Pazar Sohbeti  

Posted by Asuman Yelen




 Kardeşlerin en hoş - sohbeti, kahvesini sehpanın üzerine dikkatle bırakırken

cümlesine devam etti.  " ..... artık davete icazet etmemiz şart oldu."

"Bence geç bile kaldınız. Antalya kaynıyor şimdi " diye dalgın

cevap verdim. Eniştenin ağabeyi yıllar önce çoluk- çocuk  Antalya' ya

 göçü kaldırmışlardı. Sabah eltisi,  her sene olduğu gibi telefonda davetini

yinelemiş cevap beklemekteydi.

 "Sıcak problem değil klimayla serinleriz. Problem kediler..."

Aslında yine gidilmeyecekti. Konuşulur ve unutulurdu. Ama sanki bu kez

canı sıkılmış gibiydi. Benim de aklım bir şeylere takılmıştı. Bu sohbette

içime sinmeyen bir şey vardı. Birden beynimde  bir şimşek çaktı.

"Biraz önce ne dedin sen? " "Nasıl ne dedim...Ne demişim?" "Davete

icazet edilmez, icabet edilir."

"Yaa, bi terslik vardı sanki hissettim. Desene ben de başladım

 sözcükleri karıştırmalara :(((((( "


 Son seyahatimde Nural' la trenle Mersin' den Adana' ya gidiyorduk.

Televizyonda harika hayvan belgeselleri. (2 kez, gidiş dönüş izledik.)

Bir yandan izlerken Nural' a "Anvelop yavrusunun şirinliğine bak..." dedim.

"Yaa çok hoş gerçekten. Bütün hayvanların yavruları güzel.  Neee???

Anvelopu da nerden çıkardın :))).  Şimdi uyandım. Antilop ayol..."

Adana' ya kadar güldük:)




 Geçenlerde kozmetik ürünleri satan bir mağazada ruj bakıyorum. Servis

yapan kız denemek ister misiniz diye sorarken denemem için bir ruj

uzattı. Bir yandan rujun numarasının bulunduğu minik kâğıdı çantamda

araştırırken, kıza cevap verdim.

"Tostıra gerek yok yavrum, numarasını biliyorum."

Kız karşımda dudaklarını ısırırken, ben çantamı kapattım ve

"numarayı...bulamadım...sonra...uğrarım.." Kapıdan nasıl çıktığımı

bilmiyorum ve bir daha da o mağazaya uğramayı düşünmüyorum.


Bir gün öncesi TV izlerken panzere tanzer diyen sen, Türkçeyi arap saçına

çevirmişken bi de İngilizceyi ne karıştırırsın gündelik yaşamına bre gafil !!!






 Tüm bunları yazarken aklıma, son Akçay seyahatimde tanıştığım, yaşdaşım,

dünya tatlısı bir arkadaşımın böyle durumlarda kullandığı, hem bizi çok güzel

açıkladığı, hem de kulağıma çok iyi geldiği için çok sevdiğim ifadesi geldi.


TEVELLÜTTEN MÜTEVELLİT.







Herkese güzel Pazarlar.diliyorum....










This entry was posted on 26.05.2013 at Pazar, Mayıs 26, 2013 . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

21 yorum

yalana bak!! hiç de öyle lafı kelimeyi karıştırmıyordun canısı birlikte geçirdiğimiz 3-4 saat boyunca.
Kağan arada haydutu ayhh yani Pupayı özlüyor ve diyor ki; anne ya ne olur evlerine gidelim,şimdi o ABLA getiremez haydutu bi yerlere, o durmaz ki...
off şu sınav geçsin artık.

26 Mayıs 2013 04:11

Canım benim sabah sabah tebessüm ettirdin bana. Günüm güzel geçecek. Sağ olasın. Senin ve kardeşlerin en tatlısının da günü güzel geçsin. Öptüm.

26 Mayıs 2013 08:53

Canım biz daha çok tevellütleri tekaüt ederiz, birkaç kelime karıştırmakla birşey olmaz. Dayımın deyimiyle "o kadar çatlak su kaçırmaz". Annem bir gün babama 8X4 deodorant ısmarlamış, babam da parfümericiye girip tezgahtar kıza "32 var mı evladım" diye sormuş :) Bunlar eğlenceli yanılmalar canım, keyifli gülmelerimiz olsun :)

26 Mayıs 2013 10:23

Belli bir yaştan sonra kelimeleri karıştırıyoruz da, unutuyoruz da, doğal:)))ha aman pot kırmayayım ben yaşınızı bilmiyorum kendim için söyledim bu cümleyi, bazen gözümün önüne gelen bir şeyin ismini telaffuz edene kadar birkaç dakika geçiyor bu şey sürahi, bardak gibi basit günlük bir şey hem de:( kızkardeşim de eğer o anda yanımdaysa hemen "sen et yeme, sen et yeme abla" diyor..aman ne yapalım boşverin..:)derdimiz bu olsun:)
sevgiler

26 Mayıs 2013 11:04

Sis' cim her zaman değilse de gittikçe artan bir sıklıkta bunları gerçekten yaşıyoruz.

Artık ilgi alanım olmaktan çıkmışsa da sınav sanırım Temmuzda. Bence sınavı beklemeyin, delikanlı da arada bir nefes almış olur. Hatta olumlu katkısı da olabilir.
Bunu bi konuşalım :)

Bu arada isim gerçekten Kağan ise yazdığım her Kaan başına on kere özür dilerim kendisinden.
Tabii benim için gerçekten ABLA sıfatını kullandıysa :)))

26 Mayıs 2013 15:42

Bi daha okuyunca... GERÇEKTEN kelimesini artık uzun zaman kullanmamaya karar verdim. Gerçekten...

26 Mayıs 2013 15:44

Ben de birazcık olsun gülelim diye yazdım. Bu yüzden yorumun beni çok mutlu etti. Yalnız bu günün değil
tüm ömrün güzel geçsin. Bizden de sana sevgiler...

26 Mayıs 2013 15:48

Babanın hikâyesi çok komikmiş :))) Artık önüme gelene anlatırım.

Ben de gülelim diye yazdım zaten.Allah başka keder vermesin denir dii mi bu durumda. Rayegâna dediğim gibi, 5 yıl sonra seni de görürüz. Aslında yazmadım ama ister inan ister inanma, bu icazet gafından sonra " aaa daha 5 yılım vardı amaaa..." esprisini de yaptı.

Pazarın güzel geçsin Leylak' cım...

26 Mayıs 2013 15:55

Müjde' cim merak etme ben senden büyüğüm.(Dahasını sorma. Kaç yaş büyüksün filan ;))

O karıştırmalar da çok farklı.
Mesela ben şemsiye-asansör ve yelpaze üçlüsünü -niyeyse- hep karıştırırım. Bunu da etrafımdaki hemen her kes bilir.
Ama doğrusunu bildiğim bir kelimeyi güvenle kullanıp kulağıma gelen şeyin farklı olduğunu anlamak çok moral bozucu :(
Haftan güzel geçsin canım...

26 Mayıs 2013 16:03

o nasıl güzel bir pazar sohbetiysi öyle Asumancım...

Sevgimle

26 Mayıs 2013 19:12

Beğendiğine sevin' dim Lale' cim.

Benden de sana sevgiler.

26 Mayıs 2013 20:32

Tevellütümüzde ne varmış:))

26 Mayıs 2013 23:10

Hiç bir şey Mihriban' cım...Birkaç kelimeciği birbirine karıştırınca kardeşimle gereksiz bir paniğe kapıldık sadece :))) Yoksa hepimizin çiçeğimiz burnumuzda ;)

26 Mayıs 2013 23:52

Çok güzel bir pazar sohbetiydi canım gerçi bitişinde yakaladım ama başlayacak hafta için iyi geldi.
Bende bazen söylenecek kelime dilime takılınca en yakın kelimeyi bulup söyliyiveriyorum sonrada anlayın işte diye suçu karşımdakine atıyorum:)
Güzel bir hafta dilerim arkadaşım.

27 Mayıs 2013 00:03

Biraz kendimizle dalga geçmek istedim Nur' cum. Herşeyi ciddiye almak için yaşam çok kısa.

Me diyelim, tek kusurumuz dil sürçmesi olsun. O da bizim hoşluğumuz.
Sevgiler canım...

27 Mayıs 2013 01:05

Asucum sınav 8 haziranda. 2 hafta bir şey kaldı. temposu arttı, bende sinirler iyice gerildi ama ona yansıtmayayım uğraşındayım. Sınav bitsin görüşelim mutlaka. Ve evet gerçekten ABLA dedi. Hassas delikanlıdır benim oğlum, bilmeden de yapsa böyle jestler çok sıktır onunla. ve yine evet aslı KAĞAN, ama bir daha doğurma şansım olsa nüfusa KAAN yazdırırım. Askerde bu isim şeysinden başına neler gelecek allah bilir.

NOT: Babasının adı İlteriş, halasının adı Bilge. Eski Türklerin tarihinde uzman bir kayınpederim var da. Babasının adıyla bir tamamlama olacağı için ve kayınpederime çok saygı duyduğumdan onu mutlu etmek adına koyduk ismini. Diğer alternatifler Arda ve Tan idi .

27 Mayıs 2013 01:06

Sınava az kalmış gerçekten. O halde dediğin gibi sınavdan sonraya kalsın.Daha keyifli ve huzurlu olur.
Umarım sonucu da çok güzel olur.
İlk fırsatta onun adının geçtiği bütün postları elden geçirip birkaç yumuşak ge ilavesi yapacağım. Söz.
Bu arada Kağan daha güzel :)
Her ikinizi de öptüm.

(Şu an ter bun içindeyim zira bütün camlar kapalı. Allahtan yarın kapılar ve pencerelere teller takılmış olacak ve ben onları ardına kadar kendim için, tüm oda kapılarını da salon dahil mutfak ve banyo hariç Pupa' ma açacağım. Koşturup dursun yavre :)))

27 Mayıs 2013 02:13

Ben de geçen gün derslerimden birinin soru bankasındaki sorulardan birine " sürdürmek" yerine "dürdürmek" yazmışım; o kadar kontrol etmeme rağmen fark etmemişim; çok güldük sınıfta :))
Sevgiler Asuman Hanım :)

28 Mayıs 2013 17:12

:))) Yazım dilinde sık sık olan bir şey ve de tabii yaşla başla ilgisi yok.
Bu da dün başıma geldi yoruma yazayım bari. (Battı balık yan gider)
Dün gece survior yerine önce eyeliner sonra da alzheimer dediğimi söylesem??? İnan doğru özlem' cim...
Artık sadece gülüyoruz.
Sevgiler...

28 Mayıs 2013 19:52

Kelimeleri karıştırma ve hızlı konuşma durumu oğlum Tolga'da da var.
Ancak ilkokuldan beri öğretmenleri, bu çocuk zekadan dolayı özel eğitim almalı, dediler.Bundan müteveekkil
kendinize haksızlık yapmayın.:)
Sevgiler

29 Mayıs 2013 13:35

Tolga' nın dorumu gerçekten özel ve bizimle kıyaslanınca güzel.
Anneaannem radyoda sunucu "haberleri dinlediniz şimdi günün yorumu" dediğinde,zavallı kız, ne çok konuşuyor bak "dilim yoruldu" diyor derdi. Gerçi o da seksenlerinde olduğu için kulağı iyi işitmiyordu.
Bilemiyorum benim durumum ne ama anlattıklarım doğru:)))
Bu arada kitabınızı marakla bekliyorum Mehmet bey.
Sevgiyle kalın...

29 Mayıs 2013 17:44

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin