Gözyaşlarım sular seller gibi akıyor.
Kapıdan içeri ok gibi dalıp, çantamı bir yere, kendimi de yüzükoyun karyolanın üzerine atmış, hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Peşimden telaşla koşup açıklama bekleyen anneme perişan bir sesle "Rıdvan öğretmen askere gidiyor" diyorum. "Yaa öyle mi, hay allah"gibi bir şeyler mırıldanıp
işinin başına ya da misafirlerinin yanına dönüyor. Bir hayal kırıklığı ve yüzümü yeniden siyah yıpranmış yün battaniyenin beyaz ay yıldızına gömüp ağlamaya devam ediyorum. Babam gelene kadar ağlamayı düşünüyorum. " O beni anlar" diyorum içimden.
Rıdvan Öğretmen askere gidiyor. İlkokul üçüncü sınıftayım. Yaşamımın ilk büyük ayrılık acısını yaşıyorum. Dizimin yaralanması, ödevimi yetiştiremiyeceğim korkusu ve hastalık dışında döktüğüm ilk esaslı gözyaşı. Yaşadığım ilk ayrılık.
Adıyaman. Sene 1960. Tam yarım asır öncesi.
Adana gibi bol ışıklı, sazlı cazlı, bol sinemalı, parklı bir şehirden gelmişiz. O tarihlerde elektrik yok. Otomobil yok. Hatta yol dahi yok. Evler çoğunlukla yerin altında. Adana' daki fiyakalı faytonların yerine burada eşeklerin çektiği arabalar var.
Elektriksizlik ve alışveriş yapacak bir dükkanın olmayışı, Adana' da fırına, kasaba bir el uzatımı masafade oturan ve haftanın belirli günlerinde uğrayan seyyar Migros otobüslerine alışkın olan annemi başta hayli zorluyor. Delikanlılığının başlangıcındaki ağabeyim, ayakkabısının üzerine basmaya zorlanıyor, bıçkın ve vaktinden önce olgunlaşmış Adıyaman' lı delikanlılar arasında kendine yer bulamıyor. Harçlıklarını biriktirip her fırsatta İstanbul' a anneannemlere sığınıyor.
Kızkardeşim çok küçük. Ablamla ben ise, bol ağaçları, pamuk, haşhaş tarlalarıyla, kurbağalı dereleriyle ve hemen el uzatsak tutuverecekmişiz gibi yakın dumanlı dağlarıyla, bu şehrin bize sunduğu özgürlüğü farkediveriyor ve anında vuruluyoruz bu köy-kente.
İki katlı ahşap evimizin nefis kokan güllerle dolu küçük bir bahçesi var. Evimizin dört bir yanı arsa, tarla. Çocukları tehdit eden hiç bir şey yok. Zamanla edindiğimiz arkadaşlarla birlikte hava kararana kadar sokaktayız. Bol bol ağaç ve her türlü meyva var. Saklambaç, çelik- çomak, istop o zamanın revaçta oyunları.
Sonra okul vakti gelip çatıyor.
Babam bizi Bir Aralık İlkokuluna yazdırıyor. İlk gün bahçede toplanıyoruz. Bina okul binası, bahçe okul bahçesi ama öğrenciler gelmeye başlayınca ortam adeta bir düğün meydanı ya da çeşme başına dönüyor. Allı güllü elbiseleri örgülü saçları, renkli lastik pabuçları hatta takunyalarıyla hayli büyük kızlar, çoğunun bıyığı terlemiş şalvarlı oğlanlar iki ayrı grup halinde toplanıyorlar. Çoğunluk bizim (o tarihte) anlamadığımız garip bir lisan konuşuyor. Türkçe konuşanların dediği de zor anlaşılıyor. Bizim gibi memur aileleri ve birkaçı da belki oranın yerlisi bir avuç da siyah önlüklü ve yakalı var.
Birileri bizi alıp bir sınıfa yerleştiriyor. En ön sıralarda biz 6-7 kız oturuyoruz. O sınıfın tek garip kızı (yabancının oradaki adı) benim. Erkek garipler daha çok. Korkudan sararmış suratlarla oturuyorlar. Ben de çok değil ama biraz korkuyorum. (O tarihlerde hep rahat ve güleç bir çocuktum)
Sonra takım elbisesi ve yakışıklı görüntüsü, güler yüzüyle öğretmenimiz giriyor içeri. Tertemiz Türkçesiyle "merhaba çocuklar ben öğretmeninizim, adım Rıdvan Yıldırım" diyor. Gözlerimiz karşılaşıyor, korkularım bitiyor.
Rıdvan Öğretmen ne çok şey biliyor. Babamdan sonra en sevdiğim erkek. Rıdvan Öğretmen piknikler düzenliyor. Rıdvan Öğretmen, yerli ve garipleri nasıl da kaynaştırıveriyor. Beslenme saatlerinde, ev yapımı poğaçalarım, kantinden aldığım bisküvilerim köy ekmekleri ve ketelerle değiş tokuş edilip keyifle yeniliyor, Amerikan mareşal yardımı (biz öyle diyorduk) süt tozundan mamul sütlerin eşliğinde. Okul bahçesinin bitişiğindeki ziyaretin (yatır) yanından geçmeğe korkan bıyıklı delikanlılara kolumu penceresinden içeri sokup türlü şaklabanlıklarla şov yapıyorum. Rıdvan Öğretmen bize kitaplar öneriyor. Kitaplar dağıtıyor. O yıl onun önderliğinde okulumuzda müsamere düzenleniyor. Ben de Antalya' da Adana' da yaptıklarımızı anlatıyorum. Benzerlerini hazırlıyoruz. "Kırmızı vahşiler" rondu için krapon kağıdından, "Kelkitin Yolu" rondu için çizgili basmadan kıyafetler hazırlanıyor. Şarkılar, koro, bir tiyatro oyunu Adıyaman halkına sunuluyor. Vali tebrik ediyor.
Daha iyi bir çocuk oluyorum evde. Sofrayı toplamada bulaşık yıkamada anneme daha çok yardım ediyorum. Herkesi mutlu etmeğe çalışıyorum. Kardeşimle daha çok oynuyorum. Aklımda hep aynı delice istek. Rıdvan öğretmen görünmez olsa (ya da bir sinek) evimize gelse de benim ne iyi bir kız olduğumu görse. Ders çalışırken, kitap okurken hep beni izlese, benim için "ne iyi bir evlat" ya da "ne çalışkan bir çocuk""ne mükemmel bir abla" dese. Rıdvan öğretmen beni hep sevse.
Ama Rıdvan Öğretmen gidiyor işte. Ders yılı bitimi yaklaşırken, dolu gözlerle o sabah açıklıyor seneye bizimle birlikte olamayacağını. Dünya başıma yıkılıyor. Eve kadar tutuyorum gözyaşlarımı. Nedense utanıyorum ağlamaktan.
Akşam başım babamın dizinde şişmiş gözlerle yatarkan anlatıyorum tüm üzüntümü, kızgınlığımı.
Sükunetle dinliyor. Hafif hafif saçımı okşuyor. Esas mesleği öğretmenlik olduğu için belki de beni anladığını hissediyorum. Öğretmenlik yaptığı yıllardan, kendi öğrencilerinden bahsediyor. Yeni öğretmenime de şans vermemi istiyor. Ayrılıkların da yaşamda var olduğunu hep de olabileceğini anlatıyor yumuşacık sesiyle.
Rıdvan Öğretmen' in benim kişiliğime, yaşantıma kattığı artı değerleri çok önemsiyorum elbette.
Ama şimdi anlıyorum ki o dönemde o yörede bizim sınıfımızda bizleri kaynaştırma konusundaki sevgi dolu yaklaşımı, tüm o birleştirici, paylaşımcı, o dönem için epey radikal olan kültürel etkinliklerle, dağıttığı kitaplarla yarattığı sinerji, henüz askerliğini bile yapmamış gencecik bir delikanlı için bu günlere ışık tutacak müthiş bir cesaret örneği imiş.
Yaşıyorsa esenlik, vefat ettiyse Allahtan rahmet diliyorum sevgili öğretmenime...
12 yorum
Haykırış Bey,
Çok teşekkür ederim.
Evet, bizi biz yapan, olumlu ya da olumsuz izler bırakan birkaç insan hep olmuştur yaşantılarımızda.
Sanırım ben o konuda şanslıyım.
Sevgiyle kalın...
Çok şey vardı bu yazıda arkadaşım, geçmiş, duygular, ayrılık, ilk izlenimler ve ilkokul öğretmenimiz. Hiç unutmayandır ilkokul öğretmenimiz çünkü ikinci evimiz okulumuz ikinci annemiz yada babamız öğretmenlerimiz.
Birde ben migros arabasına takıldım, çok güzeldi migros arabaları, içine girip alışveriş yapmasınıda çok severdim.
İyi geceler arkadaşım...
Sevgili Asuman,
Keşke subay baba sebebiyle 4 senede bir okul değiştirmeseydim de, aklımda bir öğretmenim kalabilmiş olsa dedim yazıyı bitirince.
Bak ama, Rıdvan öğretmen hala hayattaysa ya o seni,ya sen onu bulursunuz bence.
Anı olunca çok fazla ortak şey bulunuyor Nur' cum. Bazan muhitler, bazan da küçük ayrıntılar.
Çocukken öğretmen ne kadar önemli yaşamımızda. Adeta bu günümüzü şekillendiriyorlar.
Çok teşekkürler, sevgiler...
Biz de memuriyet dolayısıyla çok gezdik Sis' cim. İlkokul biri Antalya' da, ikiyi Adana' da okudum. Adıyaman' da şube yeni kurulmuştu o yüzden uzun kalacağımızı söylemişti babam. 3 sene kaldık ama şans işte sevgili hocam askere gitti.
Belki hayattadır. O kadar çok şey yaşadık ki sonrasında, aramayı sormayı düşünemedim bile.
Ne zengin çocukluk anılarınız var.Bunları anlatmakta ki ustalığınıza da hayranım.Zevkle okudum.Hayatımızda izler bırakmış insanlar yanımızda olmasa da bizde yaşıyorlar.Siz var oldukça onlara da ulaşıyordur bu iyi dilekler eminim.Sevgiler.
Defne Soysal,
Anılar, bire bir yaşanan ve hissedilenlerin aktarımı olduğundan herhalde, karşıdakine de aynen geçiyor. Onların zenginliği de çok yer gezmiş olmanın getirdiği avantaj.
Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için.
Merhaba,
Bana Doğu Anadoludaki öğretmenlik günlerini hatırlatan "Rıdvan Öğretmen" başlıklı yazınız 24 Kasım Öğretmenler Günü Özel sayısında yayınlanacaktır.
Hayırlı günler dileğiyle.
Sabahattin Bey,
Çok teşekkür ederim. Bundan mutluluk duyarım.
Sevgiyle kalın...
Asuman ablacım bende büyük bir zevkle okudum.Yaşıyorsa sağlıklı ömürler,vefat ettiyse Allah mekanını cennet etsin.
Umarım yaşıyordur ve okur bu sevgi,saygı,anlam dolu satırlarınızı.Hakiki anlamda Rıdvan öğretmen gibi fedakar öğretmenlerimize selamlar olsun. sevgilerimle.
Çok teşekkür ederim Kamikaze' cim...
Sevgiler...
Yorum Gönder
Bu Blogda Ara
Contributors
Blog Listem
-
-
-
Yeniden3 ay önce
-
BİR DİZİ YAZISI: DEDEKTİF BOSCH1 yıl önce
-
-
-
Merhaba3 yıl önce
-
-
-
-
Koşan Hayat5 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
ÜÇÜ BİR ARADA !7 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
Bi arkadaşa bakıp çıkıyorum8 yıl önce
-
-
bize ne oldu...9 yıl önce
-
-
-
-
-
Merhaba demeye geldim...10 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
-
TAŞINDIM...13 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
İzleyiciler
Yazı Arşivi
-
►
20
(5)
- ► Eylül 2020 (1)
- ► Ağustos 2020 (3)
- ► Temmuz 2020 (1)
-
►
17
(4)
- ► Nisan 2017 (1)
- ► Şubat 2017 (1)
-
►
16
(1)
- ► Şubat 2016 (1)
-
►
15
(1)
- ► Ağustos 2015 (1)
-
►
14
(16)
- ► Aralık 2014 (1)
- ► Eylül 2014 (2)
- ► Ağustos 2014 (1)
- ► Haziran 2014 (1)
- ► Mayıs 2014 (2)
- ► Nisan 2014 (4)
- ► Şubat 2014 (1)
-
►
13
(46)
- ► Aralık 2013 (3)
- ► Kasım 2013 (3)
- ► Eylül 2013 (6)
- ► Ağustos 2013 (3)
- ► Temmuz 2013 (2)
- ► Haziran 2013 (2)
- ► Mayıs 2013 (3)
- ► Nisan 2013 (7)
- ► Şubat 2013 (3)
-
►
12
(96)
- ► Aralık 2012 (2)
- ► Kasım 2012 (4)
- ► Eylül 2012 (16)
- ► Ağustos 2012 (7)
- ► Temmuz 2012 (5)
- ► Haziran 2012 (8)
- ► Mayıs 2012 (10)
- ► Nisan 2012 (14)
- ► Şubat 2012 (8)
-
►
11
(179)
- ► Aralık 2011 (19)
- ► Kasım 2011 (38)
- ► Eylül 2011 (14)
- ► Ağustos 2011 (17)
- ► Temmuz 2011 (8)
- ► Haziran 2011 (14)
- ► Mayıs 2011 (11)
- ► Nisan 2011 (9)
- ► Şubat 2011 (10)
-
▼
10
(152)
- ► Aralık 2010 (12)
- ▼ Kasım 2010 (12)
- ► Eylül 2010 (9)
- ► Ağustos 2010 (12)
- ► Temmuz 2010 (7)
- ► Haziran 2010 (12)
- ► Mayıs 2010 (11)
- ► Nisan 2010 (17)
- ► Şubat 2010 (11)
-
►
09
(186)
- ► Aralık 2009 (22)
- ► Kasım 2009 (22)
- ► Eylül 2009 (17)
- ► Ağustos 2009 (24)
- ► Temmuz 2009 (19)
- ► Haziran 2009 (20)
- ► Mayıs 2009 (20)
- ► Nisan 2009 (8)
- ► Şubat 2009 (5)
Müzik
Popüler Yazılar
-
bilmem hatırlar mısın bir liseli kız vardı bir liseli esmer kız gözleri yıldız yıldız saçları gece gibi simsiyah dökül...
-
Büyük Usta, önündeki devâsâ tuale son rötuşlarını yapıyor... Önündeki dev palete göz atıyorum. Hemen hemen boşalmış gibi. Yeşili çoktan sıyr...
-
Çok içime battı gidişi. Cenazelerde kaskatı kesilirdim oysa. Yüreğim katılaşır, algılarımı kapatıverirdim olan bitene. Kendi isteğimle...
-
Dizilerden birinde Tülin Oral' ı yine ve doğal olarak büyükanne rolünde görünce Yaygara 7o Müzikali aklıma geldi. Ağabeyim götürmüştü. ...
-
Çok keyifliydim aslında. Blogum şenlenmiş, evim temizlenmİş, çok uzun zamandır görmediğim, çook eski, tüm doğum günlerimi(zi) çoğu yaz tatil...
-
Buluşma yerime giden yola tek başıma çıktım. Fakat bu sessiz karanlıkta beni izleyen kimdir? Onun varlığından kurtulmak için kenara çekilir,...
Etiketler
- 2010
- 2011
- 27 mayıs İhtilali
- 7 numara
- ABD
- abla
- acemilik
- açlik
- Adıyaman
- afet
- ağabey
- ağaç
- Ağustosta Rapsodi
- aile
- akraba
- akrostiş
- akşam
- Albatros
- alış-veriş
- alışkanlık
- alışveriş
- alışveriş tutkusu
- Ali Muhittin Hacı Bekir
- Alphonse de Lamartine
- amatörlük
- anı
- anılar
- anılar...
- anlaşma
- anlayış
- anma
- anne
- anneanne
- anneler günü
- Antalya
- apartman hayatı
- arayış
- arıza
- Arka Pencere
- arkadaş
- armağan
- aşı
- aşk
- aşure
- Atatürk
- ateş böceği
- atom bombası
- Attila İlhan
- ATV
- ATV şarkı
- Avustralya Açık Tenis
- ayaz
- ayrılık
- aziz nesin
- B.Necatigil
- baba
- Babalar Günü
- bahar
- bahçe
- balkon
- banka
- Barbra streısand
- barış
- başarı
- başlangıç
- Baudelaire
- Bauelaire
- Bayrak
- bayram
- Beatles
- bebek
- bekir sıtkı erdoğan
- beklentiler
- BEN
- beste
- beşiktaş
- Betty Smith
- beyaz dizi
- beyaz diziler
- beyaz roman
- Bhagavatgita
- bilgisayar
- Bir genç kız Yetişiyor
- Bir sarkısın sen
- Bir Şarkısın Sen
- birlik ve beraberlik
- birliktelik
- bitki
- biyografi
- blog
- blogger
- börek
- Buddha
- bugün
- bulmaca
- buluşma
- buzdolabı
- Bülent Ecevit
- Cahit Sıtkı Tarancı
- can yücel
- Capra
- cehalet
- centilmen
- cesaret
- cevaplar
- cezerye
- cinayet
- cocuk
- cocuk.
- cocukluk
- Cronin
- Cumhuriyet
- Cüneyt Gökçer
- çalışma hayatı
- çaresizlik
- çay
- Çığlık
- çınar
- çiçek
- çiçekler
- çiğ
- çocuk
- çocuklar
- çocukluk
- çöp
- dalgınlık
- Daltonlar
- damat
- Damdaki Kemancı
- dans
- davetiye
- dayak
- dedikodu
- Defne Joy Foster
- demirhindi
- deneyimler
- deniz
- deprem
- dergi
- destan
- dilek
- dilekler
- dinlenme
- disko kralı
- diyet
- dizi
- doğa
- doğallık
- doğum günü
- dolap
- Doris Day
- dost
- dostluk
- dostluk.
- dostlulk
- duygular
- düğün
- dül dül
- dünya
- dünya kadınlar günü
- Dünya Prematüre Günü
- düşmanlık
- düşünceler
- düşünceler.
- Ecevit
- edebiyat
- Edgar Allan Poe
- Ekim
- Ekrem Bora
- Elazığ depremi
- emek
- emekli
- eminönü
- Emirgân
- Engelliler
- ephraim kishon
- erişkin
- erişlilmezlik
- erkek
- eski yıl
- eşek
- eşyalar
- etiket metiket yok
- Etkinlik
- eve dönüş
- evlat
- Ey Aşk Nerdesin
- eylül
- ezan
- Ezel
- Fakir Baykurt
- fal
- fanatizm
- Farrah Fawcett
- fasulye
- felaket
- felsefe
- fenerbahçe
- fırtına
- Fikret Otyam
- film
- filozof
- final
- Firari
- firuze
- fono
- formüller
- fotoğraf
- Frank Sinatra
- Futbol
- gazanfer özcan
- gece
- geçim
- Geçmiş
- geçmişten şarkılar
- gelecek
- gelin
- genç kız
- gençlik
- gerçek
- geyik
- gezi
- gezinti
- giden sene
- Gitanjali
- giysiler
- Govinda
- gökkuşağı
- göl
- gönülçelen
- gösteri
- göze çarpmayan debdebe
- gözyaşı
- Grace Kelly
- grizu
- gül
- Gülümse
- gün batımı
- güncel
- güneş
- Güneydoğudan öyküler-Önce vatan
- Günlük yaşam
- güven
- güz
- güzellik
- güzellikler
- haber
- haberler
- Hacer Buluş
- Hacivat
- hafta sonu
- hak
- hala
- harika çocuklar
- hasta
- hastalık
- hayal kırıklığı
- Hayali Küçük Ali
- hayaller
- hayat
- hayvan
- hayvanlar
- hayvanlar alemi
- hazan
- hediye
- Herman Hesse
- hiciv
- Hindistan
- Hiroşima
- Hitchcock
- hobby
- Hollywood
- hoptirinam
- hoşgörü
- hoşluklar
- http://www.blogger.com/img/blank.gif
- huzur
- hüsran
- hüzün
- ıhlamur ağacı
- ışık
- ibadet sohbet
- içimizdeki çocuk
- içtenlik
- iftar
- ihmal
- İhsan Varol
- ikiyüzlülük
- ikram
- ilaç
- ilginç şeyler
- ilişki
- ilkbahar
- ilkokul
- İlkokul şiiri
- İnci Ertuğrul
- İngilizce
- insafsızlkık
- insan
- insan halleri
- insan olmak
- insanlık
- intikam
- İslamiyet
- istanbul
- isyan
- İş Bankası
- işçi
- iyilik
- Jacques Brel
- James Stewart
- Japonya
- Jean Moreas
- Jim Reeves
- kabuk
- kadın
- kadınlar
- kahvaltı
- kahve
- kalıplar
- kalite
- Kamer Genç
- kan verme
- Kandil
- kaplumbağa
- kar
- Karagöz
- karanfil
- karanlık
- kardeş
- karışık duygu ve düşünceler
- karmaşa
- katiam
- kavafis
- kayıp
- Kayserispor
- keder
- kedi
- kediler
- Kelime oyunu
- Kemal Burkay
- kerpiç
- keşke
- keyif
- kıskançlık
- kış
- kız kardeş
- kızkardeş
- Kim Novak
- kiracı
- kishon
- kişisel
- kitap
- koka kola
- kolbastı
- komedi
- komik
- komşu
- komşuluk
- konser
- konut
- korku
- Korolar çarpışoyor
- koşullu refleks
- köpek
- kuaför
- kupa
- Kurban Bayramı
- kuyruk-bilim
- kültürel mozaik
- Lale
- latife hanım
- lezzet
- lisan
- lise
- Liz Taylor
- maneviyat
- manzara
- Marsel İlhan
- masal
- masumiyet
- maymun
- mazi
- meclis
- medya
- Mehmet Topuz
- mektup
- merasim
- Mevlana
- mevsimler
- Meyva Zamanı
- Michael Jackson
- mim
- misafir
- misafirlik
- Misak- ı milli
- mizah
- Montaigne deneme
- moral
- Mr. Smith
- muhabbet
- Muhabbet Kralı
- Muhammed
- muhasebe
- Murathan Mungan
- mutfak
- Mutfak şarkıları
- mutluluk
- Müge Anlı
- müzik
- müzik nostalji
- Nagazaki
- Nazım Hikmet
- nefret
- nekahat
- Nirvana
- Nisan
- Nişan töreni
- Noktürn.
- nostalji
- okan bayülgen
- olay
- olgunluk
- on line alışveriş
- ordan burdan
- Orhan Kemal
- Orhan Veli
- orman
- oruç
- otobüs
- otokontrol
- oyun
- ozan
- ödül
- öfke
- öğrenci
- öğretmen
- Öğretmenler günü
- ölüm
- ölüm yıldönümü
- ömür
- öykü
- Öykü Atölyesi
- özgüven
- özlem
- Paçoz
- Paçoz..
- Paris
- pasta
- paylaşım
- paylaşmak
- pazar
- pazar alışverişi
- pazar günü
- Pazar sohbeti
- pembe dizi
- pencere
- Piknik
- pişmanlık
- plan ve programlar
- planlar
- plasebo
- Platters
- polis
- popülizm
- program
- programlar
- radyasyon
- radyo
- Ramazan
- Ramazan davulu
- Red kit
- reklamlar
- resim
- resmi bayramlar
- Reşid Behbudov
- Rilke
- rin tin tin
- Roland Garros
- roman
- romantik
- romantizm
- röportaj
- ruh yorgunluğu
- ruhat mengi
- rüya
- saat
- sabah
- sadakat
- Sadettin Kaynak
- safiyet
- Sağanak
- sağlık
- sahur
- Samana
- samimiyet
- sanal
- sanat
- sanatçı
- sanatkar
- Saroyan
- Satürn
- schumann
- sebze
- seçkin
- seçme saçma sohbetler
- sel
- Selimpaşa
- Selmi Andak
- sergi
- sevdiğim şeyler
- sevgi
- sevgi soysal
- sevgili
- sevgililer günü
- sevinç
- seyahat
- seyirlik
- Seyyare
- Shakespeare
- Show TV
- sıcak
- sıkma
- sıradanlık
- Sidarta
- Sigara
- simit
- sinema
- sipariş
- sis
- soğuk
- sohbet
- sonbahar
- soru
- sorular
- spiker
- star
- still life
- su yücel
- suikast
- şablonlar
- şafak
- şans
- şarap
- şarkı
- şaşkınlık
- şeker
- Şeker Bayramı
- şerbet
- şermin
- şiddet
- şiir
- şikayet
- tabak
- tabletler
- tagore
- tanışma
- tansiyon
- tantuni
- tarif
- tartışma
- taşınma
- tatil
- tedavi
- teknoloji
- telaş
- telefon
- televizyon
- temizlik
- tenis
- tenis turnuvası
- terlik
- tevfik fikret
- Tırpan
- tiyatro sahne
- tokat
- toplantı
- Tövbeler Tövbesi.
- Transfer
- tren
- TRT
- TSM
- Ttv
- Tuna Huş
- tutsak
- tuvalet
- tüketim
- Tülin Oral
- Türkan Saylan
- türkü
- TV
- Uğur Mumcu
- umut
- unutma
- uyku
- Üç Hür El
- ülke meseleleri
- ümit
- üretmek
- ütü
- vahşet
- vakit
- Vasuveda
- vatan
- William Holden
- William Wordsworth
- Wimbledon
- yağlıboya resim
- yağmur
- yalnızlık
- yaprak
- yarışma
- yaşam
- yaşlılık
- yatak
- yaz
- yeğen
- yeğenlerim
- yeme-içme
- yemek
- yemekteyiz
- yeni yıl
- yeni yıl kartları
- yesterday
- yıl dönümü
- yılbaşı
- yıldız
- yıldönümü
- yoksulluk
- yol
- yolculuk
- yolculuk.
- yorgünluk
- Young at Heart
- yönetici
- yün
- yürüyüş
- zaman
- Zeki Müren