Açım dostlar  

Posted by Asuman Yelen in ,


Canınız misket ya da beş taş oynamak mı istiyor dostlar...

Bu iş için bir kavanoz zeytinim var.

Belki de bilardo oynamak istiyorsunuz.

Bunun için de çeri domateslerimi verebilirim. Gerçi hepsi kırmızı ama...

Birine kızdınız bir güzel pataklamak istiyorsunuz ama şöyle can acıtıcı bir sopanız mı yok.

Benim pırasalar ne güne duruyor.

Ne ayıp hiç insan dövülür mü diyor ve sinirinizi yatıştırmak için birşeylerle meşgul olmak bir hobby ile oyalanmak isterseniz, örneğin origami ile..

Siz makası hazırlayın. Beş adet kocaman yuvarlak kâğıt ya da mukavva yufkam var...


Öğlen acıktım ve kendime bir şeyler hazırlamak üzere buzdolabımı açtım. Bir de ne göreyim???

HER ŞEY DONMUŞ !...

Zeytinyağlı yemeğim içinde durduğu kabın şeklini aşmış yeşil renkli yarımküre bir buz kütlesi.

Kıvırcıklar, yeşil soğanlar çıtırdayarak elimde dağılıyor.

Bari yumurta kırayım dedim, yumurtalar yukarıda görüldüğü gibi sarımsı buzdan küreler.

Havası boşaltılmış peynir kabımdan umutluydum. Onun içi de buz kalıplarıyla dolu.

Buzdolabım dünden beri su akıtıyordu altından. Olan olmuş.

AÇIM DOSTLAR AÇIM :(((

This entry was posted on 2.04.2010 at Cuma, Nisan 02, 2010 and is filed under , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

29 yorum

aaaaaaaaaa şaşırdım valla. Buzdolabı bozulmuş. Amann Allah kimseyi açlıkla sınamasın valla. Bize gel bendde de bişe yok ama tanrı misafirine her şeyi yaratırız Allahın izni ile :)

İlk defa donmuş yumurta görüyorum :)Çok fotojenik çıkmışlar :D:D

2 Nisan 2010 16:46

Siyah Kelebek,
Dolabı açınca ben de şaşırdım doğrusu...
Çok teşekkür ederim canım. Eminim senin yok dediğin benden yüz kat fazladır. En azından olanlar yenilecek haldedir :)))

2 Nisan 2010 16:58

ah bir tost ya da ne bileyim ekmek peynirle açlık geçer de...
inşallah buzdolabına çok para sıkışmamıştır :(

2 Nisan 2010 17:47

Aslında o korkuyla iştahım kesildi Nalan' cım. Tost bile yiyecek iştahım kalmadı :(((

2 Nisan 2010 18:17

Yemeğe bize gel, şevketibostan var:))
Buzdolabı da alma, kutuplara taşın:)
Yok kutuplara gitmek zor diyorsan Rayoşlara yerleş:)

Nasıl ama, şıpın işi çözüm üretiyorum. Tamam tamam fırlatma terliği gittim:)))

2 Nisan 2010 18:54

Bana bak sana zaten kızgınım.
Aç bi ilaç bari bilgisayara bakiim açlığımı unuturum diye oturdum bi bakiim ne göriim. Güzelim Şevketlibostan senin sayfadan göz kırpıyor. Terlik değil seni pırasamla dövcem. Ya da yumurtaları atiiym.
Canım kardeşim beni aç komaz. Zaten soluğu onda aldım. Artık buzdolabı olana kadar asansör yiyecek taşıyıp duracak.
Sana da afiyet olsun ne diyim...

2 Nisan 2010 19:10

:) Açım diye bitirmişsiniz gerçi ama kusura bakmayın ben bi kere gülümsedim.:)
Yumurtalara şaşırdım,tamamı sarı olmuş.. Bi kere mikrodalgada ısıtayım demiştim un ufak olmuştu patlayıp..ondan iyidir.:)

2 Nisan 2010 19:37

Onuncu Köyün Adamı,
Bir komşusu açken insan gülümser mi ayıp ayıp. :((
Bu gece uykularınızın kaçması lâzım.
Şaka bir yana insanın başına gelenlerin haddi hesabı yok. Ve öğreneceklerinin. Baksanıza mikrodalgada yumurtalar patlıyor. Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi yumurtanın mikrodalgada patlayacağı dahası birilerinin mikrodalgada yumurta pişirmeye kalkışacağı:))
Allahtan kızkardeşimle aynı binada oturuyoruz yoksa tosta talim edecektim.

2 Nisan 2010 19:51

Oy oy oyyyyyyy yumurtalara ne olmuş öyle yawwwww. Geçmiş olsun umarım fazla masraf çıkarmaz dolabın. Sevgiler...

2 Nisan 2010 21:10

Bir belgeselde görmüştüm sanırım japonyada yumurtayı haşlıyorlar ve sonrada yine sanırım 6 ay sonra yiyiyorlarmış. Bu bilgi önemli bir not kağıdına yazıp buz dolabının üstüne koymak lazım ;)
Bende akşam buzdolabının kapısını açık unutmuşum, buzlar erimiş. Aaa dedim yoksa küresel ısınma bumuy du?
Bana gel Asuman abla, benim baklalar bozulmamış bakla yaparım sana.

2 Nisan 2010 21:41

Bizim de geçen yaz bozulmuştu. Tamir ettirmektense ,yenisini alalım dedik. Olan içindekilere oluyor. Tıka basa doldurmamak lazım ama tedbirli milletiz ya. İlla herşeyden kolilerle alınacak. Sonra da böyle durumlarda, çöpe atılacak.
Geçmiş olsun.

2 Nisan 2010 22:28

Ahh canım yaa, başlığı okuyunca diyettesin de onun için açsın sanmıştım. Bu daha fena, umarım hemen ve ucuza çözersin buzdolabının arızasını.

Bana da gelebilirsin. Ne güzel olurr:)

Sevgiler

2 Nisan 2010 22:59

Ramazan bey, yıktınız beni.
Yeni almak ihtimali en korkuncu.
Umarım ufak bir şeydir. Umarım gerek kalmaz.
Ah maalesef tıklım tıklım doldurma adeti bende de var. Hem de hiç gereği yokken. Bazı alışkanlıklar değiştirilemiyor.
Çok teşekkürler...

2 Nisan 2010 23:08

Umarım dediğin gibi olur Çınar' cım. Çok teşekkür ederim davetin için. İstanbulda olsaydın gelirdim. Gerçekten ne güzel olurdu...
İyi geceler...

2 Nisan 2010 23:15

Şeniz' cim, buzdolabım epeydir sorun çıkarıyordu ve ben görmezden geldim. Sen misin ihmal eden. Kutuplarda eriyen bütün buzlar benim domateslarimin yumurtalarımın kabaklarımın içine çöreklendi. Aklıma şu an bir şey daha geldi. Bu elektrik sarfiyatını da etkileyecek.
Vay başıma gelenler...
Sağol canım ne de severim Bakla' yı.

2 Nisan 2010 23:22

Alttan suyu akıtmış içi buz kaplamış. Dolaplarda şaşırdı artık yani bozulacaksan motoru kapa olsun bitsin benim arkadaşımı aç bırakmanın alemi mi var.
Gel arkadaşım nasılsabuluruz birşeyler yemek için sen yeterki o dolaba inat gel.
Şimdi içindekileri yok etmekle kalmaz birde iyileşmek için nakit ister!
Başlık banada çınarcım gibi diyeti çağrıştırdı.
Yarın ola hayrola canım arkadaşım,
inşallah seni zorlamaz...

3 Nisan 2010 02:47

Nur' cum, alttan biraz su akıtıyordu birkaç gündür. Tabii derin dondurucu kısmında bir şey farketmiyor. Ama normal katlarında ve alt sabzelikte her şey buz. O eski dolaplar gibi duvarları buzlarla kaplanmış değil ama kapağı açınca eskisine göre çok fazla soğuk.Neyse bakalım yarın ola hayrola. Sağol güzel davetin için. Aşağıda bir kardeşim olmasaydı sen kardeşime gelirdim.
Öptüm canım, iyi geceler...

3 Nisan 2010 03:08

Sayın Asuman Yelen,
Gerçekten üzücü bir durum hele açlık hissiyle kapağın açılarak içindekileri öyle görüp aç kalmanıza müthiş derecede üzüldüm işte o an her şeyin bittiği an gibi bir durum oluyor bir yanda buzadolabının arızası diğer yanda açlığın vermiş olduğu sıkıntı. Çok üzüldüm çok.
Umarım fazla para sıkışmamıştır naçizane önerim servisi dışında kişilere asla yaptırmayın çünkü garanti verilmiyor şayet servisine yaptırdığınız zaman 6 ay gibi bir zaman garanti veriyorlar ki ben çamaşır makinasını yaptırmıştım Buzdolabı için değişir mi değişmez mi bilemiyorum.
Siz yinede garanti belgesi almayı ihmal etmeyin her ne kadar yeni mal almıyorsanız dahi tamirin garantisi oluyor bu işlem.
Tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Bu arada eskiz çalışmasını bitirdim bilgi vereyim dedim:-))
Saygılarımla
İyi geceler.

3 Nisan 2010 03:16

Sevgili Haykırış,Şimdilerde onun telaşındayım. O yüzden bilgisayarımı şimdi açtım ve yorumunuzu gördüm. Ben tel dolap dönemini de yaşadığım için tabii aç kalmam. Kız kardeşim de var. Azıcık komiklik yapmak istedim. Ama garanti meselesini iyi ki
hatırlattınız.
Ödül konusunda da, şaka olsun diye söylemiştim. Daha bakamadım. Ne yaptınız şimdi bakacağım. Üzüleyim mi sevineyim mi utanayım mı bilmiyorum doğrusu..

3 Nisan 2010 11:43

Eyvah eyvah bi börbır mı yapsan? :d

3 Nisan 2010 12:07

Sayın Asuman Yelen,
Mutlaka aç kalınmaz ama yaşanılan üzüntülü olayın üzerine o açlıkta giderilemez ki hani mal canın yongası derler ya bu minval.
Ve gece yorumunuzu okurken ne kadar hatalı olduğumu anladım kendime gelmemi sağlayan bu yorumunuz içinde gerçekten ayrıca çok çok teşekkür ediyorum.
Ya evet o garanti belgesini almayı kesinlikle ihmal etmeyin.
Ve biline ki duayenler her daim sevilen insanlardır ve sevinmeliler sevildiklerine.
Sonsuz saygılarımla

3 Nisan 2010 12:12

Sayın Haykırış, çok haklısınız. Yine de sağlık olsun deyip gereğğini yapacağız.
Güzel jestiniz için tekrar çok teşekkür ediyorum. Zarif ödülümü, ödül dosyamın en mutena köşesine saklanmak üzere yerleştirdim.
Sevgilerimle...

3 Nisan 2010 13:55

Kupa kralı,
Simit, sandviç, börek çörek dolap olana kadar idare edeceğiz işte.
Çok teşekkür ederim ilgilendiğin için.
Sevgiler...

3 Nisan 2010 13:58

Ucuz atlatmışsınız demeden geçemicem:) Hani beterin beteri var derler ya!

Geçen sene kardeşim izne ayrılıyor ve bir ay sonra döndüğünde kapıyı açınca evde sanki ceset varmış gibi bir koku yayılıyor...
Onlar yok iken birileri elektrik şalterini indirmiş ve olanlar olmuş. Yapılan temizlik, dezenfektan maddeleri boşuna, koku gitmemiş. Araştırmalardan, ve bir çok kişiden alınan cevap ise şöyle ''o buzdolabından hayır gelmez, kokuda ne yapsanız çıkmaz''
Sonuçta yenisini aldılar. İçinde ki bozulan etler, sebzeler de cabası.

Size de geçmişler olsun, arada beyaz eşyalar böyle arızalar çıkarıyor. Umarım düzelir.

Dışarı çıkın ve lahmacun vs yiyin:))

Sevgiler

3 Nisan 2010 16:18

Newbahar,
Kızkardeşinizinb macerasını okuyunca,
evet gerçekten ucuz atlatmışım doğrusu.
Tabii kesinlikle aç kalmam söz konusu değil ama iyi hatırlattınız. Lahmacunu çok severim.
Sevgiler...

3 Nisan 2010 17:19

asu teyzem yav ben de okudukça esprili bişeye bağalanacak sandım üzüldüm. Böyle birşeyi açken öğrenmiş olman daha kötü :( Ben sana yapim zeytinyağlı getirim mi? Puuçada yaparım pamık pamık.

3 Nisan 2010 21:10

Bu gidişle ben bu buzdolabını yaptırmaktan vaz geçecem. Böyle dostlar varken asla aç kalınmaz. Hatta bir güzel de kilo alınır:))
Hatta obez olunur:((
Sağol bir tanem. Yemiş kadar oldum. Düşünmen yeter.
Öpüyorum seni...

3 Nisan 2010 21:17

CANIM YAA GERÇEKTEN ŞAŞILACAK BİRŞEY. ARADA BENDE DE OLUYOR AMA SENİNKİ KADAR DEĞİL.HAY ALLAH !

4 Nisan 2010 21:28

Hiç sorma Çoban Yıldızım
Yarın bakılacak bakalım ne sıkışmış:((

5 Nisan 2010 00:12

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin