Benim Pencerelerim  

Posted by Asuman Yelen in ,






En mutlu insanların hangisinin ardında yaşadığını hangimiz bilebiliriz ki!...

Ne viraneler vardır, kırık camlarından mutlu kahkalalar yükselir.

Nice konakların süslü perdeleri ardında, hangi dertli başlar duvarlara vurulmaktadır.
Kim bilebilir!...

Çok severim pencereleri.


Gizemli bulurum onları.
Önlerinden trenle, otobüsle, arabayla geçerken hep görmeye çalışırım yarı aralık, açık, sımsıkı

kapalı perdelerin ardını. Her birine ayrı hikayeler yakıştırırım.





Çok severim pencereleri.


Akşamsa eğer, dışarıya sızan ışıkla ölçerim içeridekilerin mutluluk desibelini. Karanlık

pencereleri sevmem. Hafif ışığı sevmem. Abajurları, lambaderleri, aplikleri sevmem.

Kapaklı avizeleri de sevmem. Işık yukarıdan gelmeli. Işık gür ve engelsiz olmalı. Işıl ışıl, pırıl pırıl.

Loş, karanlık köşe bucak kalmamalı.

Çok severim pencereleri.

Kendi pencerelerimi de severim.
Aralık perdenin kenarından sevdiklerimin siluetinin eve yaklaşmasını

çaktırmadan izlemeyi...
Açık camdan (kışın ya da yazın) yarı belime kadar sarkıp, yolculadığım kişi

görüş alanımdan tamamiyle kaybolana kadar elimi kolumu sallamayı...

Çok severim...






Her bir pencere, ardında; bir büyük roman, bir sürü öykü, yığınla enstantane, bir çok dram,

komedi, trajedi...

Doğum, ölüm, cenaze, düğün, kalabalık, yalnızlık, gürültü, sessizlik, kimsesizlik...

Sevgi , nefret, aşk, seks, cinnet, cinayet, mihnet, eziyet, meşakkat, meşk, minnet, izzet, ziyafet,

zarafet, sohbet, ibadet ...

Ve insana dair ne varsa, hepsini barındırır.


Pencereler güzeldir...

Pencereler gizemlidir... Pencereler insanidir...

Severim pencereleri!...

This entry was posted on 4.05.2010 at Salı, Mayıs 04, 2010 and is filed under , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

18 yorum

Fotoğrafları görememekteyizdir:))

4 Mayıs 2010 21:14

Harikasınız...

Her pencerenin elbet vardır bir hikayesi.
Sizde nasıl güzel anlatmışsınız. Ekleyecek bir söz bulamadı Newbahar..

Sevgiler

4 Mayıs 2010 21:44

Silip yeniden yayınladım.
Her pencerenin bir hikayesi vardır. Her hikayenin bir resmi varDIR:)))
Umarım artık göreceksinDİR;)
Bana bir haber ver de bir daha bakayım Leylak' cım.

4 Mayıs 2010 21:56

Teşekkürlar Newbahar.
Umarım resimlerimi görebilmişsindir.
Teknik bir arıza olmuş da. Kısmi mi genel mi anlayamadım.
Sevgiyle kal...

4 Mayıs 2010 21:58

Ne güzel yazmışsınız,dış dünyaya görüş iznidir, içimizi pencereler...

Ben kapıları da severim,giriş izni için olduğundan gerek...

4 Mayıs 2010 21:58

Ebruli Günce,
Senin tanımını sevdim.
Pencereler görüş, kapılar giriş izni.
Çok güzel...

4 Mayıs 2010 22:00

Görmüşümdür, görmüşümdür...
Pek de beğenmişimdir.
Yoksam o resimleri sen mi yapmışındır?

4 Mayıs 2010 22:22

Ewwet.
Pencere rsimleri bana aittir. Onları on sene önce yapmışımdır.
Beğendiğine sevinmişimdir.
Beğenilmek güzeldir.

4 Mayıs 2010 23:09

Bende severim pencereleri, çoğukez utanırım pencerelere bakarken kendimi bulduğumde " ay gördüler mi? acaba" diye.
O pencerelerin arkasında yaşananları merak etmişimdir hep.
Resimler bir harika ellerine sağlık.

5 Mayıs 2010 00:31

Bende severim pencereleri, hele de aıksa hafif bir esintiyle sallanıyorsa perdesi...
Ama şu pimapenleri sevmiyorum, çok soğuk kör gözleri gibi...

5 Mayıs 2010 00:46

İnsanda hoş bir merak uyandırıyorlar değil mi Nur' cum. Hani öyle bildik komşu pencereleri değil de önünden geçiverdiklerimiz, rastlantıyla karşımıza düşüverenler.
Resimlerimle ilgili övgülerin için teşekkür ederim.
İyi geceler...

5 Mayıs 2010 00:49

Uygarlığın rahatlık için bize sunduğu her yenilik, maalesef doğallıktan uzaklaştırıyor Şeniz' cim. N'aparsın.

5 Mayıs 2010 01:00

Uzun yol gidişlerinde gecenin bir yarısı bakarım evlere, pencerelere...
Bilmediğim hayatlarda neler yaşanıyor diye merakla.

Bende bazen utanarak bakarım evlerin pencerelerine:)

Çok hoş bir anlatım olmuş Asuman abla yüreğine sağlık.
Sevgilerimle...

5 Mayıs 2010 08:55

Nereden geldi Asu teyze aklına bu yazı? Ne kadar güzel olmuş. Ben de çok severim pencereleri, pencerelerden bakmayı, otobüste yanımdakinin cep mesajını okumayı öhüm neyse:) Hele yılbaşında her pencerenin önünde bi ağaç olur ya bayılırım kim ne kadar süslemişse o kadar mutlular kalabalıklar gibi gelir.

5 Mayıs 2010 09:28

o kadar güzel yazmışsınız ki üzerine daha ne söylenebilir :) yüreğinize sağlık..

5 Mayıs 2010 10:10

Sanırım bu çok kişi için geçerli İlknur' cum. Bu bir bakıp geçmek ve üzerinde hayal gücümüzü çalıştırmak yaptığımız şey. Filozofça. Yoksa cama oturup da kaba bir merakla konuyu komşuyu gözlemek değil. Ama yine de utanırız bakarken.
Çok teşekkür ederim canım.

5 Mayıs 2010 11:25

Nilay,
Çok teşekkürler güzel yorum için.
Sevgiler...

5 Mayıs 2010 11:26

Fuli' cim, çocukluğumdan beri çekmiştir beni pencereler. Senelerce önce resim yapmaya pencerelerden başlayacak kadar. Cep telefonunu duymamış olayım. Ağaçlar için ise düşüncelerim çok farklı.
Öpüyorum seni...

5 Mayıs 2010 11:30

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin