Çok güldüm  

Posted by Asuman Yelen in , ,


Olmaz böyle şey!...

Çocuklar bilgisayarıma yeni format atınca çok uzun zaman önce çok severek oynadığım bir oyunu yeniden oynama imkanı buldum. Mutlaka çok kişi biliyordur. Hayvanat bahçesi. Bir arsa üzerinde bir bölüm, ki bu bölümler seçtiğiniz hayvana göre değişiyor, toprak parçasının etrafı yine her hayvanın cinsine göre seçeceğiniz demir, tahta, mermer vs.bir çit, kafes ya da duvarla çevriliyor, hayvanlar, erkek ve dişi, içeri alınıyor sonra burada seçtiğiniz hayvanın en sağlıklı ve mutlu bir şekilde yaşamını sürdürebileceği habitat hazırlanıyor. Üzerine basacağı toprağın cinsi, su miktarı, yerdeki taş adedine kadar, dikilecek ağacın sayısı ve cinsi yaptığınız her hareketle hayvanların başı üzerinde oluşan yeşil gülen ya da kırmızı kızan kalplerle en doğrusu araştırıp bulunarak hazırlanıyor. Oyunun seviyesine göre sayıları on ila onbeşle sınırlı habitat hazırlanıyor. Bu arada buraya gelen insanların para bırakması için büfeler, lunaparklar kanepe ve koltuklar yerleştiriliyor. Oyun böyle sürüp gidiyor...

Bu sabah başladım oynamaya. Bütçe 50.000 dolar. Bir habitata iki Bengal kaplanı koydum. Uygun şartları oluşturup hemen birden bahçeye dolmaya başlayan insanlar için bir lunapark, birkaç büfe, tuvalet, oturacakları yerleri yerleştirip ikinci habitatımı hazırlamaya koyuldum. Aslanlara uygun yarısı taş yarısı demir duvarı ölçüye uygun bir şekilde 10 a sekiz oranıyla çevreledim bu arada oraya birikmiş olan insancıklar süratle boşalttılar alanı, ben de kilitledim ve bir erkek bir dişi aslanı içine koydum. Bir de ne göreyim, birdenbire aslanlar bir köşedeki mavi kazaklı kaçamayan bir seyircinin üzerine atlamaz mı. Kükremeler çığlıklar, parçalayacaklar adamı. Paniği atlattıktan sonra oyunu dondurdum. Aslanları çıkardım, kafesi açtım ve oyunu tekrar başlattım.

Bundan sonra oyun bitene kadar emin olun hiç durmadan güldüm.Emin olun kahkahalarla güldüm. Şimdi de gülüyorum.

Oyunu yeniden başlatınca yerde kıvrılmış yatan cam göbeği mavi kazaklı adam ayağa kalktı şaşkın şaşkın sağına soluna baktı, kolunu bacağını oynattı, önce seviçle zıplamaya sonra taklalar atmaya başladı. Sersem sepet zıplaya hoplaya kapıyı buldu. Taklalar atarak kalabalıkların yanına değil taa uzaklara gitti ve yokoldu. Helal olsun her ayrıntıyı düşünmüşler dedim ve oynamaya devam ediyorum aradan bir-kaç dakika geçti, baktım uzaklardan cam göbeği bir görüntü giderek yaklaşıyor. Yakına gelince tanıdım. Aynı adam kollarını bacaklarını savurarak taklalar atarak geldi... geldi... yine aynı şekilde uzaklaştı. Ve gözlerime inanamadım, oyun bitene kadar en az yedi- sekiz kere turladı. Benim gülmaktan gözlerimden yaşlar boşandı.
Biri bunu bana izah etsin. Bu kadar ayrıntı nasıl düşünülür, benim kişisel hatamla bir tesadüf olarak saldırıya uğrayan bu adamcık nasıl bu çılgın turları atmaya programlanır aklım ermedi. Ama keşke birinizin daha başına gelse. Uzun zamandır böyle çılgınca gülmemiştim, böyle şaşırmamıştım.

Dün radyonun içine insanlar nasıl sığdı diye düşünen bir nesil için bu kadarı çok fazla doğrusu.

This entry was posted on 14.03.2010 at Pazar, Mart 14, 2010 and is filed under , , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

20 yorum

Keşke o oyundan benim bilgisayarda da olsa, bu akşam gülmeye çok ihtiyacım var doğrusu.
Zooworld mu oynadığın oyun?

14 Mart 2010 23:00

Leylak' cım hayırdır? Yaramaz bir şey yoktur umarım.
Oyun Zoo tycoon. KOmik bir oyun değil ama ben çok severek oynuyorum. Çok güzel oyalıyor. Şiddetle öneririm.
Canım, yarın güzel bir haftaya uyanırsın inşallah. Yapabileceğim bir şey varsa söyle lütfen...

14 Mart 2010 23:24

Okurken "Asuman face kurbanımı" diye düşünmeden edemedim. Sonra Leylak'cım bunu aydınlattı. Bilmediğine göre face oyunu değil.
Ben bilgisayar oyunlarına takılmıyorum ve hatta hiç düşünmüyorum ama oynayanları da çok kıskanıyorum!!!
Facen varsa bana ulaş arkadaşım, iyi oluyor orada bir iki çift laf.
Sevgiler...

14 Mart 2010 23:33

Nur'cum, ben face den çıktım ama sanırım yine düşüneceğim. Rayuş da çok israr ediyor bu ara. Ben pek hoşlanmıyorum nedense. Çok sosyal değilim belki de. Yetişemiuorum. Kırmaktan korkuyorum eşi dostu.
Sana başka bir sürpriz yapabilirim.
Sevgiler, iyi haftalar...

14 Mart 2010 23:41

Ciddi birşey yok Asucum ama bugün kendimi keyifsiz hissediyorum. Hani olur ya bazen durduk yerde 10 sene önceki birşeye takılırsın, bu da öyle birşey, yarına geçer:))
Sağol benim düşünceli arkadaşım, benim oğlana biraz yalakalık yapayım da şu oyunu kursun bana:))

14 Mart 2010 23:41

bengal kaplanlarına aman dikkat.
başka hayvanat bahçelerinde bütçe eksikliğinden garibanları besleyemeyip öldürdüler.
aman diyim biz kediler severiz, sanal bile olsa kıyamayız :)

14 Mart 2010 23:47

Allah daha çok güldürsün emi:))
Bu oyunların tiryakisi oluyor pek çok insan. Özellikle facebookda. Ben sevmiyorum açıkçası. Ama siz anlatınca bu kadar eğlenceli bir oyun nasıl olur diyede merak ettim doğrusu.

Farkında mısınız? Bu internet oyunlarında ki ayrıntılar küçücük beyinleri nasıl etkiliyor. Bu oyun için demiyorum, izlemedim ama diğer savaş, macera oyunları. Ayrıntılarda kan, ölüm gibi detaylar olunca gelecek nesil korkutuyor beni.
Hay Allah eğlenceli yazınıza biraz karamsarlık kattım, üzgünüm.

Sevgiler

15 Mart 2010 00:02

Benim her zamanki halim o Leylak' cım. Ayağım bu ara kötü. Kilom hızla artıyor.Rejim yapmaya çalışıyorum. Çocuklar çalışıyor uğrayamıyorlar fazla. İyisimi yarın bir mail yollayayım.Oyunlara vurdum kendimi. Bu oyunu çok seviyorum. Hayvanları besliyorsun büyütüyorsun. Bahçeyi işletiyorsun. Yavrular oluyor. Belli süre içinde belli şeyler yapmak zorundasın.Hayvanları tanıyor bilmediğin hayvanları öğreniyorsun.
Eminim tiryakisi olacaksın.
Kaptırdım kendimi.
Bir daha öptüm...

15 Mart 2010 00:15

Nalan' cım emin ol bu oyundan sonra bir çok hayvanı tanıdım, öğrendim ve sevdim.
Bengal kaplanları çok yavru veriyor o yüzden oyunda çok işe yarıyorlar.
Çok kaprisli değiller. Kendi hallerinde yaşayıp gidiyorlar...

İyi geceler...

15 Mart 2010 00:19

Newbahar,
Genel olarak düşününce çok haklısın. Eğer bu oyunları kabaca ikiye ayıracak olursak yararlı ve zararlı olanlar diye bu tarz oyunlar bence yararlı sınıfında. Önce öğretici. Ben bu yaşımda bir sürü yeni hayvan öğrendim. Düşünmeyi, çabuk algılayıp çabuk karar vermeyi, kısıtlı süreye çok şey sığdırmayı, her tarafı aynı anda görmeyi öğretiyor. Ve insan bunları yaparken eğleniyor.
Size de öneririm doğrusu. Kesinlikle karamsarlık katmadınız.
Sevgiler....

15 Mart 2010 00:35

yazının sonundaki radyonun içine sığan küçük insanları anlayamamak ne doğru tespit. benim çözemediğim, termoslar. sıcak sıvı koyuyorsun sıcak tutuyor, soğuk sıvı koyuyorsun soğuk tutuyor nası yani yaa...
not: kelime doğrulamam; cocau

15 Mart 2010 00:46

Şenizcim onlar ne ki bu oyunların yanında.Koskoca hastane kuruyorsun. Ameliyathaneden tuvalete kadar. Hele tuvaleti bir unut. Başlıyor doktorlar dolaşmaya. Akıl edip yapınca bir koşuşturmaları var. Hepsi gülerek çıkıyor.Çeşitli hastalıklar. Müstahdemler. Arada acil gelir.Bazan salgın olur.Bir bakarsın deprem olur her şey yıkılır.
Çok karmaşık ama bir o kadar da zevkli...
Ama yine de yaa sahi nasıl sığıyor o adamlar küçücük radyoya ve termos nasıl sıcağı sıcak soğuğu soğuk tutuyor?...:))) Biz oralarda takıldık kaldk.
Haftan neşeli geçer inşallah...

15 Mart 2010 01:01

:))) anlıyorum ki hiç bana göre değil. Facedeki farmwille akımına bende kapılmıştım ama sıkıldım. yapamadım uğraşamadım. kapatamıyorumda arada bir yeğenler girip oynuyorlar kendilerine hediye atıyorlar. ben daha çok puzzle seviyorum birdeee şema verilecek bana saatlerce bıkmadan boyayabilirim o şemaları.

15 Mart 2010 01:36

Daha önce duymadım bu oyunu. Ben eskiden sims oynardım. Hala var bu oyun. Bu oyundada kişilerin ihtiyaçlarını karşılıyor, işe gönderiyor, evlendiriyorsunuz. Bilgisayar oyunu seven biri olarak bir ara beni epey oyalamıştı. Kafa dağıtmak için birebir bu tarz oyunlar.

Sevgiler...

15 Mart 2010 10:26

Günaydın İlknur' cum,
Benim gibi eve bağlı emekliler için birebir bu oyunlar.Sims ben de oynamıştım bir zamanlar. Tipleri yaratmak çok zevkli. Uğraşa uğraşa bana benzeyen bir kadın Paçoza benzeyen bir köpek . İnsan sahipleniyor.Mutlu etmeye çalışıyor.
Şu an sdenin vaktin yoktur. Sen emekli olunca kimbilir neler çıkacak.
Mutlu, huzurlu ve neşeli bir hafta diliyorum...

15 Mart 2010 10:51

Güneşli bir pazartesine uyanmak çok güzel oldu Asuman abla :). Emekliliğimde güneye gidicem sanırım :). Teşekkür ederim seninde güzel bir hafta geçirmen dileğiyle...

15 Mart 2010 10:58

Hiç oynamadım bu tip bilgisayar oyunlarını. Bir başlarsam bırakamam korkusuyla başlamak ta istemiyorum ama sen anlatınca pek ilgimi çekti.

Ayakların için üzüldüm çok geçmiş olsun.

Sevgiler

15 Mart 2010 11:32

Selam Çınar' cım,
Bu oyunlar gerçekten boş vakti olanlar için. Hele bir, iki oğlunu da evlendir diycem ama bu sefer de torunlar mı gelir :)) Her neyse sen boşver. Torun bakan arkadaşlarım var. Ondan zevkli bir şey yok. Sanal oyun da neymiş denir o zaman da bıcır bıcır gerçeği varken. :))
Bana bak seni şimdiden torun sahibi yaptım bile. Hakkında hayırlısı canım...İnşallah onu da yaşamak kısmet olur.
İyi haftalar...

15 Mart 2010 12:34

Oyunun adı neeeee çok merak ettim. Ve yorumların içinde gördüm şimdi. Sevdiğim bir arkadaşımın oğlu oyun istiyor benden indirip vereceğim ona. Çoook komik anlatmışsın bayıldım :) Sevgiler...

22 Mart 2010 22:10

Evet Esin' cim Zoo Tycoon 2001 versiyonu. Sana da tavsiye ederim. Benim gibi boş vaktin çoksa canım...
Sevgiler...

22 Mart 2010 23:03

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin