Bir İlkbahar Sabahı  

Posted by Asuman Yelen in



Keyifle çıktık sabah kapıdan.

Güneş açıp, bahar kendini gösterince, sabah gezilerimizin her adımı, her nefesi daha bir

güzelleşti. Yeniden kuş cıvıltıları, okula giden çocukların keyifli coşkuları, açık camlardan

burnumuza gelen kızarmış ekmek kokuları. Her şey çok hoştu.

İki gün önce tor-top olmuş duvar diplerinde, araba altlarında yatan köpekler bu gün güneşin

altında sere-serpeydiler.

Uzunca ve özgürce yürüyüşün ardından benim yavrum da attı kendini yerlere.

Ayakta, yanında bir müddet bekledikten sonra, sevk ipini hafifçe çekerek bir yandan da

"hadi ama Paçoz, daha ne kadar bekleyeceğiz böyle, acıktım, işim var gidelim artık"

diyecek oldum. Keyifli, minnetli biraz da yalvaran bakışlarıyla "biraz daha, biraz daha"

dercesine dikti gözlerini. Öyle tatlıydı ki. Saatlerce bekleyebilirdim artık.

O yattığı sürece, öylece ayakta dururken düşündüm.

Tek bir bakışı, iki kulak ve bir kuyruk hareketi ile bana sevgisini, kızgınlığını, endişesini,

özlemini, minnetini, açlığını, can acısını apaçık anlatabilen gerçek bir dosttu orada keyifle yatan.

Bu dünyadan yok olup gidene kadar asla değişmeyeceğinden, hep yanımda kalacağından

emin olduğum kapı gibi sağlam bir dost.


Sonra her türlü donanıma , bir çok enstrümana sahip ama kendimizi ifade edebilmekten,

karşımızdakini anlayabilmekten aciz, karışık kafalı, sevgi yoksunu, korkak, bencil biz

insanları düşündüm. İlişkilerimizdeki adını koyamadığımız, bir türlü bir mantığa oturtamadığımız

çaresizliğimizi. Birbirimize, sevgiye güvenmek konusundaki aczimizi. Bitmek, tükenmek

bilmeyen kuşkularımızı. Saltanat kadar değerli kıldığımız yalnızlığımızı.

Birbirimizi bilerek ya da bilmeyerek, isteyerek ya da farkında olmadan, ne çok üzdüğümüzü,

paylaşılabilecek sınırssız güzelliklerden nasıl da yoksun bıraktığımızı farkettim.

Keyfim kaçtı...

This entry was posted on 3.04.2012 at Salı, Nisan 03, 2012 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

12 yorum

Çeşit çeşit duyguya sürükledi beni bu yazı. Bu arada seni ne kadar özlediğimi farkettim Asuman abla :(. Bende bazen haddinden fazla hayırsız olabiliyorum. Umarım iyisindir?

3 Nisan 2012 16:17

Ben de seni özledim İlknur' cum.
İyiyim sağol. Balküpü' nü öp benim için. Sevgiler...

3 Nisan 2012 16:50

Oysa her şey hızla geçip gidiyor.Zaman su gibi akıyor avuçlarımızdan. Kırmasak, incitmesek birbirimizi anlamaya çalışsak ne güzel olur aslında.
Çok güzel bir yazı okudum. Sevgiyle kalın Asuman Hanım...

3 Nisan 2012 17:13

Kızkardeşim geçenlerde Face' de okumuş. "Yığınlarca şey anlatırsın hiç kimse kulak vermez, son noktayı koyarsın akın akın koşarlar ama senin için geçtir" mealinde bir şey. Bana söylediğinde etkilenmiştim. Herkes galiba şu kaçınılmaz son noktayı bekliyor dostluğunu iştiyakla göstermek için. Ve bu konuda üstümüze de yoktur.
Teşekkürler Özlem' cim. Sevgiler...

3 Nisan 2012 18:52

Geçmişide "an"ı da okadar güzel içten anlatıyorsun ki...

3 Nisan 2012 19:04

Keşke tüm bunları ta yürekten hissetmesem ve de anlatmasam Mihriban' cım. Başlığı İlkbahar olan bir yazı böyle olmamalı aslında.
Ama duygularım böyle.
Çok sağol içten yorumun için...

3 Nisan 2012 19:36

Kaçırma keyfini arkadaşım senin yanında herkesin sahip olamayacağı gerçek bir dostun var
ve
bu kısacık yazının içinde neler neler yüklü, anlayana:(
ÖZLEMİŞİM:)

4 Nisan 2012 00:04

Sen bana bakma Nurcum. Ben öyle arada bir takılıp kalıyorum bir şeylere anlık. Teşekkürler uğradığın için.
Sesini duyunca anladım. Ben de özlemişim:)

4 Nisan 2012 00:19

Küçük hanımefendi nasıl mutlu :)) Gözlerinden belli resmen.
Yazı içeriği ise imzamı atarım altına, onların içinde insan beyninde oluşabilen kötücül hiç bir şeye yer yok.
İyi var bu canlar.

4 Nisan 2012 01:32

Çok haklısım Sis' cim. İyi ki varlar.

4 Nisan 2012 11:04

Bir ilkbahar sabahını, bir yaz sonu tekrar okurken, bu akıcı ve buruk yazıdan etkilenmemek mümkün mü... Teşekkürler, yüreğinize sağlık Asuman hanım.

25 Ağustos 2013 14:42

Mevsimler, yaşlar ve daha bir çok şey değişiyor da galiba insanoğlu asla değişmeyecek gibi görünüyor Mehmet Bey. Bu yazıyı yazarken üzgündüm tekrar okuyunca da aynı hislerle dolu olduğumu farkettim.
Yazıma hakkını verdiğiniz için asıl ben size teşekkür ediyorum.
Sevgiler...

25 Ağustos 2013 20:36

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin