiz için.

Sevgiler...

25 Ocak 2010 17:08

Tam bir anma yazısı olmuş. Yorumlar da duyarlı arkadaşlarınız olduğunu gösteriyor.
Paylaştığınız için teşekkürler.

25 Ocak 2010 20:07

Sevgili Alizafersapçı,
Uğur Mumcu en iyi şekilde anılmayı hakediyor. Hepimizin de bunu içtenlikle yaptığına eminim. Çok teşekkür ederim güzel görüşünüz için
Sevgiler...

25 Ocak 2010 20:30

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin