Bir Telefon görüşmesi.  

Posted by Asuman Yelen in ,


-" Buyrun efendim, ben Ayla, nasıl yardımcı olabilirim ? "

-" Yavrum, kolay gelsin. Bir ricam olacaktı..." ( ama artık olmayacak mı )

-" Sizi dinliyorum..." ( başka şansım yok ) ( yine bir emekli )

-" Ben aynı zamanda emeklinizim.

-" Görüyorum efendim, kart bilgileriniz önümde. "

-" Ben kredi kartımın limitini arttırmak istiyorum. "

-" Not alıyorum. Ne kadarlık bir artış istersiniz ? "

-" Aslında kartı senelerdir kullanıyorum ve hiç limit artışına ihtiyacım

olmadı..ama... ( n'apıyorsun...sakın...) birden buz dolabım bozulunca....( yapma bunu )

-" Anlıyorum. ( bana ne ) Ne kadarlık bir artış...

-" Limitim internetten gördüğüm buzdolabı için yeterli ama ..." ( neler oluyor sana, kıza ne

bundan...)

-" Yani...? ( Biliyordum bu gün başıma bir iş geleceğini...)

-" Hani diyorum, bayide daha fiyatlı bir şey görürsem... ( biri beni sustursun...)

-" O halde...? ( kaç para istiyorsuuun )

-" 500 yetecek gibi ama bu ilk artış talebim. 1ooo mi desem acaba ? Uğraştığınıza

deysin. ( Kör cahil misin ne farkeder? Sana inanamıyorum.)

-" Siz nasıl isterseniz... ( Hadi be kadın söyle artık. )

-" Tamam 1000 olsun . ( Tamam hadi kapat artık. ) Tabii yarın sonuçlanır...

-" Kesin bir şey söyleyemem. Yarın Cuma. Araya hafta sonu da giriyor... ( Tamam

başlıyor...)

-" Neee?? Asla olmaz. Yarın buzdolabını almam şart. ( Kes artık, sonra pişman olacaksın )

-" Keşke elimden gelseydi. Sizin için yapabileceğim başka...."

-" Yani şimdi yarın kesin olmaz mı diyorsunuz. ( Allah aşkına buzdolabı deme artık )

Bu sıcakta buzdolapsız... Görüyor musunuz herşey bozulacak şimdi . ( Senin yemeklerinden

kıza ne ? Sus. Yeme bir şey. Deme bir şey. Kapa şu telefonu artık ...)

-" Ne söyleyeceğim bilemiyorum. ( Kayda alınmasaydık bilirdim ya...)

-" Olmadı şimdi böyle. Acaba şubeden mi yaptırsam. Belki başlarında durursam....( Sen asla iflah

olmazsın. )

-" Olabilir, siz bilirsiniz...(git be kadın git de nereye gidersen...)

-" Ama izin zamanı şimdi. Kimsenin başını kaşıyacak hali yok. (Allahaşkına kapa şu

telefonu artık.)

-" Doğru efendim. O halde...( Bi karar ver artık allahın cezası)

-" Tamam o zaman ama beni zorda bıraktınız.( Ne alaka) Keşke baştan söyleseydiniz.

(Neyi? Epi topu beş dakikalık bi konuşma. Sonu ne ki başı olsun ) (battın, magmalardasın)

-" İyi günler. ( Asla böyle bir emekli olmayacağım )

-"İyi günler yavrum, kolay gelsin." ( İyi ki emekli olmuşum. Asla onun yerinde olmak

istemezdim. )


Vee....Asla bir gün gelip de böyle berbat, çenesi düşük, sevimsiz bir emekli

olabileceğim aklımın ucundan geçmezdi.

Hayat...Sen neler ediyorsun böyle bizlere...

This entry was posted on 12.07.2011 at Salı, Temmuz 12, 2011 and is filed under , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

24 yorum

:))))
Call center tarafındaki parantez içlerine karşıyım.
Çarşı her şeye karşı!!

13 Temmuz 2011 01:34

Süpersin:)
Keske tüm cenesi düsükler senin gibi olabilse...
O telefondaki kiz gülümsemistir bence bu konusmadan sonra. Tipki ben okurken gülümsedigim gibi:))

13 Temmuz 2011 01:37

Sen istediğin kadar karşı ol. Kız haklı.
Sen şimdi abarttığımı sanıyorsun ama Perşembe günü ben üç aşağı beş yukarı bu konuşmayı yaptım. Limitim hala artmış değil ama ben buzdolabımı aldım. :)))

13 Temmuz 2011 01:55

Ben o kızın ve kızcağızların durumunu biliyorum Sünter' cim. Ama onlar benim yaşıma gelince ne olacaklarını asla bilmiyorlar:))
Biri söyleseydi bana bunları yapacağımı "yürü git..." der kovalardım. Canım benim biz hep gülelim. Onlar genç. Unutur...

13 Temmuz 2011 01:59

Ahahha bundan yaklaşık 5 sene önce yaşadığım bir call center konuşmasını yazmaya geri geldim. Hani bi de ben pc kurdu internet canavarıyım ya... Hiç de kazın ayağı öyle değil.

Olay şu: İşyerimde superonline bağlantısında sorun var. Düzeltemedik. Aradım müşteri hizmetleri teknik desteği. Konuşma gayet iyi gidiyor, karşıdaki efendi çocuk sıfır bilgisi olan bir kişiye yaklaşırmış gibi anlatıyor, ama sonra benim bilgi sahibi olduğumu anlayıp daha teknik konuşma düzeyine geçiyor. Leb demeden leblebiyi anlıyoruz tadında bir konuşma. Ve sonra dananın kuyruğu kopuyor yaklaşık görüşmenin 20ci dakikasında. Bu arada olan sorun cidden nadir olan ve zor tesbit edilebilen bir sorundu.

Görevli: peki şimdiye kadar denediklerimizden sonra son defa bi modem reset yapın ve sonra bana hangi modem ışıklarının yandığını söyleyin.

Ben: resetlemeden önce sistem geri yükleme noktası oluşturmama falan gerek var mı?

görevli: yok hayır gerek olacağını sanmam artık, olmadı ayarlara bakarız siz neyin farklı olduğunu görürsünüz.

ben: peki 1ci 3cü ve 5ci ışıklar yanıyor.

görevli:............
ee mümkünse o ışıkların isimlerini söyleseniz...

Yer yarılır Sis lan girsem şu yerin dibine der.Ama çocuğun sesindeki o andaki hayal kırıklığını anlatamam size. Garibim herhalde meslek hayatında karşısına çıkabilecek en ehil pc kullanıcısını bulduğunu sanırken bir anda hayalleri yıkıldı adamın. Konuşmanın kalanını bir salağa anlatırmış gibi devam ettirdiğini de belirteyim.

Diyeceğim Asucum insanın boş anı diye bir şey var:)

Hayırlı olsun yeni buzdolabı. Ne hikmetse hep böyle olmadık sıcak zamanlarda bozulur bu aletler. Mesela İstanbulda ilk defa 43 derece yaz sıcağı yaşanır ve niyeyse klima bozulur:D

13 Temmuz 2011 02:20

Sis' cin Allah beni o tarz bi konuşma yapmak zorunda bırakmasın. Baştan bloke. Kulak anında sağır dil lal oluyor. İki cümlenin biri "aslında bu işlerle oğlum meşgul oluyor.." Bir de aslında gençlere asla yavrum evladım diyemeyen telefon sesi de çocuk kıvamında biri olan ben, hemen seksenlik nine havalarına bürünüveriyorum. Yavrum bizim zamanımızda... ya de bu yaştan sonra... diye başlayan cümleler ardarda. Çocuğun tıkla dediği önümdeki yazıyı görmüyor, titrek ellerle tıklayamıyorum telaştan:)) Yani boş an meselesi filan değil:(( Öpttüm:))

13 Temmuz 2011 02:36

Asu teyze aynısını ben geçen yıl yaşadım. Tatile gidilecek rezervasyon yapmak şart ama limit yetmiyo. Aradım kızı nereye gideceğime kadar anlattım. Çok acil bak hafataya gidicem lütfen diye baya bi monolog kurdum tek taraflı:)) Yalnız değilsin:)

13 Temmuz 2011 09:41

Fuly' cim, bak bu olmadı. Senin yaşına hiç uymadı. Aslında bazı durumlarda konuşmak, iş halletmek açısından susmaktan daha çok işe yarar. Ama ben gençken çekinirdim doğrusu. Çok özen gösterirdim söyleyeceğim her kelimeye...Fuzuli konuşan yaşlılara da bi kızardım ki sorma:)))

13 Temmuz 2011 11:20

:)))))))))) hayır hayır, sen çook şekersin Asuman Ablacığım!

13 Temmuz 2011 11:48

Asuman'cım;
23 sene bankacılık yaptım Bilgisayar ilk Türkiye'ye geldiğinde birçok talebe yetiştirdim, hala hala internetten havale falan yapmaktan kaçıyorum.Hastalığım nedeniyle herseferinde bankadan onay alınması gerekiyor ben kem-küm yapamıyorum,utanıyorum galiba. Sufi Cem bir iki kelimede hallediyor.Eskiden ufak tefek rahatsızlıklarımda doktora gitmez ilaçlarımı da paramla alır bankamı rahatsız etmezdim.Ya şimdi? En masraflı emeklilerinden biri oldum görüyorsun utancımdan yerin dibine giriyorum.
Ne yapalım, bunu da yaşamamız gerekmiş demek ki. sevgilerimle.

13 Temmuz 2011 11:58

Zühre' cim, ben o kızın senin gibi düşündüğünü sanmıyorum :))
Çok teşekkür ederim.İçime su serptin :)

13 Temmuz 2011 12:15

Sufi' cim. Sanırım aynı kurumdan emekliyiz. Bundan on iki yıl önce yedi milyarlık (o zaman öyleydi birimler) tek bir özel ateş düşürücü' yü acilen Ankara' dan bir telefonla uçakla buzlar içinde Ankara' dan getirtti. Allah bankamıza zeval vermesin. Seninle aynı düşünüyorum. Asla ilaçlarımı yazdırmam, yansıtmam.(gündelik,sıradan olanları)
Aman sakın sen o tip şeyler için kendini üzme. İyileşmeye odaklan:))
Her sene çenemin biraz daha düştüğünü farkediyorum malesef. Bu yüzden kimseyle muhatap olmamak adına internet bankacılığını tercih ediyorum. Ama bu sefer de dikkat noksanlığı yaşıyorum. Bu ay Atalar hesabına yatıracağım parayı bir alt sırada bulunan yeğenimin hesabına yatırmışım. Rastlantıyla farkettim. Bak yine uzattım.:))

Çok çok öpüyorım seni...

13 Temmuz 2011 12:30

:)))
Tatlı dilli emekli arkadaşım benim.

13 Temmuz 2011 13:14
Adsız  

hahaha arçelik reklamı var hani..
"anladım eşiniz tatilde.. ütü bozuldu ve siz.. " diye cevap veriyor kolsentır'anım gülümseyerek..

galiba hepimiz.. günah çıkarma kulübesi moduna giriyoruz..
derdimizi anlatırken..
görüntülü olsa görüşmeler farkeder mi acaba =)..

sevgilerimle..

atalet

13 Temmuz 2011 16:32

Bal yiyen baldan usanır Nur' cum :)))

13 Temmuz 2011 18:05

Sevgili Atalet Hanım,
Kapalı, açık yer, eski arkadaş, yeni arkadaş, tanıdık veya ilk dafa gördüğün biri ya da, şekilde görüldüğü gibi, hiç görmediğin biri
farketmiyor. Sazı elime vermiye görsünler :))Sanırım bu biraz yalnız yaşıyor olmakla en çok da yaşlanmakla ilgili...
Sevgiler...

13 Temmuz 2011 18:14

Sevgili Asuman hanım,
ben bu müşteri temsicilerinin hepsine sinir oluyorum.
Hepsine mi? Hepsine valla. Hepside birbirinden kopyalanmış gibi, biyonik biyonik sesler, içlerinden öff allahın cezası kapa şu telefonu dediklerini düşündüren ifade tarzları, konunun anlaşılmadıklarını fark ettikleri halde telefonu kapamaya çalıştıkları için "evet, tamam" lafını kullanmaları.
çok sinirler valla.
sevgiler.

14 Temmuz 2011 16:01

Güngör' cüm, bu postun kusurlu tarafı her ne kadar ben isem de, sana da hak vermemek elde değil.
Öyle ya da böyle, birbirimiizi idare ederek yaşayıp gideceğiz. O ekmek parası, ben işimin görülmesi derdinde olduğumuz sürece...

14 Temmuz 2011 16:13

Asuman Abla,ya ne diyeyim ya,çok güldüm çok,bu kadar mı güzel yazılır. Ve onları gerçekten söyledin mi sen :))
Hala tutamıyorum kendimi,magmalardasın da ne demek,hahaha :))
Abarttın diyeceksin ama bu yazıyı kopyalamam lazım,her sıkıldığımda bakacağım inan.
Sevgiler :)

14 Temmuz 2011 19:30

Üzülerek söylüyorum Buğday' cım. Buzdolabından bahsettim. Her sene beynimin çeneme hükmetmesi biraz daha zorlaşıyor. Tabii biraz da gülelim istedim yazarken. Olay aynen gelişti de ben iç sesleri abarttım.

14 Temmuz 2011 20:32

Ahahha Asucum,
Bana yazdığın bir yorum twitter ve facebookda yerini aldı:)
Hem de kitabın yayınevi tarafından tweetlendi.

http://twitter.com/#!/resifkitap

16 Temmuz 2011 23:14

Canımcım bulamadım. (Bulsaydım şaşardım zaten)
Bana tarih ya da kitabın adı ne olursa bir ip ucu ver.

17 Temmuz 2011 00:02

ben resmini aldım.

http://i52.tinypic.com/2hxm1xh.jpg

ama bi önceki yorumdaki tweet adresine girip sayfayı aşağı kaydırırsan görürsün.

17 Temmuz 2011 00:19

Her ikisini de gördüm Sis' cim. Hemen başlardaymış.Ben Mayıslara kadar indim. Şaşı oldum. Sağol görmemi sağladığın için.
Öpüldünüz...

17 Temmuz 2011 02:01

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin