Mutfağımı seviyorum.
Yıllardır kullandığım emektar tabak ve çanaklarımı.
Onbeş senedir benimle olan hububat ve makarna kavanozlarımı...
Sevdiklerimle yemek yiyip kahve içtiğim sohbet ettiğim, dertleştiğim kimi zaman da dedikodu yaptığım masamı.
Her birini yeğenlerimin sahiplendiği, gelir gelmez uzanıp aldıkları kupalarla dolu camlı dolabımı.
Üzerinde sevdiklerimin hediye ettiği bibloların, tüpçünün, sucunun telefon numarasının, rejim listelerinin ve yemek tariflerinin bulunduğu neredeyse beni bırakmak üzere olan buzdolabımı.
Çoğu zaman, önce üstesinden gelemiyeceğimden korktuğum kadar dağıtıp, sonra can havliyle toparladığım mutfağımı seviyorum.
Tüm yaşantım gibi...