Baba olmak  

Posted by Asuman Yelen in

Babam ağabeyim dünyaya geldiğinde ahşap evin merdivenlerine oturup hüngür hüngür ağlamış.

Ağabeyim, oğlu Can doğduğunda (l3 senelik bir bekleyişten sonra) hastanede sevinç gözyaşları dökmüş.



Erkekler bedenen ve ruhen kızlardan daha geç büyüyorlar.

Yeğenlerimin ilkokul mezuniyet törenlerinde, birdenbire serpilip boy atan kızların, ufacık tefecik oğlanları bilmiş bir edayla itip kakarak dansetmelerini hep gülerek izlemişimdir.

Zamanla bu farklılığın gözle görülen kısmı yokolur gider ama kızlar olgunlaşma sürecini çarçabuk tamamlayıp kurdukları yuvalarda, evde ve sokakta didinip dururken, erkekler genellikle işin ciddiyetini kavrayamaz, bıyıklı, göbekli ergenler olarak "evcilik oyunu" tadında yaşar giderler.

Bu, merdiven başında, hastane koridorunda dolanıp durmaya başladıkları an bitip, yerini hızlandırılmış bir film gibi çabucak tamamlanan bir olgunlaşma sürecine bırakır. Korkular, endişeler, planlar projeler, hayaller, dileklerdir bu sürecin enstrümanları. Onlarca yılın başaramadığını o birkaç saat başarır. Sonra, odadan gelen ınga sesi ya da kucağında küçük bir şeyle yaklaşmakta olan hemşirenin görüntüsü ile birlikte her şey değişmiştir artık. Aynı anda hem olgun birer erkek, hem de evladı için herşeyi yapmaya hazır ve muktedir birer babadırlar.

Evet onlar, herbiri kendi çapında evlatları için ellerinden ne geliyorsa güçleri ne kadara yetiyorsa, bildikleri ve gördükleriyle, sevgi ve içgüdüleriyle ellerinden gelenin en iyisini yaparak hayata hazırlarlar evlatlarını. Niyetleri, istekleri, umutları onların da kendileri gibi birer yetişkin olduklarını, evlatlarını kucakladıklarını görmek ve bu huzurla veda etmektir yaşama.

Böyle şaşkın, acılı, sıkılı yumruklarla, acısını bile belli edemeden arkasından bakakalmak değil.

This entry was posted on 20.06.2010 at Pazar, Haziran 20, 2010 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

12 yorum

babamdan uzaktayım bende.. bütün gün aklımdaydı ama ..
babalar günümüz kutlu olsun iyi ki varlar!

20 Haziran 2010 17:34

İnsan meyvesinin de meyve verdiğini görmek istiyor.Bütün babalara Allah sıralı ölümler göstersin dilerim.Ayağı çukurdayken 18- 20 yaşında, daha hayatı anlamadan çocuğunu toprağa vermek acısını tatmasınlar inşaallah.Babalar günü tüm babaların kutlu olsun.

20 Haziran 2010 17:37

Shyn, çok teşekkür ederim.
Allah babanıza sağlıklı uzun ömürler versin...
Sizin de babalar gününüz kutlu olsun.

20 Haziran 2010 17:48

Bu pazar babalar gününde kendimi her zamankinden daha kötü hissettim Sufi.
Umarım tez zamanda çözüm bulunur bu iç yakıcı durumlara.
Senin ve ailenin de babalar günü kutlu olsun...

20 Haziran 2010 17:52

Çok güzel anlatmışsın Asu'cum, gülümseyerek ve de gözümde canlandırarak okudum.
Gerçekten erkeklerin olgunlaşması için baba olmaları gerek, gerçi ne kadar olgunlaşabiliyorlarsa?

21 Haziran 2010 00:15

Şöyle bir silkelendikleri kesin Nur' cum. Şaka bir yana birdenbire büyük bir sorumluluk yükleniveriyor omuzlarına. Hatta bu babası ölen küçük erkek çocuklar için de bir ölçüde geçerli. Can babası öldüğünde birden büyüyüvermişti. (l3 yaşındaydı sadece.)

21 Haziran 2010 00:51

acı haberlerle üst üste gelen bu seneki babalar günü yürekleri dağladı :(
daha güzel günlere diyorum

21 Haziran 2010 12:57

Maalesef Nilay' cım. Tüm bu olaylar her günün üzerine kara bir gölge gibi düşüyor. Umarım artık biter.
Sevgiler canım...

21 Haziran 2010 14:11

Ne ka güzel bi tespit Asu teyze. Ama ne acı ki olgunlaşmanın başlaması mutlaka ya ölüm ya doğum ya da bambaşka bi acı olay oluyor sanırım. geçen zamanda yıpranan hayatlar kalıyor geriye.

21 Haziran 2010 16:47

Kızların erken olgunlaşma sebebi de bu sanırım Fulya' cım.Allah biliyor işini. Başka türlü bu koca bebeklerle nasıl başedilir.

21 Haziran 2010 21:51

Eşim babasını kaybettiğinde 13 yaşındaymış Asumancığım.K.validem eşimin hiç gözyaşı dökmediği, annesi dahil iki ablasını da teskin ederek ölümün ilk günlerinde olgunlaştığını söylemişti.İlk olgunluk deneyimini acı ile yaşamış.
Benim hatırladığım ise bebeğimin ilk kalp atışını dinlettiğinde doktorum, eşimin düşmemek için bir yerden destek almasıydı.İnanamadı, günlerce kendine gelemedi.Çocuğu olması hususnda en başta tedirginlik yaşayan ve pek de istekli görünmeyen koca-bebek adam bir kez daha büyüdü.Şimdi? Ne diyeyeim benden fazla evhamlı, benden fazla anne, ben den daha düşkün kızına :))) Ama yine de bana göre koca bir bebek hala :)))))

24 Haziran 2010 12:07

Babasını ergen yaşta kaybeden eşin,(tepkisi benim Can' la birebir aynı) kendi çocuğunun varlık belirtisini duyumsadığı an kimbilir hangi karmaşık duygular içine girmiştir sevinç, korku vs...
Kaddınlar yapı itibariyle sanırım daha hazırlıklı oluyorlar tüm bu şeylere.
Çok güzel açıklamışsın her şeyi bu yorumunla. Bunun için sana teşekkür ederim.
Sevgiler canım...

24 Haziran 2010 13:17

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin