Tuhaf Bir Düğün -5  

Posted by Asuman Yelen in , , , , , , ,

Mutlu son

Hep birlikte Nural’ın hazırladığı mükellef kahvaltı sofrasındayız. Kocaman masada bir kuş sütü eksik. İki gelin ve iki kız arı gibi çalışıyor, mutfakla masa arasında mekik dokuyorlar. Nural, erkenden kalkıp, elde börek açmış. Masa hazırlanırken, Hatice bana hafifçe göz kırparak geceki kararımızı hatırlatıyor. İnci’ye gitmeden önce halledilecek ufak bir meselemiz var. Tuğçe’ yi yavaşça yanıma çağırıp bir dosya kağıdı bir de kalem istiyorum. Alelacele istediklerimizi getirip, hamile ablası ile birlikte kuaförün yolunu tutuyor. Masadakilerin fazla dikkatini çekmemeye çalışarak, kağıdı küçük parçalara bölüyorum. Her parçaya kızlardan (6 fen) birinin ismi yazılıp katlanıyor. Yazma işlemi hemen hemen tamamlanmışken, bir süredir okuduğu gazeteyi bırakıp bizi izleyen İbrahim Bey, (kayınpeder) çekinerek soruyor. “Hayrola? Nedir bu gizem hanımlar?””Kura çekiyoruz” diyor Sema biraz çekinerek. “Ne kurası?” Aramızdan düğüne katılacak beş kişiyi saptamak üzere bu işlemi yaptığımızı açıklıyorum. “Hmm…” Başını okumakta olduğu gazetesine gömüyor.

O sırada elinde börek tabakları ile kapıda beliren Nural, bir an duraksadıktan sonra cüssesinden beklenmedik gürlükte bir sesle, adeta makineli tüfek gibi konuşuyor. “Ne münasebet canım, o kadar yoldan gelip, düğüne katılmadan dönülür müymüş? Hiç böyle saçma bir şey duymadım.”Yanımda oturan Hatice’nin yüzü öfkeden kıpkırmızı oluyor. Başını Huysuz Virjin gibi geriye atarak sarı saçlarını tam savuruyorken, hafifçe ayağımla ayağını dürtüp, en sakin sesimle durumu anlatıyorum. “Aslında İnci birkaçımıza davetiye göndermişti ama, Hatice’nin Facebook’unda haberi gören arkadaşlar, bahaneyle İnciyi de görmüş….” Nural öfkeyle atılıyor. Ben feysbuk meysbuk anlamam. İBRAAHİİM… Ne gerekiyorsa yap. Dünürlere zaten çok yüklendik. İbrahim bey top gibi fırlıyor oturduğu yerden. Tamam tamam ben şimdi gider Özer Bey’le konuşur, hallederim. Hep birlikte kalkıyoruz. Nural ve diğerleri berbere, biz İnci’ye gitmek üzere…

Ve düğün

Bu yaşa geldim, bir düğünde bu kadar mutlu olduğumu, bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Güzel Tuğçe kuğular gibi Özgür’ün elini sımsıkı tutmuş yürümüyor adeta süzülüyor. Gelinle damat kadar mutlu bir başka çift de İnci ile kocası. Masadan masaya keyifle koşuşturuyorlar. Nural Hanım düğün sahipliğini üslenmiş, dört bir yana talimatlar yağdırıyor. O da durumdan memnun, artık yüzü gülüyor. Arada bir bizim masaya, özellikle Hatice’ye gurur dolu gülücükler gönderiyor.

Bizim masamız salonun en mutena yerinde. Sihirli bir değnek bizi yeniden lise çağlarımıza götürüyor sanki. Bitmeyen bir enerjiyle önce çalan tüm şarkılara katılıyoruz. Çalan her müzikle ortaya fırlıyoruz. Kasap havası, Roman havası, Misket, Horon, Allah ne verdiyse. İçimizde Kolbastı yapanlar bile çıkıyor. Şık yelpazeler çıkarılıyor çantalardan. Terler kurutuluyor. Sonrasında beş katlı pasta geliyor. “Bu gün rejim yok” diyoruz. “Bugün hepimiz onyedimizdeyiz.”

Takı merasimi biraz buruk geçiyor. Kız ve erkek tarafı iki kuyruk oluşturuyor. Oğlan tarafı birkaç akraba birleşerek şık bir seti tamamlıyorlar. Kız tarafı kuyruğunun her elemanının elinde bir büyük kutu. Bizler de altınlarımızı gelinin şık çantasının içine usulca bırakıyoruz. Hatice başı çekiyor ve takı işine üzülen İnci’yi bir yandan kulağına kim bilir neler söyleyip güldürerek, masamıza götürüyor.

Yuvarlak, gösterişli masanın etrafında on dokuz genç kız var şimdi. Keyfi tekrar yerine gelen İnci, şarap kadehini kaldırıyor. Gözleri dolu dolu. “Ne iyi ettiniz de geldiniz kızlar” diyor. “Beni ne kadar mutlu ettiğinizi biliyor musunuz?”Çabucak, birbirimize bakıyoruz. Herkesin gözü yaşlı. Bazılarımızın yanaklarından süzülüyor. Kadehlerimizi uzatıyoruz. “Biliyoruz” diyoruz içimizden. “Çünkü biz de senin kadar mutluyuz.”


Hep mutlu kalın...


This entry was posted on 18.07.2009 at Cumartesi, Temmuz 18, 2009 and is filed under , , , , , , , . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

8 yorum

Çok güzel bir düğün yapmışsınız. Hem de eski arkadaşlar bir araya gelmişsiniz bu fırsatla, kurtlarınızı dökmüşsünüz:) Yüreğine sağlık pek de güzel dile getirmişsin yaşadıklarını.
Yeni evli çifte mutluluklar diliyorum ben de.

Sevgiler

18 Temmuz 2009 22:51

Çok teşekkür ederim canım benim.
Yanlış anlaşılma olmasın diye yineliyorum.
Bu yazdıklarım kurgu. Tek tek karakterler ve olaylar, muhtelif zamanlarda yaşadığım ve muhtelif kişilerden duyduğum şeyler. Aslına bakarsan her yerde her zaman olan durumlar. Bu hikaye iki sene önce gittiğim bir düğünle, yaklaşık on sene önce gittiğim bir düğünün karışımı. Beğendiysen ne mutlu bana.
Sevgiyle kal...

18 Temmuz 2009 23:12

Baştan sona harika bir hikayeydi ellerinize sağlık.Dilerim Tuğçe ile Özgür şu anda da ilk gün heyacanını yaşayıp mutlu bir ömür sürüyorlardır.
Sevgiler...
Zeynep

19 Temmuz 2009 00:58

Tuğçe ile özgür (başka isimlerde) dokuz senedir evliler. İki kızları var.
Yineliyorum. Onların düğününü bir başka düğünle harmanladım. Kızların her biri farklı isimlerde arkadaşım.
Fatih Kız Lisesi 6 Fen de okuduğum doğru. Olaylar parça parça yaşandı.
Toparlayıp komik hale getirmeye çalıştım.
Beğendiğine çok sevindim.
Senin de yeniden bloguna sahip çıkıp birşeylet yazmanı bekliyorum.

Sevgiyle kal...

19 Temmuz 2009 01:12

Sevgili Asu, bu ne güzel bir fikirmis,yasadiklarini harmanlayip bir dügüne,sölene cevirmek.
Ellerine, aklina saglik.

19 Temmuz 2009 22:41

Beğendiğine çok sevindim canım.Çok teşekkür ederim güzel yorumun için. Beni çok mutlu ettin.

Sen de çok mutlu ol e mi...

19 Temmuz 2009 23:17

mutlu son demek :)
hikayenin geri kalanını şimdi okuma fırsatı buldum.
olayların kurgu olmasına çok şaşırdım.
baştan hikaye gibi anlatımınızı tebrik etmiştim hikaye olduğunu bilmeden.
elinize sağlık çok hoş olmuş.

21 Temmuz 2009 11:16

Sevgili e.t
Buna kurgu da diyebiliriz, yaşanmış birkaç olayın iki düğününün harmanlanmış hali de diyebiliriz. Tipler gerçek, isimler farklı. Bu tarz bu ilk denemem. Çok istiyordum. Yazarken çok eğlendim.
Beğenmenize, uğrayıp bunu belirtmenize çok sevindim.

Sevgiler...

21 Temmuz 2009 14:17

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin