Seyredilesi şeyler  

Posted by Asuman Yelen in , ,




EZEL


Büyük büyük saray yavrusu evler, o evlerde yaşayan şık, güzel genç yaşta başarının zirvesine ulaşmış kızlar ve delikanlılar, karşılıklı- karşılıksız, gerçek-yalan uzatmalı aşklar, ayrılıklar, barışmalar, cilveler, kaprisler, daha başladığı anda sonunun ne olacağı belli, oyuncu ağzını açmadan ne söyleyeğinden emin olduğumuz tren yolları gibi uzayıp giden dizilerden, töre dizisi gibi başlayıp aşk dizisi olarak devam eden dizilerden, her biri diğerinden şirin olmaya çalışan, baba sanatçıların abartılı "sempati dilencisi" tavırlarla reyting kaygılarıyla oradan oraya koşuşturdukları, yardımseverlik ve fedakarlıklarla bezeli, şirin aile dizilerinden, komedi bağırılarak yapılır, ne kadar yüksek ses o kadar kahkaha anlayışıyla yapılan gürültülü komedilerden gına gelmişken beni ekran karşısında sabitleyen gözümü ayırmadan izlediğim bir kaç diziden biri Ezel. (Amanın bu tek cümleymiş)

Ortalarında bir yerlerde yeğenimin tavsiyesiyle izlemeye başladığımda oyunculukları, replikleri, ayrıntıları, geri dönüşleriyle, dinamizmiyle dünya sinemasını aratmayacak güzellikteki anlatımı, ve tabii başta Kenan İmirzalıoğlu ile birlikte Tuncel Kurtiz ve diğerlerinin canlandırdığı karakterlerin güçlülüğü, oyuncuların oyunculuktaki ustalıkları fena halde etkiledi. Bir dikkatimi çeken yanı, baş rol karakterlerinin alışılmış, standart, mükemmel genç kız ve delikanlıdan hayli uzak tipler olmasıydı. Hemen her boş vaktimde kalan bölümlerini de izledim, izledikçe beğendim ve bu gece seyrettiğim bölümle mest oldum diyebilirim. (Bu post uzun cümleler postu oldu)

İmirzalıoğlu' nun daha önce bir başka dizisini de aynı zevkle izlemiştim. Uğur Yücel' le oynuyordu. Ezel' deki Ramiz bilgeliğinde bir kuşçu karakteri vardı. Tatlı Trakyalı ağzıyla hayat dersi tadında güzel felsefi cümleler kurar, akıl verirdi. Senaryo yazarının adeta sözcülüğünü yapan, saygı uyandıran bu karakterler benim hep hoşuma gitmiştir.

Sıra dışı senaryo, güzel oyunculuk ve ayrıntılarda gizli hoşluklarıyla farklı ve tüm bunların yanında hayli sürükleyici kaliteli , sinema filmi tadında bir dizi seyretmek isteyenler için tavsiye olunur...

Hep sevgiyle kalalım...

This entry was posted on 15.03.2010 at Pazartesi, Mart 15, 2010 and is filed under , , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

15 yorum

Eşim izledi ilk başta Ezel'i ama ben pek beğenmedim açıkcası. Onu bu hale getirenlerden intikam alacak bitecek dedim. Diğerleri gibi...
Ama öyle olmadı. Bu flashback olayı bir dizi yi başka bir boyuta sokuyor. Her bölüm heyecanlı ve meraklı bir bekleyiş. Daha bu sabah kahvaltıda kritik yaptık olayları çözmeye çalıştık. Sonrada boşver nasıl olsa tahmin ettiğimizden başka bir şey çıkacak dedik:).
Ezel benim tek merakla beklediğim dizi. Seyredilesi şeylerin başında.

Sevgiler...

16 Mart 2010 10:10

Sen ben beğenmedim deyince tam ben de biraz daha sabır göster dikkatle izle beğeneceksin diyecektim ki gördüm yapmışsın. İlk başladığında ben de hiç izlemeyi düşünmemiştim bile. Seyredince hiç düşündüğüm gibi çıkmadı.
İyi seyirler İlknur' cum...

16 Mart 2010 12:30

Sayfanıza bir dost sayfadan geldim. Dizi ile ilgili başlık görünce, "Sanırım yanlış yerdeyim" dedim. Ancak baktım ki objektif bir bakış açısıyla ne güzel anlatmışsınız...

Kutluyorum...

Selamlar...

16 Mart 2010 12:51

Diğer dizilerden farklıymış demek.Benim pek dizi izleme alışkanlığım yok,genellikle film izleyen biriyim.Ama çok güzel anlatmışsın bir göz atarım artık :)

sevgiler

16 Mart 2010 13:39

İzlediğim tek dizi...Hayranlıkla takipteyim.En çok da Ramiz Dayı'yı beğeniyorum.
Aileden biri sanki.Keşke bize de böyle öğütler verebilecek insanlar çıksa...Her dakikası ayrı güzel.Kuşçudan bahsettiğin dizi de Deli Yürek sanırım.Onu da izledim.Hiç kaçırmadan...
Takipteyim :)

16 Mart 2010 14:33

suskunbiradam, hoşgeldiniz.
Çok teşekkür ederim.
Sevgiler...

16 Mart 2010 16:50

Dalgaları aşmak,
Benim neredeyse tüm vaktim evde geçtiği için televizyon hayli yer tutuyor yaşantımda. Her diziyi seyretmiyorum. Çoğuna tahammül etmem mümkün değil. Tabiidir ki bu tür şeyler, kişiye ve zevklere göre değişir. Tarz konusunda bir şey diyemem ama iş gerçekten kaliteli.
Sevgiyle kalın...

16 Mart 2010 16:57

Buğday Tanesi,
Siz de hoş geldiniz. Bu gün yeni dostlar konusunda şanslıyım. Ortak şeyler yakalamak çok zevkli. Umarım farklı konularda da yakalarız.
Sevgiyle...

16 Mart 2010 17:03

"Yaprak dökümü" çok sıktı ama başladığım için seyrediyorum, özel alışkanlığım istikrardır da, bir şeyi yarım bırakmayı sevmem ve sonrasında "ezel" başka dizi seyretmiyorum. Ezel'i ilk başladığından bu yana izliyorum her jafta yeni bir sır çıkıyor VE zaten "Tuncel Kurtiz" hayranı olduğum için seyretmeye başlamıştım.
Güzel anlatımınla seyretmeyenleri de seyrettirebilirsin Asuman'cım.
Sevgiler...

17 Mart 2010 02:10

Sen de beğendin galiba Nur' cum. İnsan zevkle izliyor gerçekten. Ama yine de belli olmaz. Hiç bir güzelliğin garantisi yok bu dünyada.
Sevgiler canım...

17 Mart 2010 11:09

Merak ettim şimdi.Öyle,dizi izleyemiyorum pek.
Yorumlarınızdan biraz anlamaya çalıştım konuyu.
Sevgiler.

17 Mart 2010 13:37

Ramazan Bey,
Ben de ortasından, ziyarete gelen yeğenim izlediği için seyrettim ve emin olun şaşırdım. Ortalıkteki dizilerden çok farklı gibi geldi. Diğer bölümleri de izledim. Ben beğendim. Tabii tarz ve zevk meselesi.
Sevgiyle kalın...

17 Mart 2010 13:50

her bölümünde gerçekten farklı köşelerden bizleri vuran bir dizi.insanı alıp sürükleyen bir roman gibi. bir yaprak sonra ne olacak kestiremiyorsun, gözlerin acısada okumaya çalışıyorsun. harika, harika, harika.

18 Mart 2010 01:38

Gerçekten öyle Şeniz'cim. Sen Lost' u seyrettin mi bilmiyorum ama nerdeyse o ayar dersem bilmem abartmış mı olurum.
İyi geceler canım...

18 Mart 2010 03:23

İzlerken nefes nefese kaldığım ender dizilerden Asumancığım.İnşallah sonu da başladığı gibi aynı heyecan ve farklılıkta olur.

22 Mart 2010 12:50

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin