"Yarın İstanbul' a gidiyoruz."
Yıl 1960. Adıyaman' dayız. Evimizin hemen yanındaki tarlaların arasında çimenlerle
kaplı boşlukta, her birimiz bir tepeciğin üzerinde hafta sonu keyfimizi yapıyoruz. Hepimiz bir
aradayız. Belli ki bu tüm aile birlikteliğini babam bir şekilde sağlamış, yukardaki sihirli cümleciği
aynı anda duyabilmemiz için.
Bir sessizlik. Bu bir şaka olmalı. Ama babam biletleri sallıyor.
Annem gözyaşlarına boğuluyor sevinçten. Babamla çatışmalı ve bu sebepten mesafeli duran
ağabeyim koşup babamın boynuna atlıyor. Bizler şaşkın ve mutlu anlamaya çalışıyoruz.
Hikaye şöyle. Bir gün ütü yaparken radyodan Zeki Müren' den "ana başta tac imiş" şarkısını
duyan annem, ağlamaya başlamış. Babam bunun üzerine izni için bu seyahati planlamış.
İstanbul benim için o tarihlerde, Türk filmlerindeki Yenicami, Galata Kulesi, fotoğraflarda
ablamla ayaklarımızı sarkıttığımız cumbasıyla ahşap bir ev. Sonra, ağabeyimin, harçlıklarını
biriktirip, yol parasını denkleştirir denkleştirmez her fırsatta kaçıp gittiği rüya şehri.
Bir de bildiklerimiz. Ablamla benim doğduğumuz, anneanne, babaanne, amcalar, teyzeler ve
kuzenlerin yaşadığı yer.
Sevgili kara trenimiz. Altı kişilik kompartımanda süper bir yolculuk. Ağabeyim akordeon çalıyor.
Şarkılar, türküler. Annemin poğaçaları. Rahatsız ama mutlu uykular.
Ve İstanbul...
Mersin, İskenderun, Antalya' da akşamlarımızı deniz kenarında geçiren bizler,
ilk defa denizin ortasındayız. Vapurda camdan cama koşuşturuyoruz. Martılar, çaylar, simitler.
Babam sürekli bize bir yerleri işaret ediyor. "Bakın çocuklar şurası Dolmabahçe sarayı. Şu da
Kız Kulesi..."
Sonrası hızlı çekim bir rüya. Göz yaşları, kucaklaşmalar, sofralar, yer yatakları. Bir gün
Kuzguncuk tepesinde, ertesi gün Beşiktaş' ta. Başka bir gün Zeytinburnu' da sonrasında
Bakırköy' de. Amcalar, Teyzeler, kuzenler, bahçelerde koşturmacalar, caddelerde
kaybolmacalar. Babamla Yenicami İş Bankasına gidiyoruz. Eski arkadaşları sevgiyle sarıyor
etrafımızı. Bu İstanbul' un her yeri, herşeyi güzel. Mutlu dönüyoruz Adıyaman' a.
4 yıl sonra...
Galata köprüsü üzerinde garip, taşralı bir grup. 20 yaşında bir delikanlı. Bir elinde akordeon,
diğer eliyle saçları örgülü, 7-8 yaşlarında bir kız çocuğunun elini tutuyor. Onların önünde de
12 ve 14 yaşlarında iki kız, birbirlerinin elini sımsıkı yakalamış, korkulu gözlerle, iki adımda bir
geriye bakarak yürüyor.
Güneş tepede cayır cayır. İnsanlar akın akın yanımızdan geçiyor. Kimileri de üzerimize üzerimize
geliyor adeta. Ürküyorum. Kâbusta gibiyim.
Önce berbat bir tren yolculuğu. Sonra bir insan selinin içinde kaybolmaktan korkarak sürekli bir
koşuşturmaca hali. İskelede turnikelere sıkışıyorum. Utanıyorum. Canım yanıyor. Bu vapur
başka vapur sanki. Ağzımın içi acı. Yüreğim sıkışık. Yaşadıklarımı aklım almıyor. İsyanlardayım.
Çok öfkeliyim. Ve çok korkuyorum.
Bir sürü telaşlı, şaşkın koşuşturma, binip inmelerden sonra "evimiz" e ulaşıyoruz. Birbirinin
aynı bir sürü sokaktan herhangi birindeki, birbiribin aynı apartman dairelerinden herhangi biri.
Her şehir değiştirişimizde babamın ifa ettiği görevi bu kez annem üsleniyor. Önce gelip
bankanın ödediği parayla bir ev satın alıyor, ikinci kez eşyalarla gelip evi yerleştiriyor. Sonra
ağabeyim de bizi getiriyor.
O İstanbul' da ben, uzun süre yalnız başına evden çıkamıyorum korkudan. Ön ve arka cepheye
hemen el uzatsan tutuverecekmişcesine yakın pencereleri ve balkonlarıyla diğer apartmanlar
üzerimize yıkılacak gibi duruyorlar.. Sanki evlerde herkes bağırarak konuşuyor. Müzikler,
bangır bangır. Sabahları, balkonlardan sarkıtılıp dövülen halı seslerine uyanıyoruz.
Bayramlarda, annem bizi akrabalara götürüyor. Örneğin Üsküdar' daki amcamlara. Önce
otobüsle Eminönü' ne gidiliyor. Yine vapur. Uzun süre turnikelere sıkışma korkusunu içimden
atamıyorum. Beşiktaş' a otobüs' le, Bakırköy' e trenle gidiyoruz. Bir de minibüsler var tabii.
Anneme tüm bunları bildiği için şaşkınlıkla karışık bir hayranlık duyuyorum.
Yaşam devam ediyor. Lise yılları. Sonra iş hayatı. İstanbul' da yaşayıp gidiyoruz. Keyifli
zamanlarda, acılı zamanlarda, sabah ve akşam koşuşturmalarında, sinemalarında, tiyatrolarında,
her iki yakasında, sık sık ev değiştirerek onlarca semtinde, (Fatih, Ataköy, Bakırköy, Merter,
Kuyubaşı, Kazasker, Moda, Kartal....) Sadece, öylesine yaşayıp gidiyoruz. İstanbul' la aramızdaki
rabıta sevgisiz başlayan bir evlilikte oluşan alışkanlık kıvamında.
Ve Eminönü...
İlk gençlik yıllarımda benim için sadece vapura binilmek üzere geçilen bir uğrak yeri, bir de
hastalandığımda doktoruna görünmek üzere gittiğim Yenicami İş Bankası. Kalabalık, gürültülü,
ürkütücü.
Son gençlik yıllarımda ise tam ortasında yedi sene çalıştığım, yollarında koşuştururken hiç
farkına varmadan kanıma giriveren, kaybedilen sevgili gibi, emekli olduğumda deli gibi
özlediğim, her fırsatta koşup kucağına atladığım, sesini, tadını, kokusunu sevdiğim yer. Bu
bloglarda her fırsatta bahsettiğim, ayağım rahatsızlandığında, bir daha buluşamayacak olmaktan
delice korktuğum (kalabalığının) beni itip-kakmasından bile zevk aldığım sevgilim.
Benim İstanbul' um.
Dün, severek izlediğim bloglardan İzler ve Yansımalar da sevgili Esmir' in son yıllarda gördüğüm
en güzel İstanbul belgeselini hayranlıkla izler bir yandan da o harika müziği, o müziğin içindeki
Eminönü' nü dinlerken, tüm bunlar tek tek gözümün önünde canlandı. Hüzünlendim. Sonra da
mutlulukla, İstanbul' dan artık nefret etmekten vaz geçtiğimi keşfetmenin zevkini yaşadım.
Ne zaman oldu bu, hangi zaman diliminde bilmiyorum ama dün coşkuyla farkettim.
Bir kez de buradan teşekkürlerimi yolluyorum sevgili Esmir...
20 yorum
Asumn ben bir jitabı açtım ve bir öykü okudum...Ağzımda öyle bir tat bıraktı yazın...
Sevgimle hep İstanbulla
İlknur' cum, ne güzel. Ben de keyifle yazıyorum. İçinde hüzün olsa da bu kadar zaman sonra anımsamak ve yazmak, bir zaman sonra dönüp okumak bana da zevk veriyor.
Lale' cim, bire bir yaşadıklarım ve duygularımdı. Onlar zihnime bir vesileyle üşüşünce elim kendiliğimden tuşlara gidiyor.
Dün (bugün) bu yazıyı bitirdiğimde gün ağarmıştı. Sağol güzel yorumun için. Hep İstanbul' la diyorsun. O kaçınılmaz yazgı galiba :)
Benden de sana sevgiler...
Resmen bir İstanbul masalında kaybolmuş gibi hissettim kendimi.Çok güzel...
İstanbul öyle bir şehir işte. İçine alır ve yokeder:))
Sağol Buğday' cım...
Öyle güzel bir dille anlatmışsınız ki Asuman hanım, eminim sizin bu yazınıdan sonra da bir çok kişinin istanbul'a bakış açısı değişecekdir. sevgilerimle.
Teşekkürler Güngör' cüm. Umarım olumsuz yönde değişmez. Zaten tamamiyle kişisel yaşamlarla, duygularla ilgili, göreli bir durum.
Asuman Hanım, anılarınızı paylaştığınız yazınızı okurken inanın ben de çok etkilendim!. öylesine hissederek yazmışsınız ki!..
İstanbul'a dair duygularınızın yeniden hayat bulmasına vesile olmak benim için de oldukça anlamlıydı...paylaşımınız ve değerli düşünceleriniz için de ayrıca teşekkür ederim..
Yüreğinize ve kaleminize sağlık..
Sevgilerimle...
Sevgili Esmir,
çok teşekkür ederim yazımla ilgili yaptığınız güzel yorum ve bana eski günlerimi hatırlatan güzel postunuz için.
Anılarını okurken aldığım tadı anlatamam.İstanbul'la barışmana çok sevindim. Onun üzerinde yeni güzel anılar biriktirip bize anlatırsın inşallah.
Hüznün Tadı, ne mutlu bana...
Bende anı çok. Herkes gibi hem hüzünlü hem neşeli. İçim coşunca yazmadan duramıyorum zaten:)
Yazdığın her anı benim için o kadar özel ki anlatamam arkadaşım. Her zamanki gibi yine zevkle okudum ve seninle gezdim. Bende İstanbul sevdalısıyım ve sanırım ne olursa olsun İstanbul dışında yaşayamam. Hain sevgili gibi herkesin kanına işliyor mübarek:))
Sevgiler canım...
Nur' cum, galiba bu saatten sonra gidecek yerimiz de yok. En iyisi hep güzel yanlarını görmeğe çalışmak bu sevgilinin. Zaman zaman hoyratlaşsa da alıştık artık deyip katlanacağız.
Benden de sana sevgiler...
Kısa öykü yarışmaları falan olur ya hani işte o yarışmalardan birini kazanmış bir kısa öyküyü okur gibi okudum, hissettim . çok güzeldi.
Aman aman çok teşekkür ederim Şeniz' cim. Umarım bu yaştan sonra şımarmam.
Asum,
Istanbul daha nasil anlatilir, daha nasil yasatilir, daha nasil hissetirilebilir ki bir insana...Tek kelimeyle mükemmlel bir ani yazisiydi okudugum. Tadi damagimda...
Öpüyorum seni
Çook teşekkür ederim Sünter' cim. Çok mutlu ettin beni. Güzel olan, bu yazının beğenilmesinden öte, ruhumun ve yüreğimin anlaşılmış olması.
Bunun için sana ve tüm yorum yazan dostlara içten teşekkürlerimi senin nezdinde bir kez daha tekrarlanak istiyorum.
Sevgiler canım...
"Sonra da mutlulukla, İstanbul' dan artık nefret etmekten vaz geçtiğimi keşfetmenin zevkini yaşadım. "
Bir gün bana da darısı inşallah.
Okumuşum bi ara ben bunu, hani aralarda didiklerim ya bohçanı o zamanlardan birinde. Ama aklımda kalmamış. Merci ruhu güzel kadın.
Gidip Esmir' in belgeselini bir daha izledim şimdi müzikle birlikte.
Esas oraya gidip bir bakmanı isterim. Bu saatte de bir ayrı etkiledi.
İyi sabahlar...
Yorum Gönder
Bu Blogda Ara
Contributors
Blog Listem
-
-
-
Yeniden3 ay önce
-
BİR DİZİ YAZISI: DEDEKTİF BOSCH1 yıl önce
-
-
-
Merhaba3 yıl önce
-
-
-
-
Koşan Hayat5 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
ÜÇÜ BİR ARADA !7 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum8 yıl önce
-
-
bize ne oldu...9 yıl önce
-
-
-
-
-
Merhaba demeye geldim...10 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
-
TAŞINDIM...13 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
İzleyiciler
Yazı Arşivi
-
►
20
(5)
- ► Eylül 2020 (1)
- ► Ağustos 2020 (3)
- ► Temmuz 2020 (1)
-
►
17
(4)
- ► Nisan 2017 (1)
- ► Şubat 2017 (1)
-
►
16
(1)
- ► Şubat 2016 (1)
-
►
15
(1)
- ► Ağustos 2015 (1)
-
►
14
(16)
- ► Aralık 2014 (1)
- ► Eylül 2014 (2)
- ► Ağustos 2014 (1)
- ► Haziran 2014 (1)
- ► Mayıs 2014 (2)
- ► Nisan 2014 (4)
- ► Şubat 2014 (1)
-
►
13
(46)
- ► Aralık 2013 (3)
- ► Kasım 2013 (3)
- ► Eylül 2013 (6)
- ► Ağustos 2013 (3)
- ► Temmuz 2013 (2)
- ► Haziran 2013 (2)
- ► Mayıs 2013 (3)
- ► Nisan 2013 (7)
- ► Şubat 2013 (3)
-
►
12
(96)
- ► Aralık 2012 (2)
- ► Kasım 2012 (4)
- ► Eylül 2012 (16)
- ► Ağustos 2012 (7)
- ► Temmuz 2012 (5)
- ► Haziran 2012 (8)
- ► Mayıs 2012 (10)
- ► Nisan 2012 (14)
- ► Şubat 2012 (8)
-
▼
11
(179)
- ► Aralık 2011 (19)
- ► Kasım 2011 (38)
- ► Eylül 2011 (14)
-
▼
Ağustos 2011
(17)
- I'm A Fool...
- True Love
- Ohhh...Misss
- Jim Reeves ~ Distant Drums
- Platters - Smoke Gets In Your Eyes
- Yesterday 1966
- Jacques Brel - Ne Me Quitte Pas
- Herşey Onlar İçin...
- Hoşluklar
- Hoş Bir Etkinlik
- Bir Küçük Mesaj...
- Eskilerden bir Sezen şarkısı...
- Pilav ve Hoşaf
- O Mükemmel Hoşluk
- Üç İstanbul
- İki Hoş Bina, İki Keyifli Gün
- Antandros
- ► Temmuz 2011 (8)
- ► Haziran 2011 (14)
- ► Mayıs 2011 (11)
- ► Nisan 2011 (9)
- ► Şubat 2011 (10)
-
►
10
(152)
- ► Aralık 2010 (12)
- ► Kasım 2010 (12)
- ► Eylül 2010 (9)
- ► Ağustos 2010 (12)
- ► Temmuz 2010 (7)
- ► Haziran 2010 (12)
- ► Mayıs 2010 (11)
- ► Nisan 2010 (17)
- ► Şubat 2010 (11)
-
►
09
(186)
- ► Aralık 2009 (22)
- ► Kasım 2009 (22)
- ► Eylül 2009 (17)
- ► Ağustos 2009 (24)
- ► Temmuz 2009 (19)
- ► Haziran 2009 (20)
- ► Mayıs 2009 (20)
- ► Nisan 2009 (8)
- ► Şubat 2009 (5)
Müzik
Popüler Yazılar
-
bilmem hatırlar mısın bir liseli kız vardı bir liseli esmer kız gözleri yıldız yıldız saçları gece gibi simsiyah dökül...
-
Büyük Usta, önündeki devâsâ tuale son rötuşlarını yapıyor... Önündeki dev palete göz atıyorum. Hemen hemen boşalmış gibi. Yeşili çoktan sıyr...
-
Çok içime battı gidişi. Cenazelerde kaskatı kesilirdim oysa. Yüreğim katılaşır, algılarımı kapatıverirdim olan bitene. Kendi isteğimle...
-
Çok keyifliydim aslında. Blogum şenlenmiş, evim temizlenmİş, çok uzun zamandır görmediğim, çook eski, tüm doğum günlerimi(zi) çoğu yaz tatil...
-
Bu şiiri ortaokul çağlarında bir takvim yaprağında görmüş, (o zamanlar takvim yapraklarında şiirler olurdu) , adı "Akasyalar Açarken&qu...
-
Dizilerden birinde Tülin Oral' ı yine ve doğal olarak büyükanne rolünde görünce Yaygara 7o Müzikali aklıma geldi. Ağabeyim götürmüştü. ...
Etiketler
- 2010
- 2011
- 27 mayıs İhtilali
- 7 numara
- ABD
- abla
- acemilik
- açlik
- Adıyaman
- afet
- ağabey
- ağaç
- Ağustosta Rapsodi
- aile
- akraba
- akrostiş
- akşam
- Albatros
- alış-veriş
- alışkanlık
- alışveriş
- alışveriş tutkusu
- Ali Muhittin Hacı Bekir
- Alphonse de Lamartine
- amatörlük
- anı
- anılar
- anılar...
- anlaşma
- anlayış
- anma
- anne
- anneanne
- anneler günü
- Antalya
- apartman hayatı
- arayış
- arıza
- Arka Pencere
- arkadaş
- armağan
- aşı
- aşk
- aşure
- Atatürk
- ateş böceği
- atom bombası
- Attila İlhan
- ATV
- ATV şarkı
- Avustralya Açık Tenis
- ayaz
- ayrılık
- aziz nesin
- B.Necatigil
- baba
- Babalar Günü
- bahar
- bahçe
- balkon
- banka
- Barbra streısand
- barış
- başarı
- başlangıç
- Baudelaire
- Bauelaire
- Bayrak
- bayram
- Beatles
- bebek
- bekir sıtkı erdoğan
- beklentiler
- BEN
- beste
- beşiktaş
- Betty Smith
- beyaz dizi
- beyaz diziler
- beyaz roman
- Bhagavatgita
- bilgisayar
- Bir genç kız Yetişiyor
- Bir sarkısın sen
- Bir Şarkısın Sen
- birlik ve beraberlik
- birliktelik
- bitki
- biyografi
- blog
- blogger
- börek
- Buddha
- bugün
- bulmaca
- buluşma
- buzdolabı
- Bülent Ecevit
- Cahit Sıtkı Tarancı
- can yücel
- Capra
- cehalet
- centilmen
- cesaret
- cevaplar
- cezerye
- cinayet
- cocuk
- cocuk.
- cocukluk
- Cronin
- Cumhuriyet
- Cüneyt Gökçer
- çalışma hayatı
- çaresizlik
- çay
- Çığlık
- çınar
- çiçek
- çiçekler
- çiğ
- çocuk
- çocuklar
- çocukluk
- çöp
- dalgınlık
- Daltonlar
- damat
- Damdaki Kemancı
- dans
- davetiye
- dayak
- dedikodu
- Defne Joy Foster
- demirhindi
- deneyimler
- deniz
- deprem
- dergi
- destan
- dilek
- dilekler
- dinlenme
- disko kralı
- diyet
- dizi
- doğa
- doğallık
- doğum günü
- dolap
- Doris Day
- dost
- dostluk
- dostluk.
- dostlulk
- duygular
- düğün
- dül dül
- dünya
- dünya kadınlar günü
- Dünya Prematüre Günü
- düşmanlık
- düşünceler
- düşünceler.
- Ecevit
- edebiyat
- Edgar Allan Poe
- Ekim
- Ekrem Bora
- Elazığ depremi
- emek
- emekli
- eminönü
- Emirgân
- Engelliler
- ephraim kishon
- erişkin
- erişlilmezlik
- erkek
- eski yıl
- eşek
- eşyalar
- etiket metiket yok
- Etkinlik
- eve dönüş
- evlat
- Ey Aşk Nerdesin
- eylül
- ezan
- Ezel
- Fakir Baykurt
- fal
- fanatizm
- Farrah Fawcett
- fasulye
- felaket
- felsefe
- fenerbahçe
- fırtına
- Fikret Otyam
- film
- filozof
- final
- Firari
- firuze
- fono
- formüller
- fotoğraf
- Frank Sinatra
- Futbol
- gazanfer özcan
- gece
- geçim
- Geçmiş
- geçmişten şarkılar
- gelecek
- gelin
- genç kız
- gençlik
- gerçek
- geyik
- gezi
- gezinti
- giden sene
- Gitanjali
- giysiler
- Govinda
- gökkuşağı
- göl
- gönülçelen
- gösteri
- göze çarpmayan debdebe
- gözyaşı
- Grace Kelly
- grizu
- gül
- Gülümse
- gün batımı
- güncel
- güneş
- Güneydoğudan öyküler-Önce vatan
- Günlük yaşam
- güven
- güz
- güzellik
- güzellikler
- haber
- haberler
- Hacer Buluş
- Hacivat
- hafta sonu
- hak
- hala
- harika çocuklar
- hasta
- hastalık
- hayal kırıklığı
- Hayali Küçük Ali
- hayaller
- hayat
- hayvan
- hayvanlar
- hayvanlar alemi
- hazan
- hediye
- Herman Hesse
- hiciv
- Hindistan
- Hiroşima
- Hitchcock
- hobby
- Hollywood
- hoptirinam
- hoşgörü
- hoşluklar
- http://www.blogger.com/img/blank.gif
- huzur
- hüsran
- hüzün
- ıhlamur ağacı
- ışık
- ibadet sohbet
- içimizdeki çocuk
- içtenlik
- iftar
- ihmal
- İhsan Varol
- ikiyüzlülük
- ikram
- ilaç
- ilginç şeyler
- ilişki
- ilkbahar
- ilkokul
- İlkokul şiiri
- İnci Ertuğrul
- İngilizce
- insafsızlkık
- insan
- insan halleri
- insan olmak
- insanlık
- intikam
- İslamiyet
- istanbul
- isyan
- İş Bankası
- işçi
- iyilik
- Jacques Brel
- James Stewart
- Japonya
- Jean Moreas
- Jim Reeves
- kabuk
- kadın
- kadınlar
- kahvaltı
- kahve
- kalıplar
- kalite
- Kamer Genç
- kan verme
- Kandil
- kaplumbağa
- kar
- Karagöz
- karanfil
- karanlık
- kardeş
- karışık duygu ve düşünceler
- karmaşa
- katiam
- kavafis
- kayıp
- Kayserispor
- keder
- kedi
- kediler
- Kelime oyunu
- Kemal Burkay
- kerpiç
- keşke
- keyif
- kıskançlık
- kış
- kız kardeş
- kızkardeş
- Kim Novak
- kiracı
- kishon
- kişisel
- kitap
- koka kola
- kolbastı
- komedi
- komik
- komşu
- komşuluk
- konser
- konut
- korku
- Korolar çarpışoyor
- koşullu refleks
- köpek
- kuaför
- kupa
- Kurban Bayramı
- kuyruk-bilim
- kültürel mozaik
- Lale
- latife hanım
- lezzet
- lisan
- lise
- Liz Taylor
- maneviyat
- manzara
- Marsel İlhan
- masal
- masumiyet
- maymun
- mazi
- meclis
- medya
- Mehmet Topuz
- mektup
- merasim
- Mevlana
- mevsimler
- Meyva Zamanı
- Michael Jackson
- mim
- misafir
- misafirlik
- Misak- ı milli
- mizah
- Montaigne deneme
- moral
- Mr. Smith
- muhabbet
- Muhabbet Kralı
- Muhammed
- muhasebe
- Murathan Mungan
- mutfak
- Mutfak şarkıları
- mutluluk
- Müge Anlı
- müzik
- müzik nostalji
- Nagazaki
- Nazım Hikmet
- nefret
- nekahat
- Nirvana
- Nisan
- Nişan töreni
- Noktürn.
- nostalji
- okan bayülgen
- olay
- olgunluk
- on line alışveriş
- ordan burdan
- Orhan Kemal
- Orhan Veli
- orman
- oruç
- otobüs
- otokontrol
- oyun
- ozan
- ödül
- öfke
- öğrenci
- öğretmen
- Öğretmenler günü
- ölüm
- ölüm yıldönümü
- ömür
- öykü
- Öykü Atölyesi
- özgüven
- özlem
- Paçoz
- Paçoz..
- Paris
- pasta
- paylaşım
- paylaşmak
- pazar
- pazar alışverişi
- pazar günü
- Pazar sohbeti
- pembe dizi
- pencere
- Piknik
- pişmanlık
- plan ve programlar
- planlar
- plasebo
- Platters
- polis
- popülizm
- program
- programlar
- radyasyon
- radyo
- Ramazan
- Ramazan davulu
- Red kit
- reklamlar
- resim
- resmi bayramlar
- Reşid Behbudov
- Rilke
- rin tin tin
- Roland Garros
- roman
- romantik
- romantizm
- röportaj
- ruh yorgunluğu
- ruhat mengi
- rüya
- saat
- sabah
- sadakat
- Sadettin Kaynak
- safiyet
- Sağanak
- sağlık
- sahur
- Samana
- samimiyet
- sanal
- sanat
- sanatçı
- sanatkar
- Saroyan
- Satürn
- schumann
- sebze
- seçkin
- seçme saçma sohbetler
- sel
- Selimpaşa
- Selmi Andak
- sergi
- sevdiğim şeyler
- sevgi
- sevgi soysal
- sevgili
- sevgililer günü
- sevinç
- seyahat
- seyirlik
- Seyyare
- Shakespeare
- Show TV
- sıcak
- sıkma
- sıradanlık
- Sidarta
- Sigara
- simit
- sinema
- sipariş
- sis
- soğuk
- sohbet
- sonbahar
- soru
- sorular
- spiker
- star
- still life
- su yücel
- suikast
- şablonlar
- şafak
- şans
- şarap
- şarkı
- şaşkınlık
- şeker
- Şeker Bayramı
- şerbet
- şermin
- şiddet
- şiir
- şikayet
- tabak
- tabletler
- tagore
- tanışma
- tansiyon
- tantuni
- tarif
- tartışma
- taşınma
- tatil
- tedavi
- teknoloji
- telaş
- telefon
- televizyon
- temizlik
- tenis
- tenis turnuvası
- terlik
- tevfik fikret
- Tırpan
- tiyatro sahne
- tokat
- toplantı
- Tövbeler Tövbesi.
- Transfer
- tren
- TRT
- TSM
- Ttv
- Tuna Huş
- tutsak
- tuvalet
- tüketim
- Tülin Oral
- Türkan Saylan
- türkü
- TV
- Uğur Mumcu
- umut
- unutma
- uyku
- Üç Hür El
- ülke meseleleri
- ümit
- üretmek
- ütü
- vahşet
- vakit
- Vasuveda
- vatan
- William Holden
- William Wordsworth
- Wimbledon
- yağlıboya resim
- yağmur
- yalnızlık
- yaprak
- yarışma
- yaşam
- yaşlılık
- yatak
- yaz
- yeğen
- yeğenlerim
- yeme-içme
- yemek
- yemekteyiz
- yeni yıl
- yeni yıl kartları
- yesterday
- yıl dönümü
- yılbaşı
- yıldız
- yıldönümü
- yoksulluk
- yol
- yolculuk
- yolculuk.
- yorgünluk
- Young at Heart
- yönetici
- yün
- yürüyüş
- zaman
- Zeki Müren