Sevgi ve öfke  

Posted by Asuman Yelen

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Birinci resim Gezi' den hemen önce.

İkinci resim iki saat kadar önce.

Biraz önce telefonu kapattı. Evine zor ulaşmış. Bir yandan ağlıyor, bir yandan da espriler yapmaya çalışıyordu. Sırtında 6 bomba patlamış. Ayaklarının dibine 3 bomba düşmüş. Sığındığı minik bir çadırda dakikalarca kusmuş. Gözleri uzun zaman hiç görmemiş. Birileri koşup çadırın tepesini açmışlar. Yoksa havasızlıktan boğuluyormuş. Aynı çadıra ağlayarak kaçan başka kızlara görmeyen gözlerle kendi ilaçlarını vermiş. Nasıl kullanacaklarını tarif etmiş. Kızlar çıldırmanın eşiğine gelmiş.

İşlerinden çıkan karli ferli insanların takım elbiselerinin paramparça olduğunu görmüş.
Tırnağım kırılacak diye aklı çıkan Nişantaşı kızlarının nasıl ağlayarak birbirlerinin salyalarını kusmuklarını temizlediğini anlattı. Bir tesettürlü kızın eşarbını başından çekip kesik bir bacağın kanını durdurduğunu anlattı. Bir kız görmeyen gözlerle kaçarken derin bir çukura düşmesini son anda kolundan yakalayarak engellediğinden bahsetti.

İşin trajikomik yanı, "biz bombalardan kaçarken yanlışlıkla birbirimize çarptığımızda ya da ayağına baştığımızda "Pardon" diyoruz, şaka değil , gerçekten, birileri burnumuzun dibine bomba yollarken ya da nişan alıp yüzümüze patlatırken sırıtarak küfrediyorlar" demesi.

Ağlayarak "artık gitme" dedim. "Nasıl gitmem, sonra aynaya nasıl bakarım" dedi. Bari yalnız kalma yanıma gel dedim. "Yanıma kimseyi istemiyorum. Anlatırken kendi sesimden duyduklarımı tekrar duymak beni daha da çok öfkelendiriyor"dedi.

Şimdi ben evimde, o evinde olanları anlamaya çalışıyoruz.

This entry was posted on 11.06.2013 at Salı, Haziran 11, 2013 . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

25 yorum

o kadar iyi anlıyorum ki.akşam saatlerce taksimde sonra bir süre ulaşabildiğim dükkanımda en sonunda da güvenli evimdeyim.
dediği çok doğru asucum,o yaşanan vahşete rağmen kimse hiçbiri kaybetmiyor insanlığını. ve ben en çok ona ağladım sanırım bu gece. noolur içinden çıkamayacağı bir durumda arasın beni.kendi yeğenim can a kıyamadığım gibi ona da kıyamam. çok kötüydü çok.anlatılmaz

12 Haziran 2013 01:31

Canım ben telefonu ağlayarak kapadım ve aklımda kalanlarla, yazabileceklerimi yazdım. O da hırsından ağladı. Çok öfkeli. Çok kırgın. Çok şaşkın. Neler oluyor böyle.

12 Haziran 2013 01:41

bilmiyorum asu bilmiyorum. akıl tutulması yaşıyor bu tepedekiler.ruhum ezildi bu gece gördüklerimden.

12 Haziran 2013 02:02

Bu masum gençlere, onurlu duruşa karşılık şu yaşadıklarımız resmen vahşet, kara mizah!..kendi halkına düşman!..Hedefleri yakıp yıkmak, çiğnemek!.. herkes an ve an görüyor olup bitenleri!..sebep olan zihniyetler, ruhlar.. normal değil! kesinlikle!.. bu güzel insanlar, bu onurlu Türk Milleti bunları da gördü ya!.. yaşadı ya!..

Önce insan diyen, önce sevgi, barış, kardeşlik diyen gençlerin nasıl uyum içinde nasıl naif ve zarif duruşlarını gördük o gençlik parkında...

Çok üzüntü verici tüm bunlar.. Ama şu da bir gerçektir ki korku duvarı aşılmıştır! Ayan beyan her şeyi gören, Türk bayrağı altında, Atasında birleşen, vijdan sahibi tüm insanlar birarada !.. Türk halkı ayaktadır artık!

Gazlı gözlerinden yüreklerinden öperim o pırıl pırıl gençlerin!.. çok geçmiş olsun Asuman Hanım..

12 Haziran 2013 09:33

Çok teşekkür ederim Esin' cim.
Gerçekten orada çok naif, bir o kadar da sağlam duruşlu insanlar var.
Sabırla ve inatla bir o kadar da öfkeyle (haketmedikleri muameleye karşı)direniyorlar. Ama bu duygular arasında asla korku yok.
Evimin konumu, sağlık durumum bedenen parkta olmamı engelliyor ama yüreğim orada.
Sevgilerimle...

12 Haziran 2013 10:05

ah ah ...! ilk öncelikle çok geçmiş olsun ve ne diyeceğimi bilemiyorum artık !

12 Haziran 2013 10:14

Çok teşekkür ederim Nesrin' cim...

12 Haziran 2013 10:21

Çok çok çok geçmiş olsun ama üzülme - gerçi üzüleceksin mutlaka- üzülmenin yanında gurur duy, çok büyük gurur duy, yıllar sonra bile torunlarına Atatürk'ün gençlere verdiği 1. vazifesini es geçmedim, yerine getirmek için kendi payıma düşeni yaptım diyeceksiniz gururla.

Hep blogumda yazıyordum kırdığı ceviz bini aştı Adolf Tayyip'in ama hala kimse ses çıkartmıyordu, 55 yaşındayım, kemik erimem var, bin türlü hastalığım var daha bu yaşta ama elime silah alıp sokağa çıkasım geldi yine kimseden ses seda yoktu. Ve umudumu kesmiştim. Hep diyordum ki, ben 55 yaşında artık isyan ediyorum gençler nerede? Yok bu ülke müstahak. Ama yanılmışım. Gençler beni yanılttı. Çok sevindim yanıldığıma böyle yanılgıya can kurban. Yalnız çok dikkat etsinler aralarına karışmaya çalışan, sızan bölücülere, pkk lıları bir güzel kovsunlar gölge düşmesin ve bir çuval incir berbat edilmesin.

Tekrar geçmiş olsun
sevgiler

12 Haziran 2013 10:23

Çocuklarımıza kendi öfkelerini ne kadar bulaştırsalar da onların içindeki sevgiyi yok edemeyecekler. Tanrım onları korusun.

12 Haziran 2013 10:51

Çok geçmiş olsun, artık uyku haram, eski hayatımız bir hayal oldu, sanki uykudan uyandıkta kabus yaşıyoruz, hayatın neler getireceği belli değil, masum insanların bu hale gelmesine katlanamıyorum.

12 Haziran 2013 12:25

Üzüntü, merak, öfke, gurur tüm duygular, hepimizde olduğu kadar bende de var. Benim de onlar hakkında önyargılarım vardı "sizden bi cacık olmaz" şaklinde. Yanıldığıma sevindim Müjde' cim. Ben senden 6-7 yaş büyüğüm, evim İstanbul' un hayli uzak bir köşesinde ve köpeğimin kaybından sonra musallat olan panik atak illetiyle boğuşuyorum. Yoksa ben de elimde kek- böreklerle gidip yaralarını sarmak isterdim.

12 Haziran 2013 13:37

Mihriban' cım, orada sevgi, anlayış ve mizah her şeye rağmen yerli yerinde. Keşke canları böyle yanmasa...

12 Haziran 2013 13:39

Fadiş' çim, hepimiz aynı duyguları paylaşıyoruz. İyimser olmaya çalışıyoruz. Yapılan her şey güzel yarınlar için. Umarım çok yakındır.

12 Haziran 2013 13:41

Canım benim geçmiş olsun.
Diyecek şey bulamıyorum. Aslında çok şey var. Çok üzülüyorum olanlara.
Ülkemiz üzerinde oyunlar oynanıyor. Dikkatli olmak, geniş bakmak lazım olaylara. Olanlar aydın gençlerimize oluyor.

12 Haziran 2013 15:23

Sevginin Ruhu,
İstedikleri sadece özgür, çağdaş,demokratik bir ülke. Hayvanlara, doğaya ve birbirlerine saygılı politikacılar, kavgasız dostça ilişkiler. Oyunlara gelmeden, kullanılmadan, hiç bir şeyi, hiç kimseyi referans göstermeden.
Hepsine geçmiş olsun. Hepsi aynı durumdalar çünkü gafil avlandılar.
Teşekkürler arkadaşım.

12 Haziran 2013 16:23

Çok selam söyleyin lütfen Ankaralı kardeşlerinden, çok geçmiş olsun, dün İstanbul çok fenaydı.
Oğlunuz gibi çocuklar sokakta olduğu için günlerdir başıma kötü bir şey gelmiyor benim, tutup çekiyorlar, saklıyorlar, yardım ediyorlar. Birbirimize emanetiz, iyi olacağız, merak etmeyin lütfen. Sizi de sevgiyle kucaklıyorum, selamlar yolluyorum.

12 Haziran 2013 20:02

Ben de sizler ve onlar sayesinde evimde garip bir sevinçle oturuyorum
Fermina daza. İçinde bol endişe tuz biber olsa da.

Küçük bir ayrıntı. Belki gereksiz. Can benim yeğenim. Ama elimde büyüdü.
(Tek oğlum var adı Pupa :))

Selamını ve güzel söz ve dileklerini ilk fırsatta ileteceğim.
Bizler de sizleri öpüyor aydınlık yarınlar diliyoruz...

12 Haziran 2013 21:20

Onurla ayakta duran gençlerimizi yürekten kucaklıyorum; her ne olursa olsun; iyi ki var onlar ...

15 Haziran 2013 21:04

Merhabalar,
Öncelikle çok geçmiş olsun. İçinde bulunduğumuz kaos bizi nereye sürükleyecek inanın bende artık kestiremiyorum. Ama birileri buna seyirci oluyor ve ülke parçalanıyor. Yoksa bu da mı bir oyun ve biz de bu oyunun bir parçası mı oluyoruz bilemiyorum. Kafam çok karışmış durumda. Ne düşüneceğimi bilemez oldum. yaşananlara aklım ermiyor. Biz nasıl bu hale geldik, nasıl böyle düşman edildik birbirimize bilemiyorum.
Diliyorum ve dua ediyorum ki inşallah hepsi geride kalacak ve eski günlerimize geri döneceğiz. Buna inanmak istiyorum hem de çok.
Bu arada bloğunuzun yeni takipçisiyim, bana da beklerim,
Güzel paylaşımlarda görüşebilmeyi temenni ediyorum.
İzmir'den sevgi ve selamlar...

17 Haziran 2013 12:51

Özlem' cim sana cevap vermediğimi farkettim. Çok özür dilerim.
Umarım herşey güzel olur. :)
Teşekkürler, sevgiler...

17 Haziran 2013 21:53

Fatma Damyan hoşgeldiniz bloguma.
Umarım daha güzel şeyler paylaşırız.
Sevgiler...

17 Haziran 2013 21:55

asuman'cım çok geçmiş olsun. gençlerin bu dik duruşları ve bu sahiplenmeleri beni çok mutlu etti. tüm düşüncelerimden utandım. ama artık çok umutluyum...
bursa'da herşey gayet normaldi, yeğenlerimle beraber katılabildiğim her türlü etkinliğe katıldım. ama şimdi ne olacak bekliyorum herkes gibi merakla... herşey çok güzel olur umarım.
kucak dolusu sevgiler gönderiyorum sana...

17 Haziran 2013 23:13

Asortik' cim çok teşekkür e4derim.
Bizler hep aynı yanılgıya düştük gençlerimizi hiç ciddiye almadık.
Varsın utandırsınlar bizi :)

Sevgiler canım...

18 Haziran 2013 14:31

çok geçmiş olsun asuman abla. gezi devrimi'nin toplumun bütün katmanlarına yayılarak ve güçlenerek
yoluna devam edeceğine inanıyorum.
sevgiyle.

22 Haziran 2013 14:22

Hepiniz, talep ettiğiniz tüm güzel şeyleri hakediyorsunuz Tolga' cığım.
Çok teşekkür ederim.
Sevgiler...

24 Haziran 2013 19:31

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin