Dünyamız için, göğün busesini kazanan bu küçük kalbi, bu beyaz ruhu takdis ediniz.
O, günesin ışığını sever, o annesinin yüzüne bakmayı sever.
O, tozu toprağı hor görmeyi ve maddiyatı sevmeyi öğrenmemiştir.
Onu kalbinize bastırınız ve takdis ediniz.
O, bu yüz yol ağzındaki ülkeye geldi.
Kalabalığın arasından sizi nasıl seçti, kapınıza geldi, ve yol sağlığı almak için elinizi
yakaladı, bilmem.
O kalbinde bir tek kuşku olmadan gülüp konuşarak sizi izleyecek.
Onun inancını azaltmayınız, onu doğru yola götürünüz ve takdis ediniz.
Elinizi onun başına koyunuz, ve altındaki dalgalar gittikçe tehdit etse, coşsa da, yine
yukarılarda hava gelip yelkenlerini şişirmesi ve onu selamet limanına usul usul
götürmesi için dua ediniz.
Bırakınız kalbinize girsin aceleniz arasında onu unutmayınız.
Ve onu takdis ediniz.
R.TAGORE
Büyüyen Ay
Tagore ile başladım, onunla veda etmek istedim...
Bugün elime ulaşan bir arkadaşımın el emeği bu güzel resme uzun uzun baktım.
Uzun uzun düşündüm hangisinin yerinde olmak istediğimi, bir türlü karar veremedim :)
Ama Ganj Nehrinin oralarda, derme çatma bir kulübecikte sevgiyle koşuşturan ayağı
halhallı keyifli, evcimen bir Hintli kadın olma hayalim depreşiverdi yine.
Neyse, bu resme, en sevdiğim, en anlamlı parçayı iliştirip veda etmek fikri en güzeli
gibi geldi.
Neden veda derseniz, tadında, kararında ve sevgiyle bitirmek istedim.
Ve o gün bu gündü.
Tüm dostlarıma, herşey için, başta dostlukları için teşekkür ediyorum.
Ve...
İlk yazmaya ilk başladığım zamanlardaki gibi.
Hep Sevgiyle Kalın diyorum...